Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin çagdaş gelişmeleri yakalayabilmesi için oncelikle eğitimin düzeltilmesini istemiştir. Çünkü, gelişmenin ve dünyadaki gelişmeleri takip edecek melekelerin kazanilrnasi ancak eğitimle mümkündür. Kurulan yeni Türk devletinin eğitim anlayışında, eski hatalara düşülmemesi ve gelecekteki ihtiyaçlara cevap verecek metotların denenmesine dikkat edilmiştir. Bu yeni dönemin temelinde minik, cehaletle mücadele, ilmilik, birlik, çagdaşlık, uyum, doğruyu gorme ve varlığın korunması ana esas olarak ele alınıp şekillendirilmiştir. Atatürk eğitim ile ilgili her konuşmasında, başarının gerçek eğitimle kazanılacağını vurgulayıp, eğitimin okullarda verilmesini, herkesin cinsiyet ayrımı gözetilmeden eğitim' ve öğretim görmesini, nüfusun yarısını dışanda bırakarak ülke kalkınmasının sağlanamayacağını, ilmi esaslar gozetilmeden, gagdaj degerlere gore hareket etmeden medeniyetin yakalanamayacağının dile getirmiştir.

Ataturk wished education to be restructured in order for Turkish Republic to engage to contemporary developments, since education makes it possible to obtain skills to follow world's changing structure. Educational perpectives of newly established Turkish Republic was to include methods which meet the future needs and exclude oldfashioned and faulty approaches. In this new era, basic principles wanted to be drawn as nationalism, fight against illiteracy, scientific mindedness, unity, modernity, harmony, insightfulness, and protection of existence. In his speeches, Ataturk declares that every success is obtained via a truthful, extended education without discrimination. He also states that a country can not be improved when some people are excluded. He proposes that civilization can not be practiced when scientific methods are discarded, and when actions not based upon contemporary values.