“ A-” FİİLİ VE TÜREVLERİ

Türkçe, VIII. yüzyıldan günümüze (XXI. yy) kadar yazılı belgelerle takip edilegelmiştir. Dillerin yaşaması; canlılığını koruması, zamanın şartlarına ayak uydurması ve de milli bir servet gibi korunup kollanarak sahip çıkılması, o dile mensup kurum, kuruluş ve fertlerin ilgilerine bağlıdır. Dillerin zenginleşmesi de yok olması da bu ilgi ölçüsüyle eş değerdir. Bununla birlikte, dili zenginleştirmek için dildeki sesler, sesler arasındaki uyum ve onların meydana getirdiği ek, kök ve kelimeler önemli faktörlerdir. Biz de dilimizde müstesna bir yere sahip sesler biri olan “a”nın fiil kökü olarak kullanışı ve onun meydana getirdiği kelimelerin anlamları üzerinde durmaya çalıştık. Kelimelerin anlamlarını gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak göz önünde bulundurduğumuzda neredeyse bu kelimelerin hemen hemen tamamında “ayrılmak” işlevinin bulunmasıdır. Ancak “açıklaştır-, azdırıl-” gibi fiillerde görülen ayrılmak işlevi “aç-, az-” vb. fiil gövdelerindeki kadar aleni değildir. Bu da gösteriyor ki her kelime yapımında az da olsa anlam kaymaları söz konusudur. Makalemizde, başta TDK Sözlüğü olmak üzere Türk dilinin çeşitli dönemlerinde yazılmış eserler ve bu eserler üzerinde yapılan çalışmalar esas alınarak, bu işlevlerin gösterilmesi ve açıklanması yoluna gidilmiştir. Buna rağmen yine de burada, sözü edilen kökten (a-) türetilen bütün türevlerin gösterildiği iddia edilemez. Bu incelemelerde gördüğümüz başlıca husus ise bazen doğrudan olmasa bile dolaylı anlatımlarda “ayrılma” işlevlerinin görülmesidir. Bu da Türkçenin zenginliğinden olsa gerek. 
Anahtar Kelimeler:

Fiil, A-, anlam, Etimoloji, Ses Bilgisi

“A-” As A Verb And Its Derivatives

Turkish, has been followed up by written documents from the thirteenth century to the present day (20th century). The life of the languages; protecting its vitality, keeping up with the conditions of time, and being protected and possessed like a national fortune, depends on the institutions, organizations and individuals belonging to that language. The prosperity of the tongues and the disappearance of them are the same as those of interest. However, the voices to enrich the language, the harmony between the voices and the additions, roots and words they create are important factors. We also tried to emphasize the use of "a" as one of the voices that have an exceptional place in our language as the verb root and the meanings of the words it created. When we consider the meanings of the words directly or indirectly, almost all of these words have the function of "leaving". However, the function of parting, which is seen in verbs such as "to clarify, to be ignored" the verb is not as clear as the body. This shows that there is a slight shift in meaning in every word construction. In our work, based on the works written in various periods of the Turkish language, especially the TDK dictionary, and the works done on these works, these functions were introduced and explained. Nevertheless, it is not claimed here that all the derivatives derived from the mentioned radical (a-) are shown. The main point we see in these examinations is that sometimes "leaving" functions are seen in indirect expressions. This must be the richness of the Turkic.

