Öz Bilginin kaynağı ve mahiyeti (niteliği) ile ilgili tartışmaların büyük ölçüde felsefe tarihi içinde dönemler ve felsefî akımlar içinde yer aldığı bilinmektedir. Felsefenin bir alt disiplini olarak Epistemoloji (Bilgi Teorisi) bu konunun felsefi temellere oturtma ve tartışma çabasının ayrıntılarına sahiptir. Bilginin niteliği, sözkonusu ayrıntı içinde çok farklı yaklaşım ve ekollerin ortaya çıkma nedeni olarak işlemiştir. Bu aşamada ortaya çıkan ekol ve yaklaşımlardaki farklılıklar genellikle bilgi ve bilgi sistemlerinin değer ve geçerlik sorunlarıyla ilgilidir. Dolayısıyla bilgi teorisi için sorun hangi bilginin ne ölçüde geçerli olduğudur. Ancak bu ele alış mevcut bilginin arka plânını ve varlığından kaynaklanan sonuçlan; bilgi ve bilgi sistemleri arasındaki ilişkilerin toplumsal yapılara göreliği gibi konulara gerekli ayrıntı içinde girmemekle bilgi teorisinin de sınırlılıklarını çizmiş olmaktadır. Oysa bilimin insan ve toplum hayatında giderek artan önemi bilgiye dönük olmak üzere sözkonusu sınırlıklan aşan merak, ilgi v e sorgulamaları da beraberinde getirmektedir.