Güvene dair-1

Öz ttttanın amaçları koşullara ilişkin algınından bağımsız bir güven kavramsallaştırmnsıntn gündelik yaşamla ilişkilini kurmak kolay değildir. Pratikte günvn, insanın amaçlanna ubsm.ık için gereksindiği güçlere ne denli dayanabileceğine dair inancı ya da beklentisidir. Amaçlar şuurlu, rasyonel ifadekndirikbikn türde oldukları gibi, ditkndirtleme>'cn. bölinç dışs vc'^ttfndinneleri harehiyle sanal, aşkın nitelikte de olabilirler. Varlıklar ’fc'cfya) amaçlarla ilgili zarar görme korkusundan uzak olnuyla. varlıkları geliştirme ve amaçlara ulanma ümidi kutuplan arasında kurulan dengeyi yansıttığı düşünülerek gü^ıen, Mertun Deutsch'dan mülhem bîr ifadeyle, insanın korktuğunu dejil. umduğunu bulacağına dair inancı yn da beklentisi olarak Unımlanmıştır. Güven bu şekilde kavramsallaştırılıp unıınlandığtnda gerek çağcıl, gerekse verili toplumun özgül koşullarıyla, kûltihlc ilişkilendiiılip anlamlandırılnusında dört husus önem kazanır. Birincisi, güven ber şeyden örx>e bir güvenlik duygusudur, asgari içeriğini, bireyin amaçlarıyla ilgili ber bingi btr zarar görmeme beklentisi oluşturur. İkincisi, güvenlik duygu.sunun tesisi kadar» v'arlıklarını geliştirme ümidi de bireyin arkalanabileceği güçlerin neler olduğuyla yakından ilgilidir.

___

Ankara Üniversitesi – Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Dergisi