MÜTTEFİK DEVLETLERİN TÜRKİYE'Yİ II. DÜNYA SAVAŞINA DAHİL ETME GİRİŞİMLERİ VE İNÖNÜ CHURCHİLL GÖRÜŞMESİ

I. Dünya Savaşı sonunda imzalanmış olan barış antlaşmalarının tarafları memnun etmemesi, devletlerin yeni ittifaklara yönelmesine ve ilkinden daha ağır sonuçları olan II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesine neden olmuştur. 1930 yılından itibaren Avrupa'da uluslararası ilişkilerin bozulmaya başlaması üzerine Türkiye, Balkanlar ve Orta Doğu'da bir takım ittifaklar kurulması için önemli rol oynamıştır. 1934 yılında Balkan ülkeleriyle Balkan Antantı imzalanmış, 1936 yılında ise Avrupa'da ortaya çıkan olumsuz gelişmelerin de etkisiyle Türkiye, diplomatik girişim başlatarak Lozan'da verilmeyen Boğazların egemenlik haklarını 20 Temmuz 1936'da onaylanan Montreux Boğazlar sözleşmesiyle elde etmiştir. 1937 yılında İran'da Sadabad Paktı imzalanarak sınırlar güvence altına alınmıştır. 1938 yılında Türkiye yeni bir diplomatik başarı göstererek Fransa ile yürütmüş olduğu görüşmeler neticesinde Hatay meselesini kendi lehine çözmüştür. Almanya ve İtalya yönetimlerinin 1939 başlarından itibaren saldırgan tutumlarını artırmaları üzerine İngiltere ve Türkiye arasında 12 Mayıs 1939’da Türk-İngiliz Ortak Bildirisi yayımlanmıştır. Ayrıca Türkiye ve Fransa arasında 23 Haziran 1939 tarihinde Dostluk ve İşbirliği Antlaşması yapılmıştır. Bu dönemde Sovyet Rusya ve Almanya arasındaki yakın ilişkilerden endişe duyan Türk, Fransız ve İngiliz temsilcileri, Ankara’da buluşarak, 19 Ekim 1939’da üçlü ittifak antlaşması yayınlamışlardır. Bu gelişmeler Türkiye’nin Batı ittifakına dahil olmasına zemin hazırlamıştır. 1 Eylül 1939 tarihinde Alman güçlerinin Polonya topraklarına girmesiyle, yeni bir Dünya Savaşı'nın başlaması Türkiye için de sıkıntılı bir sürecin başlangıcı olmuştur. Her iki grupta yer alan devletler biraz da Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle kendi saflarında savaşa dahil edebilmek amacıyla yoğun girişimlerde bulunmuşlardır. Türkiye ise diplomasi kurallarını uygulayarak II. Dünya Savaşı'nda tarafsız kalmayı başarmış olmasına rağmen savaş ortamından fazlasıyla etkilenmiştir. Savaş ekonomisi uygulanması sonucu hükümetin artan harcamaları karşılayabilmek amacıyla çıkarmış olduğu vergi kanunları vatandaşın hükümete olan güvenini sarsmıştır. Hızlı bir şekilde artan enflasyon, hak etmedikleri bir gelir elde ederek zenginleşmeleri, gelir adaletsizliği yaratmış ve bu gelişmeler savaş süresince engellenememiştir. II. Dünya Savaşı'na hazırlıksız yakalanan Türkiye'nin savaşa girebilmek adına gerekli hazırlık ve donanımı yeterli düzeyde değildi. Ancak Türkiye savaşa girme riskini hesaba katarak seferberlik dahil tüm hazırlıklarını tamamlayarak sınırlarını güvence altına almaya çalışmıştır. Türkiye, II. Dünya Savaşı sırasında çoğu zaman Müttefiklere daha yakın olsa da savaş dışında kalmak ve toprak bütünlüğünü koruyabilmek için denge politikası uygulamayı kendi çıkarları açısından uygun bulmuştur. II. Dünya Savaşı’nın ilerleyen dönemlerinde İngiltere Başbakanı Churchill ve ABD Başkanı Roosevelt Kazablanka şehrinde buluşarak Müttefiklerin savaşta geldikleri noktayı değerlendirmişlerdir. İki liderin görüşmesinde Türk Devleti'nin bu savaşa Müttefikler lehine dahil olması konuşulmuş ve bu konuda görüşülmek üzere Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'den randevu talep edilmiştir. 30-31 Ocak 1943 tarihleri arasında Adana'da vuku bulan ve 2 gün boyunca devam eden iki liderin müzakeresinin ana kısmını Türkiye Cumhuriyeti'nin Müttefiklerle birlikte hareket etmesi hususu oluşturmuştur. Türk yetkililer, eğer Türkiye'nin Mihver devletlere karşı savaşta yer alması talep ediliyorsa, öncelikle silah ve mühimmat ihtiyacının karşılanması gerektiğini öne sürmüşlerdir. Churchill, Türk tarafının kaygılarını gidermek amacıyla istenilen silah ve mühimmat ihtiyacının ABD ve İngiliz işbirliği ile çözüleceğini açıklamıştır. Bu gelişmeler Türkiye'nin Müttefikler lehine hareket etmekten kaçındığı ve savaşa girmek istemediği şeklinde yorumlara sebep olmuştur. 1945 başlarından itibaren savaşa ağırlığını koyan Müttefik güçleri, Moskova'da toplanarak savaş bitiminde nasıl hareket edeceklerini görüşmeye başlamışlar ve Türk Hükümeti'nden zaman geçirmeden kendi saflarında savaşa girmesini istemişlerdir. Bu isteğe daha fazla duyarsız kalamayan Türk yetkililer müttefiklerle görüşerek, tarafını netleştirmiş, Mihver grubunda yer alan Almanya ve Japonya devletlerine savaş ilan etmiştir.

