16. ve 18. Asırlarda Osmanlı Fetva Literatüründe Mudârebe Ortaklığı

Mudârebe, geçmişi İslam’dan binlerce yıl öncesine dayanan bir taraftan emek, diğer taraftan sermaye konularak kurulan bir ortaklık türüdür. İslam’da da bu ortaklık meşru olarak kabul edil-miş ve Müslüman toplumlar tarafından kullanılmıştır. Bu ortaklık klasik fıkıh kitaplarında şirket bahsinden ayrı bir bölüm olarak yer almıştır. Mudârebe ortaklığı çeşitli şekillerde günümüzde de varlığını devam ettirmektedir. Her geçen gün gelişmekte olan katılım finansı bu ortaklığa dayalı olarak sermaye toplamaktadır. Hatta bazı araştırmacılar onu faizli finans sistemi başta olmak üzere çağdaş murabahaya dayalı katılım bankacılığına alternatif bir yöntem olarak da önermekte-dir. Bu yüzden söz konusu ortaklığın günümüzde kendisinden beklenen görevi yapacak bir mahi-yette olup olmadığı ancak tarihi tecrübenin bilinmesiyle ortaya çıkacaktır. Ayrıca bu ortaklığın tarihi süreçte geçirdiği değişimin tespit edilmesi onun günümüzdeki durumunu ve gelecekte alacağı şeklin anlaşılabilmesine yardımcı olacaktır. Zira tarihi süreçte beşerî tecrübeye bağlı olarak mudârebe ortaklığında bazı hüküm ve neticelerinin değişime uğradığı görülmektedir. İlk dönemlerde sade olan ortaklık yapıları gittikçe daha teknik bir özellik kazanmaktadır. Bu sebeple 16. ve 18. asırlarda Osmanlı dönemi mudârebe ortaklıklarının nasıl ve ne biçimde kurulduğu, hangi iş kollarında yaygın bir şekilde kullanıldığı ve bu esnada ne gibi hukuki sorunların çıktığı ve çözümlerin üretildiğinin tespit edilmesi iktisat tarihi açısından büyük önem arz etmektedir. Bu sayede mudârebenin günümüzde kendisinden beklenen işlevi yerine getirip getiremeyeceğinin imkânına dair işlevsel tespitler yapılabilecektir. Bu araştırma 16-18. asır Osmanlı fetva literatürüne dayalı mudârebe ortaklığının söz konusu asırlarda karşılaştığı çeşitli hukuki sorunlar ve çözümlerini ortaya koymaya çalışmaktadır. Çünkü uygulamayla ilgili karşılaşılan güncel sorunlar fıkıh kitapları yanında fetvalara konu olmuştur. Bu amaçla söz konusu asırlarda tanınırlık ve ulaşılabilirlik bakımından öne çıkan İbn Kemal (öl. 940/1534), Ebussuûd Efendi (öl. 982/1574), Sun‘ullah Efendi (öl. 1021/1612), Feyzullah Efendi (öl. 1115/1703) ve Yenişehirli Abdullah Efendi’ye (öl. 1156/1743) ait fetva mecmûaları taranarak ko-nuyla ilgili tespit edilebilen fetvalar değerlendirilmiştir. Osmanlı dönemi fetva literatüründe mudârebe akdi, fıkıh geleneğinde olduğu gibi şirket bölü-münden ayrı müstakil başlıklarda yer almaktadır. Mudârebeyle ilgili fetvaların daha çok uygulama esnasında ortaya çıkan sorunlar ve çözümleri yansıttığı anlaşılmaktadır. Araştırma konusu asırlara ait öne çıkan fetva mecmuaları incelendiğinde gerek sayı gerekse ihtiva ettiği konular bakımından mudârebe ortaklığının Osmanlı toplumunda yaygın bir şekilde kullanıldığı görülmektedir. Zira bu ortaklık sermayedar açısından sermayesini işletmenin, girişimci açısından da finansman ihtiya-cını karşılamanın en kullanışlı araçlarından biri olduğu söylenebilir. Özellikle kadınlar olmak üzere ticaret yapma imkânı olmayan bazı kimseler bu ortaklığı tercih ettikleri anlaşılmaktadır. Mudârebeyle ilgili fetvalarda sıkça geçen denizle ilgili “Zeyd-i reis”, “Karadeniz ve Akdeniz” gibi ifadeler söz konusu asırlarda Osmanlı Devleti’nde daha çok İstanbul merkezli Akdeniz ve Karade-niz havzasında tarım ve ticarete yönelik