___

  • KAYNAKÇA ARAT, Reşit Rahmeti, Atabetü’l- Hakayık, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1992. ARGUNŞAH, Mustafa, Tuhfe-i Murâdî, TDK Yayınları, Ankara 1999. ATA, Aysu, Kısasü’l- Enbiya, TDK Yayınları, Ankara, 1997. ATA, Aysu, Nehcü’l- Feradis, Dizin-Sözlük, TDK Yayınları, Ankara 1998. AYVERDİ, İlhan, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Bilner Matbaacılık, Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş., İstanbul 2011. Derlemeler Sözlüğü, TDK Yayınları, Cilt I, Ankara 2009. DEVELİOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara 1970. DİLÇİN, Cem, Süheyl ü Nev-bahâr, Atatürk Kültür Merkezi Yayını- Sayı 51, Ankara 1991. DİLÇİN, Cem, Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları. Ankara, 1983. ERCİLASUN, Ahmet B. –AKKOYUNLU, Ziyat, Dîvânu Lugâti’t-Türk, TDK Yayınları, Ankara 2015. ERGİN, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, Bayrak/Basım/Yayım/Tanıtım, İstanbul 2011. ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı II, İndeks-Gramer, TDK Yayınları, Ankara 2011. ERASLAN, Kemal, Eski Uygur Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Ankara 2012, 548. EYÜBOĞLU, İsmet Zeki, Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, İstanbul 2004. GABAİN, A. Von, Eski Türkçenin Grameri, (Çeviren: Mehmet Akalın), TDK Yayınları, Ankara 2007. GÜLENSOY, Tuncer, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2011. HACIEMİNOĞLU, Necmettin, Türk Dilinde Yapı Bakımından Fiiller, Kültür Bakanlığı Yayınları Ankara 1991. İmlâ Klavuzu, TDK Yayınları, Ankara 1996. KARAAĞAÇ, Günay, Türkçe Verintiler Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2008. KARAHAN, Leylâ, Kıssa-i Yûsuf (Yûsuf u Züleyhâ), TDK Yayınları, Ankara 1994. KORKMAZ, Zeynep, Marzubân-nâme, TDK Yayınları, Ankara 2017. TEZCAN, Semih- ZÜLFİKAR, Hamza, Nehcü’l-Feradis, TDK Yayınları, Ankara 2004.S TUĞLACI, Pars, Okyanus Ansiklopedik Türkçe Sözlük, ABC Kitabevi Yayın & Dağıtım A.Ş., İstanbul, 1995. Türkçe Sözlük, TDK Yayınları, Cilt I, Ankara 1998. ------------------, TDK Yayınları, Ankara 2012.
  • Fiiller, en öz ve yalın tanımla, nesnelerin hareketlerini karşılayan kelimelerdir. İsim ve fiil kökleri, nesne ve hareketlerin tamamını karşılamak için her zaman yeterli olamaz. Nesne ve hareketleri karşılamak, köklere getirilen yapım ekleriyle mümkün olur. Bu sebeple Türkçede köklere getirilen yapım ekleri sayesinde sayısız isim ve fiil gövdeleri oluşmuştur. Bunlar, kelime yapımında ve kullanımında köklerden farksızdır. Bu gövdeler yapım ekleri ile türetildikleri için anlam yönünden köke bağlıdır. Kısaca söylemek gerekirse, yapım eklerinin köklerle oluşturduğu gövdeler, anlam yönüyle kökten ayrı düşünülemez. Yani gövdenin anlamı bağlı bulunduğu kök ya da gövdeye dayanır (Ergin, 2011: 149).Türkçede tek ses ile başlayan fiil kökleri yaygın olarak görülmemesine rağmen, metin incelemelerinde durumun hiç de küçümsenecek boyutta olmadığı, ünlü olmak şartıyla birçok “tek sesli” (o-, ö-, u-, i- vb.) fiil kökünün bulunduğu görülür (Hacıeminoğlu, 1991: 17). Tek sesli köklerden biri de art yahut kalın vokaller (ünlüler) arasında yer alan “a-” fiildir. Bu fiil kökü, karşıladığı anlamlarda kendisini doğrudan ya da dolaylı olarak göstermekte; türettiği kelimelerin anlamlarına bazen doğrudan bazen de mecazî olarak ayrılma işlevini yüklemektedir. Bu durum bize, u-, i-, o-, ö- vb. tek sesli fiil köklerinin yanında bir de “a-” fiilinin olduğunu ve bunun da dilde çok önemli bir yer tuttuğunu, müstesna bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Ancak tek ses olarak kullanılmayan söz konusu fiilin anlamı, köke getirilen yapım eklerinin oluşturduğu gövdelerle daha anlaşılır hâle getirilmekte, kullanım alanına çıkarılmaktadır. Kelime gövdelerinde bulunan yapım eklerindeki sesler, bilinen yapım ekleri arasında her zaman aynı şekilde yer almamakta; yanındaki seslerin özelliklerinden dolayı bazı değişikliklere uğramaktadır. Bu nedenle Türkçedeki yapım ekleri, bilinen eklerle sınırlı tutulamayacağı; tarama ve derlemelerle farklı yapım eklerinin de ortaya çıkabileceği göz ardı edilmemelidir. Söz konusu “ a-” fiilinin türevlerinden olan [ağ-
  • Bu kökten türetilen kelimeler, yukarıdaki görüşleri doğrular niteliktedir. acı (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: acılan-, acılaş-, acılaştır-, acıt-,İsimler: acılanma, acılanmaḳ, acılaşma, acılaşmaḳ, acılaştırma, acılaştırmaḳ, acıtma, acıtmaḳ” vd.acıḳ- (
  • “Aç tokun hâlinden ne anlar”, Bugün çabucak acıktım vb.
