Kâlden ziyade hâl ile ilişkili olan tasavvuf, satırlardan değil sadırlardan öğrenilip aktarılan, bu yolu talep ve irade edenin, irşad edip yol göstereni takip etmesiyle elde edilen marifet ve hakikatlerdir. Bu yolda elde edilen her türlü tecrübe, salik için önem arz etmektedir. Zira tabi olunan mürşid, kendi tecrübesi ve meşrebine göre talibi çeşitli yollardan marifet ve hakikate ulaştırmayı amaçlar. Bu çeşitlilik de tasavvuf sahasının genişliğinin en büyük sebeplerindendir. Tarihî süreci içinde sürekli genişleyen tasavvuf düşüncesinin mensuplarından birisi de 16. yüzyıl Osmanlı döneminde yaşamış olan Köstendilli Ali el-Halvetî’dir.