işler için mudârebe ortaklığı yapıldığı görülmektedir. Bu sayede girişimciler, kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını karşıladıkları anlaşılmaktadır. Mudâribin ortaklıkta faal, rabbü’l-mâlin pasif kalması tarafların diğer ortaklık türlerine göre mudârebeyle ilgili meselelerin daha fazla fetvalara yansımasına sebep olduğu söylenebilir. Çünkü mudârebe ortaklığı gereği mudâribin teaddisi olmadığı takdirde re’sümâldeki zarardan sorumlu olmaması ve rabbü’l-mâlin takyidine muhalif yaptığı işlemlerden dolayı kâr etmesi halinde kârın kendisine kalmasıyla mudâribin daha fazla risk almasına imkân verdiği görülmektedir. Bu durum rabbü’l-mâlin sermayesini zarardan korumak amacıyla mudâribe yer, zaman ve süreyle ilgili çeşitli sınırlamalar getirmeye çalışmasına hatta daha da ileri giderek mudâribin sermayedeki zarara müşterek olması veya sermayeye kefil olması gibi fıkıhta yer aldığı şekliyle mudârebe akdi-nin ruhuna aykırı bazı şartlar ileri sürmesine sebep olmaktadır. Buna rağmen mudâribin ilgili şartlara pek fazla riâyet etmeyerek bazı hallerde sermayenin zâyî olmasına sebep olduğu bunun ise teaddi kapsamında değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Rabbü’l-mâl ile mudâribin temel ihtilaf noktalarından birinin de re’sümâlin karz, muâmele veya mudârebe olarak verilip verilmediği meselesidir. Özellikle ortaklığın zarar etmesi halinde rabbü’l-mâl, ana sermayesini kurtarmak, mudâribin ise tazmin yükümlülüğünden kaçınmak için uğraştığı görülmektedir. Hatta bazı fetvalarda rabbü’l-mâl, mudâribden kâr payı alırken, sermayenin mahi-yetini gündem yapmazken zarar ortaya çıktığı hallerde karz verdiğini iddia edebilmektedir. Bura-da rabbü’l-mâlin karz verdiği iddiasına karşılık, mudârib mudârebeye aldığını ileri sürmektedir. Fetvalarda ortaklar herhangi bir delil ortaya koyamadığı veya her iki tarafın delil ortaya koyduğu hallerde karz delili kabul edilmekte, deliller arasında herhangi bir tercih yapılamadığı takdirde ise sermaye zâyî olmuşsa karz, kâr elde edilmişse mudârebe delilinin tercih edildiği görülmektedir. Çünkü mudârib, rabbü’l-mâlin izniyle sermayeyi kabzettiğine göre rabbü’l-mâl de malı teslim ettiğini itiraf etmektedir. Bu durumda mudâribe tazmin davası açabilir. Ancak rabbü’l-mâlin karz verdiğine dair delili olmadığı hallerde mudâribin mudârebe olduğuna dair yemini kabul edilir. Fetvalarda rabbü’l-mâlin buğday, kendir, bez ve koyun gibi taşınır malları re’sümâl yapmaya çalıştığı görülmektedir. Ancak rabbü’l-mâl vekâlet verip mudârebeye kullanmasını söylenediği takdirde mudârebe akdi kurulmuş olmadığı görülmektedir. Ayrıca mudâribin emeği dışında kendisinin sermaye ilave ettiğine dair iddiası rabbü’l-mâlin izin vermesi vb. bazı şartlarda kabul edilmektedir. Mudârebeyle ilgili zarar ve ziyan hususlarının diğer meselelere göre daha fazla fetvalara konu olduğu söylenebilir. Bunların bir kısmı mudâribin ihmal ve kötü niyetli tutumun-dan bir kısmı olumsuz piyasa şartlarından diğer bir kısmı da geminin batması gibi fizikî olumsuz şartlardan kaynaklandığı görülmektedir. Bunlardan hareketle söz konusu asırlarda zararın kay-naklandığı alanları tespit etmek de mümkündür. Bunlar arasında deniz araçlarının batma ve yan yatmaları öne çıkmaktadır. Mudârebe akdi örneğinde araştırma yapılan asırlarda fetvalarla fıkıh geleneği arasında yani teori ile pratik arasında bir uyumsuzluğa rastlanmadığı söylenebilir.

