Kilikya Tarihi [Kitap Tanıtımı]

Bir arkeologun tetkikleri için iki Kilikya: Çukurova Kilikyası ve Dağlık Kilikya (klasiklerin tabiri ile, Campestris ve Aspera) kadar bol malzeme sunan başka yer yok gibidir. Batı ile doğu arasında en kısa yol teşkil eden bu bölge, tarihin her çağında ilgi çekici olmuştur. Burada en eski çağı, neolitik kültür ile, Mersin yakınlarındaki Soğuktepe kazısı temsil eder. Bu başlangıçtan Ortaçağın 14. yüzyıl Ermeni Rupenian sülâlesine kadar sınırlanan devir içinde: Hititler, Asurlular, Grekler, Romalılar Bizanslılar ve Araplar Ermenilerden önce gelip yerleşmişlerdir. Mısır Memlûklerinden sonra Kilikyaya Türk fatihleri sahip olurlar. Cumhuriyet Türkiyesinde bu bölge, Roma imparatorluğu çağından itibaren hiç görmediği aydınlığa ve refaha kavuşmuştur. Kilikya tarihi hakkında en eski yazılı belgeler Mısı rlılardan kalmıştı r. Milâddan önce 12. yüzyılda Hitit ülkesinin sukutunu mucip olan Ege ve Akdeniz bölgesindeki karışıklıklardan Kilikya da müteessir olur. Anadolu güney kıyılarında rastlanan Myken çağı çanak çömlekleri, buradaki bazı şehirlerin kuruluşları ile ilgili Yunan efsanelerini açıklama bakımından dikkate değer. Bir efsaneye göre Mopsuestia şehri hatif Mopsus tarafından kurulmuştur. Anti Toros'ların eteği ve Ceyhan ırmağı kenarında M.O. Sekizinci Yüzyılda kurulan Karatepedeki Fenike dili ile yazılı yazıtta belirtildiğine göre de, Karatepe kıralı Azitavad Adana ovasına hâkim olup kendisi Mopsus sülâlesinden gelmektedir.