Yugoslavya’nın Dağılması Sürecinde TransAtlantik Dış Politika Parametreleri (1990-1995)

Soğuk Savaşın bitişi ile birlikte Batı Avrupa’nın Balkanlar bölgesini etkileme potansiyeli arttı. Ancak, bu makalede ele alınacağı gibi, AB ülkeleri Yugoslavya’nın dağılma sürecinde varolan potansiyelini (1990-1995 döneminde) gerçek etkiye çevirmekte sıkıntılarla karşılaştı. Yugoslavya’nın barış içinde dağılmasını hedefleyen girişimleri yetersiz kaldı. Farklı ulusal çıkarlar bu sonucun oluşmasında özellikle etkili oldu. AB’nin yöntemleri yetersizdi. Özellikle Bosna savaşında AB’nin etkisizliği çok belirgindi. Barışı getirmek için kararlı bir politika çizgisine ve zorlayıcı tedbirlere ihtiyaç vardı. AB’nin ve diğer kurumların etkisizliği, her iki unsura da sahip olan ABD ve NATO aracılığıyla barış anlaşmasının sağlanmasına yol açtı. İncelenen dönemde AB’nin dış politika alanındaki eksiklikleri, ABD’nin ise liderliğinin önemi belirginleştirilmiştir

The Parameters of the Trans-Atlantic Foreign Policy During the Disintegration of Yugoslavia (1990-1995)

Western European potential to influence Balkan developments increased with the end of the Cold War. As is analysed and evaluated in this article, however, the Europeans faced with challenges in turning their potential into real influence during the disintegration of Yugoslavia between 1990 and 1995. Their aim was the disintegration of Yugoslavia through peaceful ways. Their efforts to this end, however, failed mainly because of differing national interests of the members of the European Union (EU). Ineffectiveness of the European policies became more visible during the war in Bosnia. To establish peace there, there was a need to a strong policy stance and coercive measures. Ineffectiveness of the EU and other international institutions resulted in the provision of peace through the USA and NATO, which have both above-mentioned qualities. In the process, deficiencies in EU foreign policy cooperation and the importance of American leadership become more apparent