  • acılaş- (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: açıl-, açın-, açtır-, açtırıl-,İsimler: açı, açıḳ, açacaḳ, açılma, açılmaḳ, açınma, açınmaḳ, açtırma, açtırmaḳ, açtırılma, açtırılmaḳ vd.açacaḳ (
  • Bu gövdenin türevleri:
  • Fiiller : açıḳla-, açıḳlan-, açıḳlanabil-, açıḳlaş-, açıḳlaştır-, açıḳlat-, açıḳlatıl-, açıl-, açımla-,açındır-, açın-, açınsa-;İsimler : açıḳlama, açıḳlamaḳ, açıḳlanabilme, açıḳlanabilmek, açıklanma, açıḳlanmaḳ, açıḳlaşma, açıḳlaşmaḳ, açıḳlatma, açıḳlaştırma, açıḳlaştırmaḳ, açıḳlatma, açıḳlatmaḳ, açıḳlatılma, açıḳlatılmaḳ, açıḳlayıcı, açıḳlayıcılıḳ, açıḳlıḳ, açılım, açılış, açılma, açılmaḳ” vd.
  • açıḳla- (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller : aḍa-, aḍan-, aḍaş-, aḍın-, aḍır-, aḍlan-, aḍlandır-, aḍlandırıl-, aḍlaş-, aḍlaştır-;İsimler: aḍaḳ, aḍaḳlıḳ, aḍaḳlu, aḍama, aḍamaḳ, aḍanma, aḍanmaḳ, aḍaşma, aḍaşmaḳ, aḍınma, aḍınmaḳ, aḍırma, aḍırmaḳ, aḍlanma, aḍlanmaḳ, aḍlandırma, aḍlandırmaḳ, aḍlandırma, aḍlandırmaḳ, aḍlaşma, aḍlaşmaḳ, aḍlaştırma, ḍlaştırmaḳ, aḍınç vd. aḍa- (< aḍ-a-): Ayırmak (Karaağaç, 2008: 7).aḍa (
  • kizlep tutar sewüglük aḍrış küni belgüre.r başlıg közüg yapsama yaşı anıñ sawruka.r
  • “Gizli tutulan sevgi ayrılıkta ortaya çıkar. Yaralı ve yaşlı olan göz, gözyaşlarını saklayamaz.” (Ercilasun-Akkoyunlu, 2015:282).af (
  • Bu gövdeden elde edilen türevler:Fiiller: ağar-, ağart-, ağartıl- ağdır-, İsimler: ağarma, aġarmaḳ, ağartma, aġartmaḳ, ağartılma, aġartılmaḳ, ağdırma, aġdırmaḳ” vd. aġar- (
  • Bu gövdeden elde edilen türevler:Fiiller: ağırla-, ağırlan-, ağırlaş-, ağırlat-, İsimler: ağırlama, aġırlamaḳ, ağırlanma, aġırlanmaḳ, ağırlaşma, aġırlaşmaḳ, ağırlatma, aġırlatmaḳ vd. aġırla- (
  • Bu gövdenin türevleri: Fiiller: aḳar-, aḳış-, aḳışḳanlaş-, aḳışḳanlaştır-, aḳıt-, aḳıtdur-,İsimler: aḳım, aḳımcı, aḳın, aḳıncı, aḳıncılıḳ, aḳındırıḳ, aḳıntı, aḳıntılı, aḳış, aḳışḳan, aḳışḳanlaşma, aḳışḳanlaştırıcı, aḳışḳanlaştırıcılıḳ, aḳışkanlaştırma, aḳışkanlaştırmaḳ, aḳışḳanlıḳ, aḳışma, aḳışmaḳ, aḳışmalı, aḳışmaz, aḳışmazlıḳ, aḳıtma, aḳıtmalı vd. aḳ (
  • “aḳlı, aḳlık, aḳlı ḳaralı” kelimeleri bu kökün türevleridir.aḳaç : Bir yerde birikip kalan sıvıları, bir işlem sonunda geriye kalan artıkları, gereksiz nesneleri dışarıya akıtmak kullanılan boru vb. araç.aḳaçla- (ġ) akıcı, devamlı olmayan (Eraslan, 2012: 549).aḳıġlıḳ: Bkz. aḳıġlıġ (Eraslan, 2012: 549).aḳıġsız (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: “aḳışkanlaş-, aḳışḳanlaştır-, aḳışḳanlaştırıl-”, İsimler:“aḳışḳan, aḳışḳanlaşma, aḳışḳanlaşmaḳ, aḳışḳanlaştırıcı, aḳışḳanlaştırıcılıḳ, aḳışḳanlaştırma, aḳışḳanlaştırmaḳ, aḳışḳanlıḳ” vd.aḳış (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: “aḳlaştır-, aḳlaştırıl-”,İsimler: “aḳlaşma, aḳlaşmak, aḳlaştırma, aḳlaştırmaḳ, aḳlaştırılma, aḳlaştırılmaḳ” vd.aḳsa- (
