CUMA HUTBELERİNİN ARDINDAN OKUNAN NAHL SÛRESİNİN 90. ÂYETİNE VERİLEN TÜRKÇE ANLAMIN TEFSİRLERLE UYUMU MESELESİ

Cuma hutbelerinin ardından Kur’ân-ı Kerîm’den belli bir bölüm okuma geleneği Hz. Peygamber tarafından Kâf sûresinin okunması şeklinde başlatılmış, râşid halifeler döneminde farklı sûre ve âyetlerle devam ettirilmiştir. Emevî halifelerinden Ömer b. Abdülazîz dönemine gelindiğinde ise Nahl sûresinin 90. âyeti okunmaya başlanmıştır. Ülkemizde bu gelenek, Nahl sûresinin 90. âyetinin önce Arapçasının ardından da Türkçesinin (çevirisinin) sunulması şeklinde sürdürülmektedir. Lâkin ilk dönem rivâyet ağırlıklı tefsirler incelendiğinde söz konusu âyete verilen Türkçe anlamın, âyetin Arapçası ile birebir uyumlu olmadığı görülmektedir. Bunda, âyet içerisindeki kelimelere dirâyet ağırlıklı tefsirlerde yüklenen anakronik/art zamanlı anlamların etkili olduğu anlaşılmaktadır. Çalışmamız, Nahl sûresinin 90. âyetinin doğru anlamının ortaya çıkarılmasına katkı sağlamak suretiyle sağlıklı bir Kur’an tasavvuruna sahip olunmasını hedeflemektedir. Âyetin doğru anlamının tespit edilebilmesi amacıyla, en kadim olanlarından başlamak üzere tefsir külliyatı ana hatlarıyla gözden geçirilmiş ve cümle içerisindeki kelimelere erken dönem rivâyet ağırlıklı tefsirlerde dile getirilen nüzûl zamanı anlamlarının verilmesi gerektiği -ki Vucûhu’l-Kur’an ilmi de bunu gerektirmektedir- sonucuna ulaşılmıştır.

THE PROBLEM OF THE COMPATIBILITY OF TURKISH TRANSLATION OF THE VERSE 90 OF SÛRAH AN-NAHL WHICH IS READ AFTER FRIDAY SERMONS WITH TAFSIRS

The tradition of reading a certain chapter from the Quran after the Friday sermons was initiated by the Prophet with the Sûrah Qâf and was continued with different surahs and verses during the caliphs period. By the time of Omar b. Abdulazeez, one of the Umayyad caliphs, the 90th verse of sûrah an-Nahl started to be read. In our country, this tradition is continued by presenting the 90th verse of sûrah an-Nahl first in Arabic and then in Turkish. However, considering the information included in the narrations, the content of the verse presented in our country is not compatible with the Arabic language. In this it is understood that the anachronic meanings attributed to the words in the verse are effective. In our study, it is aimed to have a healthy Qur'anic image by contributing to the correct meaning of the 90th verse of sûrah an-Nahl. In order to determine the true meaning of the verse, the commentary of the exegesis was revised, starting with the most ancient ones, and it was concluded that the words in the sentence should be given the meanings equivalent to the revelation time of the verse

___

Âlûsî, Ebü’l-Fadl Şihâbüddin Mahmûd. Rûhu’l-meâni fî tefsîri’l-Kur’âni’lAzîm ve’s-seb’i’l-mesânî. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, t.y.

Bursevî, İsmâil Hakkı. Rûhu’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân. el-Mektebetü’ş-Şâmile, t.y.

Çavuşoğlu, Raşit. “Amasya Müftüsü Mehmed Sabri Yetkin’in Nahl Sûresi 90. Âyeti Bağlamındaki Risale-i Mev’izesi”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi = The Journal of International Social Research XI/60 (2018): 1231-1242.

Ebû Hayyân el-Endelüsî, Muhammed b. Yûsuf. el-Bahru’l-muhît. Thk. Sıdkı Muhammed Cemil. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 2010.

Ebüssuûd, Muhammed. İrşâdü’l-akli’s-selîm ilâ mezâya’l-Kitâbi’l-Kerîm. Riyad: Mektebetu’r-Riyâd el-Hadîse, t.y.

Elik, Hasan - Coşkun, Muhammed. Tevhit Mesajı Özlü Kur’an Tefsiri. 2. Bs. İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2015.

