BEHLÛL

Bühlûl el-Mecnûn el-Kûfî, Kûfeli bir mecnununismi. Biz, ilk defa, ona, gelip geçenlerin sertşakalarına maruz kalmış bir budala ve kesinlikle birŞî‘î (yeteşeyya‘) olarak tavsif eden el-Câhız (ö.255/869)’ın Beyân’ında rastlıyoruz. İbnü’l-Cevzî (ö.597/1201)’nin naklettiği veçhile, 188/804 yılında elKûfe’de Hârûnürreşîd’le görüşmesi ve belki de onaikaz ve irşat yollu bazı sözler söylemesimümkündür.Bühlûl’ün Bağdat’taki mezarı Niebuhrtarafından tasvir edildi ve 501/1100-1101 tarihli birkitabe onu meczûblar sultanı ve bir ‚karanlık,sönük ruh‛ (nefs mütammese) olarak gösterir.İnsanlar, onu Bühlûldâne, ‚akıllı deli‛ diyeisimlendirdiler ve onu er-Reşîd’in akrabası vesoytarısı kabul ettiler ve onun akıl ve zekâsıhakkında kahvehanelerde hikâyeler anlattılar.

Buhlūl

Buhlūl al-Majnūn al-Kūfī, the name of a lunatic of al-Kūfa. We first meet him in the Bayān of alJāhiz (d. 255/869), who depicts him as a simpleton exposed to the rough jokes of passers-by, and definitely as a Shī‘ī (yatashayya‘). It is possible that he met Hārūn al-Rashīd at al-Kūfa in 188/804, as Ibn al-Jawzī (d. 597/1201) reports, and perhaps he even addressed some remonstrances to him. Buhlūl’s tomb in Baghdād has been described by Niebuhr, and an inscription dating from 501/1100-1101 designates him as the sultan of the majdhūbs and as an ‚obscure, dim soul‛ (nafs mutammasa). People called him Buhlūldāna, ‚the wise fool‛, and they made of him the kinsman and the buffoon of al-Rashīd, and they told stories in the coffee houses about his wit and subtlety.

___