Haberlerde Tedricilik ve Cinlerin Kulak Hırsızlığı Meselesi

Kur'ân-ı Kerim, miladi 610 yılında inmeye başlamış; Hicaz bölgesinde, Mekke ve Medine merkezli olmak üzere, 23 yıllık zaman diliminde , belirli periyotlarla, aşamalı olarak, kendisine kulak veren insanlar için bir dünya görüşü oluşturacak çerçevede iniş sürecini tamamlamış, bu hedefini gerçekleştirmek için ilk muhatap toplumun dil , inanç, folklor ve her türlü zihni ve tarihsel malzemesini kullanmaktan çekinmemiştir. Zira ilgili muhataba, hedeflenen mesajın ulaştırılması ve karşılıklı anlama ve anlaşma süreçlerinin başlatılabilmesinin insan açısından bilinen başka bir yolu da görünmemektedir. Bu bağlamda, ilk muhatap toplum olan Mekke müşriklerinin, sahih bir Alla h inancının ifadesi olan tevhit düşüncesinin önünde engelleyici bir rol oynayan temel inançlarından birisi de, yarı ilah mevkiinde konumlandırılan cin ve bunların gabya dair bilgi aşırmaları inancıdır. Bu makalede, özellikle Kur'ân'ın bir vahiy eseri olarak Hz. Peygamber'e gelişinin kabulünü mümkün kılmayan bu inancın giderilmesinin tedrici bir yol ve üslupla gerçekleştirildiğinin bir örneği olarak "istirâku's-sem'/cinlerin kulak hırsızlığı" konusunu ele alan ayetler analiz edilmektedir.