Sosyal bilimlerde neredeyse her alanda arşivlerden yararlanılarak birçok melez çalışmaya yer verildiğini görmeye başlamak sevindirici. Arşivlerle ilgili daha çok alanda çalışma yapılıyor olması hem doğrudan arşivcilik metodolojisinin kalitesini arttırdığını hem de dolaylı olarak arşiv teorisinin yeniden ele alınışını etkilediğini düşünüyorum. Bu sebeple, başka disiplinlerle iç içe geçmiş bu yeni üretimler ‘arşiv’i başka açılardan görmemize vesile olduğu için oldukça güzel bir noktada duruyor. Bu kitabı, son yıllardaki mikrotarih çalışmaların gelişimini izlemek, özellikle de akademik bir öznel bağlamı yakından incelemek, araştırmacının gösterişçiliğini yumuşatmak, araştırma sürecini ‘yavaş’latmak, genellikle analizi yapan ve keşfeden kişi üzerinde hiçbir izlenim bırakmayan faktörleri düşünmek için çok değerli bir kitap olarak görüyorum.

It is pleasing to see that many hybrid studies are included in the social sciences by making use of archives in almost every field. I think that the fact that more studies are carried out on archives both directly increases the quality of archival methodology and indirectly affects the reconsideration of archival theory. For this reason, these new productions, which are intertwined with other disciplines, stand at a very good point as they allow us to see the 'archive' from different angles. I find this book to be an invaluable book to follow the development of microhistorical studies in recent years, especially to examine closely an academic subjective context, to soften the pretentiousness of the researcher, to 'slow down' the research process, to consider factors that often leave no impression on the analyzer and the discoverer.