Geçmişin izlerini taşıyan gelenek Dak

Bireyin yaşamında tepki gösterdiği ilk unsurlardan belki de ilki kendi bedenidir. Beden, kişinin kendi benliğinin farkına vardığı ilk yerdir. Bu nedenle her çağda, her toplulukta bireylerin bedenleri üzerine duyguları yansıtma biçimi ve kullanımı farklılıklar göstermektedir. İlk çağlardan günümüze değin insanın gelişimini bedenlerine işledikleri dövmeler aracılığıyla anlamak mümkündür. Nitekim dövmeler insanların yaşadıkları zamanın, coğrafyanın izlerini taşımakta; bireyin yaşadığı çevrede toplumsal ilişkilerini, kısaca kültürel birikimlerini ve hatta korkularını günümüze kadar taşıyan aracılar olarak bilinmektedir. Dövme anlamının bireysel olarak üretildiği, farklılaşmayı ve bireysel kimlikleri vurgulamayı amaçlayan kimi zaman da sadece estetik kaygılarla yapılan bir beden düzenlenmesi olarak ortaya çıkmaktadır. Beden, toplumsal iletişim ve etkileşimin en önemli aktörü konumundadır. Bireyin beden üzerinden ifade ettiği anlamların, toplumsal iletişimin ve hatta direnişinin veya başkaldırışı olarak önemli bir araç olduğu görülmektedir. Dövme, bireyin bulunduğu toplumdaki kendine özgün bireysel ifadesinin sembolik olarak bedeni aracılığı ile iletişime geçerek bir haykırış olarak değerlendirilebilir. Kişinin kendi bedenine sembollere vermiş oldukları anlamları ile dövmenin, asıl kökeni bilinmemesine karşın, korkuya, inanca, arzularına ve düşüncelerini ifade etme biçimine dayanan sanatsal bir yöntem olduğu bilinmektedir. Dövme, bedene uyumlu bir şekilde farklı materyallerle hazırlanmaktadır. Bu açıdan dövme mürekkebi, çıkmayacak bir şekilde derinin altına sivri bir malzeme ile farklı anlamları olan şekil, motif ve semboller şeklinde vücudun farklı yerlerine nakşedilme sanat çeşididir. Beden nakşedilen sembollerin, kişinin kimliğini, soyluluğunu, askerliğini, gücünü, korkularını, inançlarını, köleliğini, ergenliğini, erdemliliğini, ahlaksızlığını, bir kabileye aidiyetini ve kötülüklerden arınmanın bir ifadesi, bir dışavurumu olduğunu söylenebilir. Dövmenin, Zerdüştlük, Paganizm, Şamanizm, Taoizm, Maniheizm ve Budizm gibi inanış sistemlerinin barındırdığı inanç biçimi izlerini günümüzde de sürdürmektedir. Günümüzde dövme artık bölgesel inanç, soyluluk, güç gibi sembol, simge ve motif olmaktan çıkmış; kişilerin, kendilerini güzel göstermek için, kimliğini yansıtmak için, çevreye korku yaymak için, bir süs, bir moda, bir simge olarak karşımıza çıkar. Çalışmanın amacı Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yöresel adıyla “Dak”ın genel tarihini, kullanım nedenlerini ve sembollerin anlamlarını saptamaktır. Makalede literatüre dayalı nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır.