INITIATIVES OF ALLIED STATES TO INCLUDE TURKEY IN WORLD WAR II AND INONU CHURCHILL MEETING

The peace treaties signed at the end of the First World War did not satisfy the parties, causing the states to turn to new alliances and the outbreak of the World War II, which had more severe results. From 1930 to begin to deterioration of international relations in Europe, Turkey has played an important role in the establishment of a number of alliances in Balkans and Middle East. In 1934, Balkan Alternation was signed with Balkan countries. In 1936, with the impact of unfavorable developments emerged in Europe and Turkey, the sovereign rights of the Straits initiating diplomatic initiatives are not given at Lausanne signed on July 20, 1936 Montreux Straits has obtained the contract. In 1937, the Sadabad Pact was signed in Iran and borders were secured. Turkey in 1938, showing a new diplomatic success which was conducted talks with France as a result of the Hatay issue was resolved in their favor. German and Italian administrations have increased their aggressive attitude since the beginning of 1939. Thereupon, between England and Turkey, the Turkish-British Joint Declaration was issued in 12 May 1939. It is also made of Friendship and Cooperation Treaty between Turkey and France on June 23, 1939. During this period, alarmed by the close relationship between Soviet Russia and Germany, France and Britain, met in Ankara with Turkey, they have signed the tripartite alliance on 19 October 1939. These developments paved the way for Turkey's involvement in the Western alliance. September 1, 1939 at the outbreak of World War II with the German invasion of Poland marked the beginning of a troubled period for Turkey. Both sides have made serious attempts to include Turkey in the war within their own ranks because its geographical importance. Turkey by applying the rules of diplomacy, although managed to remain neutral in World War II war is heavily influenced by the environment. The tax laws issued by the government in order to meet the increasing expenditures as a result of the application of the war economy have shaken the trust of the citizens to the government. Rapidly increasing inflation, the enrichment of some sectors by making unfair gains, disrupted the income distribution balance and this situation continued until the end of the war. Turkey did not have the sufficient equipment and sources for the war. However, taking into account the risks of entering Turkey including mobilization for war has worked to secure the border by completing all the preparations. Turkey, most of the time closer to the Allies during World War II, though, stay out of the war and territorial balance policy to maintain the integrity of the application has been found suitable for their own interests. Later in World War II, British Prime Minister Churchill and US President Roosevelt met in Casablanca. During the evaluation they have made about the course of the war situation in Turkey have been raised to join the Allies fought on the side and interviews were requested from President Ismet Inonu. 30 to 31 January 1943 in Adana İnönü-Churchill meeting the subject Turkey’s participation in the war on the side of the Allies, held important part of the negotiations, The Turkish side suggested that, if the Turkish Army wanted to go to war against the Axis Powers, the lack of materials and equipment should be eliminated and reinforced. Churchill's response to this was the promises of American and British aid for supplying equipment and anxiety-reducing suggestions. These developments have led to criticism from Turkey to refrain from war. Allies increase their success in 1945, they began to discuss steps to be taken after the war, met in Moscow and soon in Turkey have demanded a declaration of war against the Axis Powers. This request saw favorably by Turkey and it has declared war on Germany and Japan.

___

BELGİ DERGİSİ-Cover
  • ISSN: 2146-4456
  • Yayın Aralığı: Yılda 2 Sayı
  • Başlangıç: 2011
  • Yayıncı: Pamukkale Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi