Sultan Abdülazîz'e Karşı Girişilen Bir Suikast Olayı ve Hüseyin Vasfi Paşa

Türkiye'de parlamenter rejimin kurulması yolunda ilk hareketler XIX. yüzyılın ikinci yarısında görülmeye başlar. XVIII. yüzyıl başlarından itibaren imparatorluğun başta askerî kurumları olmak üzere diğer teşkilâtında da görünmeye başlayan batı tesirleri giderek artarak Tanzimat döneminde Türk-Osmanlı tefekkür hayatını da iyice etkisi altına almıştır. Özellikle 1860'lı yılları takip eden dönemde büyük ve süratli bir gelişme gösteren basın faaliyetleri ile Avrupa siyasi tefekkürü kamuoyuna da intikal etmiş bulunuyor ve devrin hükümetlerinin icraatı bazı paşa konaklarıyla kahvehane ve diğer benzeri yerlerde açıkça konuşuluyor ve münakaşa ediliyordu. Bu münakaşaların ağırlık merkezini de Reşit ve Âli paşaların şahsî nüfuz ve gayretleriyle sarayın hükümet icraatına müdahalesinin önlenmesi dolayısıyla hükümetin murakabesiz icraatı teşkil ediyordu.

Abstract

In the present study we dwell upon the circumstances under which Thessaloniki and Ioannina came under Ottoman sovereignty. These two towns were conquered by Murad II within an interval of seven months. This study is based upon Byzantine, Ottoman and Latin sources; we have also studied the information gleaned from Byzantine sources about Ottoman policies of conquest. As Thessaloniki became part of the Ottoman realm by conquest, while Ioannina did so by conforming to the Sultan to surrender, different policies were applied to the two cities. The conquests of Murad II have been studied not with the present value judgements in mind, but considering the conditions and necessities of the fifteenh century. The conquest is viewed within the framework of Ottoman conquest policies based upon on Fıkıh (the Muslim religious and legal Code).