16. and 18. Century Mudārabah Contract in Ottoman Fatwas Literature

Mudārabah is a type of partnership that was founded by putting labor on the one hand and capi-tal on the other, dating back thousands of years before Islam. In Islam, this partnership has been accepted as legitimate and used by Muslim societies. This partnership has included in the classic fiqh books as a separate section from the şarikah subjects. Mudārabah partnership continues to exist in various ways today. Participation finance which is developing day by day collects capital based on this partnership. Some researchers even recommend it as an alternative method to participation banking based on contemporary usury especially the interest finance system. For this reason, whether the partnership in question is of a nature to perform the task expected from it will only be revealed by knowing the historical experience. Furthermore, determining the change that this partnership has undergone in the historical process will help to understand its current situation and the way it will take in the future. Because, depending on the human expe-rience in the historical process, it is seen that some provisions and consequences of the partners-hip have changed. The partnership structures, which were simple in the first periods, have gained more and more technical features. For this reason, it is of great importance in terms of economic history to determine and how the Ottoman period partnerships were established in the 16. and 18. centuries, which business lines were widely used, and what legal problems and solutions were produced during this period. In this way, functional determinations can be made as to whether the contract will be able to fulfill the function expected today.This research tries to put forward the various legal problems and solutions faced by the conflict partnership based on Ottoman fatwa literature in the 16. - 18. centuries. Because the current problems encountered with the application have been the subject of fatwas as well as fiqh books. Fort this purpose, fatwa journals belonging to Ibn Kemal (d. /9401534), Ebu’s-su‘ud Efendi (Abū l-Su‘ūd) (d. 982/1574), Sun‘ullah Efendi (d. 1021/1612), Feyzullah Efendi (d. 1115/1703) and Yenişe-hirli Abdullah Efendi (d. 1156/1743), who stand out in terms of recognition and accessibility in the aforementioned centuries have been collected and fatwas that can be determined on the subject have been evaluated.In the Ottoman period fatwa literature, the contractual contract takes place in separate titles separate from the company department, as in the tradition of fiqh. It is understood that fatwas related with mudārabah mostly reflect the problems and solutions that arise during the applica-tion. When the prominent fatwa journal of the research subject are examined, it is seen that the mudārabah partnership has been widely used in Ottoman society in terms of both number and issues. Due to the fact that this partnership can be said to be one of the most useful tools for the capitalist to operate his capital and to meet the financing needs for the entrepreneur. It seems that some people especially women, who do not have the opportunity to trade, prefer this part-nership.Expressions such as “Zeyd Captain”, “Black Sea and the Mediterranean”, which are frequently mentioned in mudārabah related to fatwas are observed that a partnership has been made mainly in the Istanbul-centered, Mediterranean and Black Sea basins for the agricultural and commercial works in the Ottoman Empire in the aforementioned centuries. Thus, entrepreneurs seem to meet their short-term financing needs. It can be said that the fact that the mudārabah partner is active in the partnership and the passivity of the capital owner causes the parties to have more reflecti-ons in the fatwa than the other partnership types. Because, it is seen that if the mudārabah part-ner is not unjust due to the mudārabah partnership, he is not responsible for the loss in his capi-tal, and if the profits are due to the transactions against the immigration of the capital owner, the