Fâik, Debreli Vildân. “Nahl/16 Sûresinin 90. Âyetinin Tefsiri”. Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. Trc. Mustafa Özel 10/2 (2006): 135-147.

İbn Ebî Hâtim, Abdurrahmân b. Muhammed. Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm. Mekke: Mektebetü Nezzâr Mustafa el-Bâz, 1417.

İbn İshâk, Ebû Abdillah Muhammed. es-Sîratü’n-nebeviyye. Beyrut: Dâru’lKutubi’l-İlmiyye, 2009.

İbn Kesîr, Ebü’l-Fidâ İsmâil. Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm. Kahire: Müessesetü Kurtuba, 2000.

Kur’an Yolu Meâli. çev. Hayrettin Karaman - Mustafa Çağrıcı - İbrahim Kâfi Dönmez - Sadrettin Gümüş. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı, 2016.

Karaman, Hayrettin - Çağrıcı, Mustafa - Dönmez, İbrahim Kâfi - Gümüş, Sadrettin. Kur’an Yolu Türkçe Meâl ve Tefsir. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı, 2003.

Kur’ân-ı Kerim Meâli. çev. Halil Altuntaş - Muzaffer Şahin. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı, 2007.

Yüce Kur’ân ve Açıklamalı-Yorumlu Meâli. çev. Abdülkadir Şener - M. Cemal Sofuoğlu - Mustafa Yıldırım. İzmir: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2014.

Kurtubî, Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr-. el-Câmiʿ li-ahkâmi’l-Ḳurʾân. Beyrut: Muessesetu’r-Risâle, 2006.

Kuşeyrî, Abdülkerîm b. Hevâzin. Letâ’ifü’l-işârât. Mısır: el-Hey’etü’lMısriyyetü’l-Âmme li’l-Kitâb, 1981.

Mâturîdî, Ebû Mansûr Muhammed. Te’vîlâtü ehli’s-sünne. Beyrut: Muessesetu’r-Risâle Nâşirûn, 2004.

Mukâtil b. Süleyman, Ebü’l-Hasen. Tefsîru Mukâtil b. Süleyman. Kahire: elHey’etü’l-Mısriyyetü’l-Âmme li’l-Kitâb, 1979.

Nahhâs, Ebû Ca’fer Ahmed b. Muhammed b İsmâil. Me’âni’l-Kur’âni’lKerîm. Mektebetü Mişkâti’l-İslâmiyye, t.y.

Nesefî, Ebü’l-Berekât Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd. Medârikü’t-tenzîl ve hakâiku’t-te’vîl. Beyrut: Dâru’n-Nefâis, 2005.

Öztürk, Yener. “Hayır ve Şerri Özetleyici Muhtevasıyla Nahl 90. Âyetin Düşündürdükleri”. EKEV Akademi Dergisi-Sosyal Bilimler IX/22 (2005): 87-102.

Râzî, Fahrüddîn Muhammed. Mefâtîhu’l-gayb. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1981.

Semerkandî, Ebü’l-Leys Nasr b. Muhammed b. İbrâhim. Bahru’l-ulûm. Mektebetü Mişkâti’l-İslâmiyye, t.y.

Suyûtî, Celâlüddîn Abdurrahmân b. Ebî Bekr. ed-Dürru’l-mensûr fi’t-tefsîr bi’lme’sûr. Kahire: Merkez li’l-Bühûs ve’d-Dirâsâti’l-Arabiyye ve’lİslâmiyye, 2003.

Şeyhzâde, Muhyiddîn. Hâşiyetü Muhyiddîn Şeyhzâde alâ tefsîri’l-Kâdî el-Beyzâvî. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1999.

Taberî, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr. Câmiu’l-beyân fî te’vîli-l-Kur’ân. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1984.

Tabersî, Ebû Alî el-Fadl b. el-Hasen. Mecmau’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân. Beyrut: Muessesetü’l-A’lemî li’l-Matbûât, 1995.

Yaşaroğlu, M. Kâmil. “Nahl Sûresi”. TDV İslam Ansiklopedisi. 32: 308-309. İstanbul: TDV İslam Araştırmaları Merkezi, 2006.

Zemahşerî, Ebu’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer. el-Keşşâf an hakâikı gavâmizi’ttenzîl ve uyûni’l-ekâvîl fî vücûhi’te’vîl. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’lArabî, t.y.