  • Bu gövdesinin türevleri:Fiiller: “aksat-, aḳsatıl-”,Fiiller: “aḳsaḳ, aḳsaḳal, aḳsaḳlıḳ, aḳsam aḳsama, aḳsan, aḳsatış, aḳsatma, aḳsatmaḳ, aḳsayış” vd. aḳsır- (
  • Bu gövdenin türevleri,Fiiller: aḳtarıl-, aḳtart-, aḳtartıl-,İsimler: aḳtarılma, aḳtarılmaḳ, aḳtarım, aḳtarış, aḳtarma, aḳtarmaḳ, aḳtarmacı, aḳtarmacılıḳ, aḳtarmalı (taşıtlar için), aḳtarmasız, aḳtartma, aḳtartmaḳ, aḳtartılma, aḳtartılmaḳ vd. aḳtur- (
  • Kelimelerin anlamlarından da anlaşıldığı gibi tamamında dolaylı ya da doğrudan ayrılma, ayırılma anlamlarını görmekteyiz.
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: “aldır-, aldırt-”,İsimler: “aldırma, aldırmak, aldırmaz, aldırmazlık, aldırtma, aldırtmak” vd.al (
  • Bu gövdeden elde edilen türevler:Fiiller: alda-, aldan-, aldat-, aldatıl-,İsimler: aldanç, aldaġ, aldangıç, aldanış, aldanma, aldanmaḳ, aldatıcı, aldatılma, aldatılmaḳ, aldatış, aldatma, aldatmak, aldatmaca vd. şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu kelimelerin tamamı aynı gövdeden türetilmiş olup, insanları tuzağa düşürerek ya da hileye başvurarak doğru yoldan ayırmak ya da insanları ayrılmaya zorlamak gibi doğrudan veya mecazî anlatımlar söz konusudur.alḳ- (<*al-ḳ-) : Azalmak, tamamlamak (Eraslan, 2012: 549). Alkmak fiili gövdesinden türetilen “alḳın- (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: “arala-, aralan-, aralanıl-, aralaş-, aralat-, aralatıl-”,İsimler: “aracı, aracılıḳ, aralanma, aralanmak, aralatma, aralatmak” vd.aral (< ara+l): 1.Ada, 2. Birbirine yakın adaların meydana getirdiği topluluk, takımada (Tuğlacı, 1995: 121).arala- (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: “asıl-, astır-, astırıl-”,İsimler: “asılma, asılmak, astırma, astırmak, astırılma, astırılmak” vd.aş- (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: “aşa-, aşıl-, aşın-, aşındır-, aşır-, aşırt-, aşırttır-”,İsimler: “aşılma, aşılmak, aşınma, aşınmak, aşındırma, aşındırmak, aşırma, aşırmak, aşırtı, aşırtma, aşırtmak, aşırttırma, aşırttırmak, aşma, aşmak” vd.at- (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: “ata-, atan-, atanabil-, atandır-, atıl-, atış-”, İsimler: “atama, atamak, atanabilme, atanabilmek, atandırma, atandırmak, atanma, atanmak, atanış, atanmışlıḳ, atılma, atılmak, atılış, atış, atışma, atışmak” vd. at (
  • Bu gövdenin türevleri:Fiiller: ay(ı)l-, ayıḳ-, ayıḳla-, ayırdlan-, ayırtlan-, ayış-, ayıtla-, ayurtla-, ayıtlan-, ayırtlaş-, ayt-, aytıl-,İsimler: ayıḳ, ayıḳlama, ayıḳlamak, ayıḳma, ayıḳmak, ayırtlanma, ayırtlanmak, ayırtlaşma, ayırtlaşmak, ayıtma, ayıtmak, aytılma, aytılmak, aytıḳ vd. ayart- (
  • Bu gövdeden elde edilen türevler: Fiiller: azal-, azalt-, azġur-, azġılaş-, azıl-, azıt-, İsimler: azalma, azalmak, azan, azgın, azgınlaşma, azġınlaşmaḳ, azıtġan, azmaḳ vd.azaḳ (
  • SONUÇ