probability of the mudārabah partner is to take more risks. This situation causes the capital owner to try to impose various restrictions on the place, time and duration in order to protect the capital from loss, and even to go further, to put forward some conditions contrary to the spirit of the depository, as the depository is common to the loss in the capital or to be a guarantor to the capital. Nevertheless, it is understood that the deposi-tory did not comply with the relevant conditions too much and that in some cases the capital was lost, this was considered within the scope of injustice. One of the main points of disagreement between the capital owner and the mudārabah partner whether the capital is given as debt, treatment or mudarabah. Especially, in case mudārabah partnership makes a loss, it is seen that capital owner is trying to save his main capital, while the mudārabah partner is trying to avoid the obligation of compensation. Even, in some fatwas, capital may claim that while he took profit from the mudārabah partner, he made a profit in the event that the loss occurred while the nature of the capital was not on the agenda. He claims that he/she took the ruin in response to his/her claim that the capital owner lent. In fatwas, if the partners can not put forward any evidence or if both parties present the evidence, the evidence of debt is accepted, if no preference can be made a selection between the evidences, it is seen that if capital get lost, debt is preferable, if profit is obtained, the evidence of mudārabah is preferred. Because, the mudārabah partner with the permission of capital owner, admits that he/she delive-red the goods in capital owner, according to which he embraced capital. In this case, mudārabah partner may file suit a compensation case. However, if there is no evidence related capital owner lends, it is accepted that his/her oath related to mudārabah partner is a mudarabah. It is seen that the capital owner is trying to make a capital such as wheat, hemp, cloth and sheep in fatwas. However, if he gave a power of attorney and told him to use it, it is seen that the cont-ract of mudārabah could not draw up. In addition, except for the labor of the mudārabah partner, the claim that he added capital and was the permission of the capital owner etc. is accepted in some circumstances. It can be said that the issues of loss and detriment related to mudārabah are subject to more fatwa than other issues. Some of them appear to be due to negligence and male-volent attitude of the destructor, some to be due to negative market conditions, and others to physical adverse conditions such as the sinking of the ship. From these point, it is also possible to identify the areas where the damage was caused in these centuries. Among them, the sinking and side lying of the sea vehicles come to the fore. It can be said that in the centuries of research in the example of Mudarabah, there is no incompatibility between the fatwas and the tradition of fiqh, that is between theory and practice. 

___

  • Akgündüz, Murat. Osmanlı Devleti’nde Şeyhülislâmlık. İstanbul: Beyan Yayıncılık, 2002.
  • Apaydın, H. Yunus. “Îne”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi 22/283-285. İstanbul: TDV Yayınları, 2000.
  • Apaydın, H. Yunus. “Karz”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi 24/520-525. İstanbul: TDV Yayınları, 1995.
  • Arslanlı, Halil. Kollektif ve Komandit Şirketler. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1958.
  • Atar, Fahrettin. “İftâ Teşkilatının Ortaya Çıkışı”. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 3 (1985), 19-48.
  • Aybakan, Bilal. “Muâmele”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi 30: 319-320. İstanbul: TDV Yayınları, 2005.
  • Aydın, Mehmet Âkif. “Deyn”. Diyanet İslam Ansiklopedisi 9/266-268. İstanbul: TDV Yayıncılık, 1994.
  • Aydın, Mehmet Âkif. “Gasp”. Diyanet İslam Ansiklopedisi 13/387-392. İstanbul: TDV Yay. 1996.
  • Aynî, Ebu Muhammed Bedrüddin Mahmud b. Ahmed b. Musa el-Ayıntabi. el-Binaye fi Şerhi’l-Hidaye. I-X. Beyrut: Dârü'l-Fikr, 1980.
