Giriş: Antitüberküloz ilaçlar ile zehirlenmeler günümüzde yok denecek kadar azdır ancak nadiren görülebilmektedir. İzoniazid yüksek dozlarda alındığında, dozla ilişkili olarak, konvülsiyon, metabolik asidoz, laktik asidoz, rabdomiyoliz, koma ve hatta uygun tedavi edilmediği takdirde ölümle sonuçlanabilmektedir. Olgu: Bilinen sistemik bir hastalığı ve ilaç kullanım öyküsü olmayan 26 yaşındaki erkek hasta hastanemiz acil servisine bilinç değişikliği ile getirildi. Yakınlarından alınan anamneze göre yaklaşık 15 dakika önce evde baygın halde bulunduğu öğrenildi. Hastanın yapılan ilk muayenesinde glaskow koma skalası (GKS) 10 olup, pupiller izokorik, IR:+/+ olarak saptandı. Yakınlarından ilaç aldığı öğrenilen hastanın mide lavajı yapıldı ve aktif kömür tedavisi uygulandı. Ancak ne ilaç aldığı yakınlarından öğrenilememişti. Hasta gözetim altında iken nöbet geçirdi. Hastanın nöbetini durdurmak için intravenöz diazepam yapıldı. Nöbetin önce agresyonu hafifledi daha sonra nöbeti durduruldu. Takip esnasında tekrar nöbeti olan hastanın nöbetine yönelik bu sefer intravenöz midazolam yapıldı ve nöbeti durduruldu. Klinik şüphe üzerine yakınlarından ayrıntılı anamnez alındı ve hastanın INH ilaç aldığı itiraf edildi. 50 mg/kg/gün dozunda intravenöz piridoksin tedavisi yavaş infüzyon şeklinde başlandı. Yaklaşık 30 dakika sonrasında hastanın bilinci açıldı. Sonuç: İzoniazid zehirlenmesi erken müdahale edildiği ve tek tedavi seçeneği olan piridoksin verildiği takdirde başarı ile tedavi edilebilmektedir.