Matrakçı Nasûh'un Hayatı ve Eserleri İle İlgili Yeni Bilgiler

12-17 Nisan 1956 tarihleri arasında toplanmış olan V. Türk Tarih Kongresine Matrakçı Nasûh'un Süleyman-namesi adı ile bir tebliğ sunmuş bulunmamıza ve Nasûh'un diğer eserleri ile ilgili daha sonraki araştırmalarımızı n sonuçlarını da 1963 yılında Matrakçı Nasûh adı ile bir kitap halinde yayınlamış olmamıza rağmen, bu defa tekrar bu konu üzerinde duruşumuzun muayyen sebepleri vardır. Her şeyden önce işaret etmeliyiz ki, adı geçen kitabımızda altısı anonim olan tam sekiz yeni yazma nüshanın, Nasûh'un eserlerine ait olduklarını kesin bir şekilde tesbit etmek ve bunların verdikleri bilgileri değerlendirmek suretiyle, onun hayatı, şahsiyeti ve eserleri hakkında tamamiyle yeni bilgiler vermiştik. İkisi de minyatürlü olan bu yazmalara dayanarak verdiğimiz yeni bilgiler, bazı meslektaşlarımızı heyecanlandırmış, bu arada Sayın Ord. Prof. Suut Kemal Yetkin, eserimizi, daha basımı bitmeden forma forma okumuşlar ve bu konudaki buluşlarımızdan ötürü, bizi tebrik etmişlerdi. Aradan bir müddet geçtikten sonra Profesör olma zamanımız gelmiş, bunun için gerekli olan ikinci yabancı dil imtihanım da kazanmıştık. Sıra yayınlarımızın incelenmesine gelmişti. Üzerinde durduğu konuda büyük ölçüde yenilikler getiren bu orijinal araştırmamızı, yönetmeliğin ilgili maddesi uyarınca "Profesörlük takdim tezi" olarak göstermiştik. Prof. Dr. Neş'et Çağatay başkanlığında, doğrudan doğruya bizim araştırma sahamızla ilgili, değil orijinal, alelâde bir çalışması bile bulunmayan iki Tarih Profesörü, Dr. Fikret Işıltan ve Dr. Adnan Erzi ile Hadis Profesörü M. Tayyib Okiç ve Sümeroloji Profesörü Dr. Kemal Balkan'dan müteşekkil ilim jürisi, adı geçen eserimizi "değersiz ve gayri ilmi" (!?)bulmuş olacak ki, Profesörlüğümüzün reddine karar vermiştir. Bu yazıyı kaleme alışımızın sebeplerinden birisi, bu vesile ile, konunun, biz ele aldığımız zamanki durumu ile bizim bu hususta ortaya koyduğumuz yenilikleri, kısaca bir defa daha, erbabının gözleri önüne sermektir.