  • Bacha, Obiyathulla Ismath. “Conventional Versus Muḍārabah Financing: An Agency Cost Perspective”. Journal of Islamic Economics 4/1-2 (1995), 33-49.
  • Bayındır, Servet. Fıkhî ve İktisâdî Açıdan İslâmî Finans (Para ve Sermaye Piyasaları) İstanbul: Süleymaniye Vakfı Yayıncılık, 2015.
  • Berki, Ali Himmet. Hukuk Tarihinde İslâm Hukuku. Ankara: Diyanet İşleri Reisliği Yayıncılık, 1955.
  • Bilgin, Vejdi. Fakih ve Toplum. İstanbul: İz Yayıncılık, 2003.
  • Çavuşzâde, Mehmed Aziz. Dürrü’s-Sükûk. İstanbul: Âmire Matbaası, 1277.
  • Çelik, İmran. “Meşru Bir Yatırım Aracı Olarak Mudârebe ve Günümüzde Kullanımı”. Injosos Al-Farabi International Journal On Social Sciences/ Al-Farabi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi 1/3 (2017), 381-395
  • Çiller, Tansu-Çizakça, Murat. Türk Finans Kesiminde Sorunlar ve Reform Önerileri İstanbul: İstanbul sanayi Odası Yayıncılık, 1989.
  • Durmuş, Abdullah. “Modern Bir Finansal Araç Olarak Sukuk ve Fıkhi Açıdan Tahlili”. İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi 16 (2010), 141-156.
  • Düzdağ, M. Ertuğrul. Şeyhülislâm Ebussuûd Efendi’nin Fetvaları Işığında 16. Asır Türk Hayatı. İstanbul: Şûle Yayıncılık, 1998.
  • Ebussuûd, Muhammed İmâduddin. Mecmûatü’l-Fetâvâ. Der. Velî b. Yusuf İstanbul: İstanbul Müftülüğü Kütüphanesi, 178.
  • Ebussuûd, Muhammed İmâduddin. Mecmûatü’l-fetâvâ. İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Ef., 3406.
  • Ekinci, Mustafa. Anadolu Alevîliği’nin Tarihsel Arka Planı. İstanbul: Beyan Yayıncılık, 2002.
  • Feyzullah Efendi. Fetâvâ-yı Feyziyye. Haz. Süleyman Kaya. İstanbul: Klasik Yayıncılık, 2009.
  • Gedikli, Fethi. “İstanbul’da Para Vakıfları ve Mudârebe”. Osmanlı Hukuku: Makaleler. İstanbul: Gündoğan Yayınları, 2012, 31-47.
  • Gedikli, Fethi. Osmanlı Şirket Kültürü: XVI.-XVII. Yüzyıllarda Mudârebe Uygulaması. İstanbul: İz Yayıncılık, 1998.
  • Gönen, Doruk. “İslam Hukukunda Mudârebe (Emek+Sermaye) Şirketinde Tarafların Hak ve Borçları”. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası 63/1-2 (2005), 193-212.
  • Hamdemirci Ahmet- Görmüş, Şakir. “Kapitalizm’in Sarmalından Bir Çıkış Yolu Olarak Adil Ekonomik Düzen’in Kredileşme İlkeleri”. Route Education and Social Science Journal 27 (2018), 1296-1316.
  • Hammâd, Nezih Kemâl. el-Ukûdü’l-mürekkebe fi’l-fıkhi’l-İslâmiyyi. Dımeşk: Dâru’l-kalem, 1325/2004.
  • Hattâb, Abdurrahman Muhammed b. Muhammed. Mevâhibu’l-celil li-şerhi Muhtasar-ı Halil. thk. Zekeriya Umeyrât. Beyrut: Dâr-u âlimi’l-kütüb, 2003.