Tradition carrying the traces of the past Dak

Perhaps the first of the first elements that an individual reacts to in his life is his own body. The body is the first place where one becomes aware of one's own self. For this reason, in every age, in every community, the way and use of individuals to reflect their emotions on their bodies differ. It is possible to understand the development of human beings from the first ages to the present through the tattoos they have embroidered on their bodies. As a matter of fact, tattoos carry the traces of the time and geography people lived in; They are known as the intermediaries that carry the social relations of the individual, in short, their cultural background and even their fears to the present day. It appears as a body arrangement in which the meaning of tattoo is produced individually, aiming to emphasize differentiation and individual identities, and sometimes only made with aesthetic concerns. The body is the most important actor of social communication and interaction. It is seen that the meanings expressed by the individual through the body are an important tool of social communication and even as a resistance or rebellion. Tattoo can be considered as an outcry by communicating through the body symbolically of the individual's unique individual expression in the society in which he lives. It is known that tattooing with the meanings given to the symbols on one's own body is an artistic method based on fear, belief, desires and the way of expressing thoughts, although its actual origin is unknown. The tattoo is prepared with different materials in harmony with the body. From this point of view, tattoo ink is a kind of art that is engraved on different parts of the body in the form of shapes, motifs and symbols with different meanings with a pointed material under the skin. It can be said that the symbols engraved on the body are an expression of one's identity, nobility, military service, power, fears, beliefs, slavery, adolescence, virtue, immorality, belonging to a tribe, and purification from evils. The belief system of tattoos, such as Zoroastrianism, Paganism, Shamanism, Taoism, Manichaeism and Buddhism, still maintains its traces today. Today, tattoo is no longer a symbol, symbol and motif such as regional belief, nobility, power; It appears as an ornament, a fashion, a symbol for people to make themselves look beautiful, to reflect their identity, to spread fear. The aim of the study is to determine the general history of the local name "Dak" in the Southeastern Anatolia Region of Turkey, the reasons for its use and the meanings of the symbols. Qualitative research method based on literature was used in the article.

___

  • [1] Aksoy CS. “Antropolojide beden sorunsalına bedenlileşme teorisinin katkısı”. Antropoloji, 24, 69-93, 2010.
  • [2] O’Neill J. Five Bodies. London, Sage Publications, 2004.
  • [3] Tezgeç MS. Kendini İfade Aracı Olarak Dövmeler: Nitel Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul, Türkiye, 2015.
  • [4] Atkinson M. Tattooed: The Sociogenesis of a Body Art. University of Toronto Press, 2013.
  • [5] Kosut M. “Tattoo Narratives: The Intersection of the Body”. Self‐Identity and Society. Visual Studies, 15(1), 79-100, 2000.
  • [6] Pitts-Taylor V. Cultural Encyclopedia of the Body: A-L (Vol. 1). Greenwood Press, 2008.
  • [7] Kılıç Karatay S. “Aksaray’da Unutulan Bir Gelenek “Dövme Sanatı””. Journal Of Awareness, 3(5), 151-156, 2018.
  • [8] Arekofili. “Mısır Mumyasında Bilinen En Eski Dövme Sanatı Bulundu”. https://arkeofili.com/misir-mumyasinda-bilinen-en-eski-dovme-sanati-bulundu/ (01.11.2021).
  • [9] Seval Ş. Anadolu Kültüründe Simge, Anlam ve Sağaltım Boyutlarıyla Dövme. Yüksek Lisans Tezi, Işık Üniversitesi, İstanbul, Türkiye, 2017.
  • [10] Arekofili. “Buzadam Otzi”. https://arkeofili.com/buzadam-otzi/ (01.11.2021).
  • [11] Arekofili. “Moğolistan’da Bulunan 1100 Yıllık Türk Mumyası İncelenedi”. https://arkeofili.com/mogolistanda-bulunan-1100-yillik-turk-mumyasi-incelendi/ (01.11.2021).
  • [12] Lacan J. The Four Fundamental Concepts of Psycho-analysis. New York, Norton Company, 1978.
  • [13] Haberler. “Güneydoğulu Kadınların Asırlardır Vazgeçemediği Acılı Güzellik”. https://www.haberler.com/mardin-guneydogulu-kadinlarin-asirlardir-7045426-haberi (01.11.2021).
  • [14] Can İ. Beden Resimleri Dövme. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul, Türkiye, 1991.
  • [15] Begiç HN. “Anadolu Kültüründe Damga/Tamga/Dövme: Mardin Örneği”. Milli Folklor, 16(126), 153-174, 2020.
  • [16] Fırat M. Kaybolan İzler: Güneydoğu’da Geleneksel Dövme ya da Dek ve Dak. İstanbul, Türkiye, Yapı Kredi Yayınları, 2017.
  • [17] Hazar M. “Mardin “Kızıltepe-Bozhöyük” Yöresinde Beden İşaretleri”. Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, 6(8), 1-12, 2006.
  • [18] Akalın EO. “Şanlıurfa’nın Harran İlçesi’nde Dövme Geleneği”. Folklor Akademi Dergisi, 2(3), 422-439, 2019.
  • [19] Eliade M. Dinler Tarihine Giriş. Çeviri: Lale Arslan. İstanbul, Türkiye, Kabalcı Yayınevi, 2000.