  • İncelediğimiz “a-” fiilinin türevlerini göz önüne aldığımızda tanık olduğumuz en önemli nokta, anlam yönüyle ayrılmak işlevinin önemidir. Bu işlevin, çoğu zaman doğrudan olmasına rağmen bazen de dolaylı olarak kendini göstermesidir. Ayrılmak fiilinin gerçek anlamını “ayrılmak işine konu olan her şey” şeklinde düşünmek ilk akla gelen tanım olmasına rağmen, Türkçede mecazî kullanışlar, dolaylı anlatımlar, herkes tarafından bilinen anlamlardan çok daha etkili ve çok daha edebîdir. İncelememize konu olan “a-” fiilinde de bunu açıkça görmekteyiz. Şöyle ki: “a-” fiili ile türetilen fiillerin anlamları dikkatli ve geniş boyutlarda incelendiğinde, asmak (yerden ayırmak), akmak (kaynaktan ayrılmak), azmak (doğru yoldan ayrılmak) gibi daha birçok fiil türevlerinde “ayrılmak” anlamı ilk bakışta görülmese bile, kelimelerin dolaylı anlamlarında bu işlev, kendisini rahatlıkla gösterebilmektedir.
  • KISALTMALAR
  • bkz. : Bakınızfiz. : Fiziktemec. : MecazenTS : Tarama Sözlüğüvb. : Ve benzerivd. : Ve diğerlerivs. : Ve saire
  • KAYNAKÇAARAT, Reşit Rahmeti, Atabetü’l- Hakayık, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1992.ARGUNŞAH, Mustafa, Tuhfe-i Murâdî, TDK Yayınları, Ankara 1999.ATA, Aysu, Kısasü’l- Enbiya, TDK Yayınları, Ankara, 1997.ATA, Aysu, Nehcü’l- Feradis, Dizin-Sözlük, TDK Yayınları, Ankara 1998.AYVERDİ, İlhan, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Bilner Matbaacılık, Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş., İstanbul 2011.Derlemeler Sözlüğü, TDK Yayınları, Cilt I, Ankara 2009.DEVELİOĞLU, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara 1970.DİLÇİN, Cem, Süheyl ü Nev-bahâr, Atatürk Kültür Merkezi Yayını- Sayı 51, Ankara 1991. DİLÇİN, Cem, Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları. Ankara, 1983.ERCİLASUN, Ahmet B. –AKKOYUNLU, Ziyat, Dîvânu Lugâti’t-Türk, TDK Yayınları, Ankara 2015.ERGİN, Muharrem, Türk Dil Bilgisi, Bayrak/Basım/Yayım/Tanıtım, İstanbul 2011.ERGİN, Muharrem, Dede Korkut Kitabı II, İndeks-Gramer, TDK Yayınları, Ankara 2011.ERASLAN, Kemal, Eski Uygur Türkçesi Grameri, TDK Yayınları, Ankara 2012, 548.EYÜBOĞLU, İsmet Zeki, Türk Dilinin Etimoloji Sözlüğü, Sosyal Yayınlar, İstanbul 2004.GABAİN, A. Von, Eski Türkçenin Grameri, (Çeviren: Mehmet Akalın), TDK Yayınları, Ankara 2007.GÜLENSOY, Tuncer, Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2011.HACIEMİNOĞLU, Necmettin, Türk Dilinde Yapı Bakımından Fiiller, Kültür Bakanlığı Yayınları Ankara 1991.İmlâ Klavuzu, TDK Yayınları, Ankara 1996.KARAAĞAÇ, Günay, Türkçe Verintiler Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara 2008.KARAHAN, Leylâ, Kıssa-i Yûsuf (Yûsuf u Züleyhâ), TDK Yayınları, Ankara 1994.KORKMAZ, Zeynep, Marzubân-nâme, TDK Yayınları, Ankara 2017.TEZCAN, Semih- ZÜLFİKAR, Hamza, Nehcü’l-Feradis, TDK Yayınları, Ankara 2004.STUĞLACI, Pars, Okyanus Ansiklopedik Türkçe Sözlük, ABC Kitabevi Yayın & Dağıtım A.Ş., İstanbul, 1995.Türkçe Sözlük, TDK Yayınları, Cilt I, Ankara 1998.------------------, TDK Yayınları, Ankara 2012.