  • Hayyat, Abdülaziz İzzet. eş-Şerikât fi’ş-Şeriati’l-İslamiyye ve’l-Kanunu’l-Vaz’i. Beyrut: Müessetür’r-risale, 4. Baskı, 1994.
  • Heyet. Mecmûatü’l-fetâvâ İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, Şehid Ali Paşa, 2867.
  • Huneyni, Muhammed Vecih. “Tasmîmu Hıyârâti Mâliyye İslâmiyye li’l-Mudârebe ve İdâreti’l-Mehâtır”. International Congress on Islamic Economics and Finance (ICISEF) (21-23 October 2015). 2/233-262. Sakarya: Turkey Proceedings, 2016.
  • İbn Hazm, Ebû Muhammed Ali b. Ahmed b. Saîd
  • el-Endelüsî el-Kurtubî ez-Zahirî. el- Muhallâ bi'l-âsâr. Beyrût: Dârü'l-İlmiye, 1988.
  • İbn İshak, Muhammed b. İshak b. Yesar. Siretü İbn İshak. thk. Muhammed Hamidullah. XIII Cilt. Konya: Hayra Hizmet Vakfı Yayıncılık, 1981.
  • İbn Kemal Paşa, Ahmed b. Süleyman. Fetâvâ. İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, Âşir Ef., 270.
  • İbn Kemal Paşa, Ahmed b. Süleyman. Fetâvâ-yı İbn Kemal. İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, Nuruosmaniye, 1967.
  • İbn Kemal Paşa, Ahmed b. Süleyman. Fetâvâ-yı Kemalpaşazâde der Hakk-ı Kızılbaş. Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Ef., 3548, vr. 45a-47b.
  • İbn Kemal Paşa, Ahmed b. Süleyman. Îzâhu’l-Islâh. İstanbul: Fatih, 1485.
  • İbn Kemal Paşa, Ahmed b. Süleyman. Risâle fî Mesâili’l-Fetâvâ. İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, Yeni Cami, 685.
  • İbn Kemal Paşa, Ahmed b. Süleyman. Fetâvâ. İstanbul: Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmut Efendi, 1224.
  • İbn Kemal Paşa, Ahmed b. Süleyman. Mecmau’l-mesâili’ş-şer’iyye fî’l-ulûmi’d-dîniyye. İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, Nadir Eserler-Türkçe, 6253.
  • İbnü’l-Esir, İzzeddin Ebi’l-Hasan Ali b. Ebi’l-Kerem. el-Kâmil fi’t-tarih. Beyrut: 1965.
  • İbnü'l-Hümam, Kemalüddin Muhammed b. Abdilvahid b. Abdülhamid. b. Mes’ud. Şerhu Fethi’l-Kadir. Beyrut: Dâru'l-Fikr, 1977.
  • İnanır, Ahmet. İbn Kemal’in Fetvaları Işığında Osmanlı’da İslam Hukuku. Ankara: Gece Kitaplığı, 2015.
  • İnanır, Ahmet. Kanûnî Devrinde Osmanlı’da Hukukî Hayat. İstanbul: OSAV Yayıncılık, 2011.
  • İnanır, Ahmet. “XVI. Yüzyıl Osmanlı Devleti’nde Fetvanın Yeri ve Günümüz Osmanlı Araştırmaları Bakımından Kaynak Değeri”. Osmanlı’da Fıkıh ve Hukuk. ed. Süleyman Kaya - Haşim Şahin. 133-149. İstanbul: Mahya Yayınları, 2017.
  • İzmirli, İsmail Hakkı. Kitâbu’l-İftâ. İstanbul: Evkaf Matbaası, 1336.
  • Kallek, Cengiz. “Mudârebe”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 30/359-363. İstanbul: TDV Yayınları, 2005.
  • Kasani, Alauddin Ebu Bekir b. Mes’ud. Kitabu Bedâiu’s-Sanâi fi Tertibi’ş-Şerai. Beyrut: Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, 1986.
