Peyzaj Metin Kavramı ve Sahneleme Anlayışı

Öz Yirminci yüzyılda dramatik metinlerin tiyatrodaki yeni işlevi postdramatik tiyatro anlayışı içinde değerlendirilir. Postdramatik tiyatro, metnin azaltılabileceğini öngörür ve tiyatroyu metnin öteki tarafına yerleştirir. Metne yönelik bu yeni anlayışta dilin bir şeyleri anlatması yerine, seslerin, sözcüklerin, tınıların anlam oluşturmayan durumların gösterilmesi hedeflenir. Görsellik tarafından dilin baskılandığı bu tiyatro anlayışında, tiyatro metni sahnenin dışındaki bir alana işaret etmektedir. Bu doğrultuda postdramatik tiyatro, dramatik metinlerin tiyatrodaki yeni işlevine uygun olarak peyzaj metin kavramını kullanmaktadır. Peyzaj metin kavramının çıkış noktası Getrude Stein'ın oyun düşüncesine dayanmaktadır. Günümüz Amerikan Performans tiyatrosunun temsilcilerinden Robert Wilson ve Richard Foreman'ın gösterimlerinde, Stein'ın genel peyzaj oyunu düşüncesi temel çıkış noktasını oluşturur. Wilson'ın imge tiyatrosunda peyzaj metin kavramı, ideal bir tiyatronun işitsel ve görsel hayal gücünü hareket geçirmesi gerektiği düşüncesine karşılık gelir. Görsel ve işitsel hayal gücünün harekete geçirilmesi uzamın sınırlarının aşılmasıdır. Uzamın sınırlarının aşılması zamana bağlı olarak gelişen kurmacanın dışında teatral bir dünya yaratmaktır. Foreman'ın gösterimlerinde ise kullandığı çoklu mekan olarak yaratılan sahne tasarımları gösterim dünyalarıdır ve hiçbir yeri çağrıştırmayan hayali yerler olarak karşımıza çıkar. Sahnelemelerinde zihinsel duruma ilişkin bir farkındalığı canlandırmaya çalışan Foreman, doğa manzaralarından çok zihinsel manzaraların yaratıcısıdır. Sahnelemelerinde statik ve kendine dikkat çeken bir yapı olarak ortaya çıkan lirik anlatım Foreman'ı, geriye doğru Stein ve Meaterlinck'e, yatay düzlemde ise Wilson'a ve peyzaj sahne gösterimlerine bağlar.