Atatürk ve İnkılap

Hepimizin bildiği gibi içinde bulunduğumuz 1981 yılı Mustafa Kemal Atatürk'ün doğumunun yüzüncü yılıdır ve bu nedenle Atatürk, uluslararası önemli bir kuruluş olan UNESCO'nun da kararı ve işbirliği ile bütün dünyaca anılmaktadır. Muhakkak ki O, yüzyılımızın yetiştirdiği "büyük insanlar"ın en ön sırada yer alanlarından biridir. Hiç de uzun sayılamayacak, ömrü boyunca başardığı işlerle ona bu "büyük insan" ünvanını kazandıran yüksek meziyetlerinden biri, kişiliğindeki İnkılapçılık vasfıdır. Gerçekten de, Atatürk denince her şeyden önce onun Türk toplumunda yapmış olduğu köklü değişiklikler akla gelir. Biz bunların topuna Atatürk İnkılabı ya da Türk İnkılabı demekteyiz. İşte bu nedenledir ki, iki kardeş milletin bilim adamlarının işbirliği ile Atatürk'ü anmak üzere bir araya geldiğimiz böyle müstesna ve mutlu bir günde Atatürk İnkılabını konuşmama konu olarak seçtim.

Mustafa Kemal's Instructions (An Intercepted and Decyphered Telegram) to Bekir Sami in London-a Reassessment of the London Conference (21 February - 12 March 1921) and its Immediate Consequences

When the Greek army failed to capture Eskishehir and had to beat a retreat before the defences of İnönü in early January 1921, armed conflict gave its way to diplomacy for a while. The initiative came from the Allies, who having met in Paris on 25 January, adopted the suggestion of Count Sforza, the Italian Foreign Minister. Accordingly a conference was called in London between the Allies and the representatives of Greek and Turkish (Istanbul and Ankara) governments. The invitation underlined that the basis of talks should be the Treaty of Sevres, but subject to modifications as might have been necessitated by the passage of events.