  • Komisyon. Faizsiz Bankacılık Standartları, Çev. İshak Emin Aktepe/Mehmet Odabaşı İstanbul: TKBB Yayıncılık, 2012.
  • Köse, Murtaza. “Ticaret Hukuku Tarihi Açısından Mudârebe ve Commenda Ortaklıklarının Etkileşimi Hakkında Bir Deneme”. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 17 (2002), 151-177.
  • Kumaş, M. Salih & Abdullayev, Elman. “Bir Finansman Modeli Olarak Mudârebe’nin Faizsiz Bankacılıkta Etkin Şekilde Kullanılması Sürecinde Sivil Toplum Örgütlerinin Aktif Rol Üstlenmesi”. International Journal of Islamic Economics and Finance Studies = Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Araştırmaları Dergisi 2/1 (2016), 67-87.
  • Merğînânî, Ali b. Ebî Bekir b. Abdulcelil. el-Hidâye şerh-u Bidâyeti’l-mubtedî. thk. Tallâl Yusuf. Beyrut: Dâru kütübi’l-ilmiyye, 1990, 3/225.
  • Mısrî, Refik Yunus. Buhûs fi'l-mesârifi'l-İslâmiyye. Dımaşk: Dâru’l-fikr, 2001.
  • Neccâr, Ahmed. el-Asâle ve’l-muâsıra fî menheci tenmiyeti’ş-şâmile; Bünûk bilâ fevâid kadıyyetü bünûki’l-iddihâri’l-mahalliyye Cidde: 1985.
  • Nevevî, Ebû Zekeriya Muhyiddin b. Şeref. el-Mecmu Şerhu’l-Mühezzeb. Beyrut: Dâru’l-fikr, ts.
  • Özcan, Tahsin. “Osmanlı Şirket Kültürü: XVI.-XVII. Yüzyıllarda Mudârebe Uygulaması”. İslâm Araştırmaları Dergisi 3 (1999), 273-275.
  • Sahnun, Mahmud-Hannan el-Umravi, “Sukûkü’l-Mudârebeti’l-Hadrâ ve Devruhâ fî Tahkîki Mukavvemâti’t-Tenmiyeti’l-Müstedâme”. International Congress on Islamic Economics and Finance (ICISEF) 21-23 October 2015. 3/210-220. Sakarya: Turkey Proceedings, 2016.
  • Savaş, Saim. XVI. Asırda Anadolu’da Alevilik. İstanbul: Vadi Yayıncılık, 2002.
  • Serahsî, Ebubekir Muhammed b. Ahmed b. Ebi Sehl. Mebsut. Beyrut: Dâru’l-marife, 1993.
  • Sun‘ullah Efendi. Fetâvâ-yı Sun‘ullah Efendi. İstanbul: Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, Hüsnü Paşa, 502.
  • Şekerci, Osman. İslâm Şirketler Hukuku İstanbul, Marifet Yayıncılık, 1981.
  • Şeybânî, Ebu Abdullah Muhammed b. Hasen. el-Camiu’s-Sagîr. Beyrut: y.y., 1986.
  • Şurunbilali, Ebu’l-İhlas Hasan b. Ammar b. Ali el-Vefai. Gunyetü Zevi’lAhkam fi Buğyeti Düreri’l-Hükkam. İstanbul: 1976.
  • Tekindağ, Şehabettin. “Yeni Kaynak ve Vesîkaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih-Enstitüsü Dergisi 27/22, (1968), 50-79.
  • Yenişehirli Abdullah Efendi. Behcetü’l- Fetava Maa’n- Nükul. İstanbul: Dârü't-Tibâati'l-Âmire, 1266.
  • Yıldız, Yunus Emre. Kamu Kurumlarının Finansmanında Mudârebe İmkânlarının Uygulanması. İstanbul: Sabahattin Zaim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019.
  • Zafenî, Abdulelah. Mudârebe Şirketlerinin Akitleri ve Çağdaş Uygulanırlığı. İstanbul: Sabahattin Zaim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2017.