Serebrovasküler Hastalık Geçiren Hastaların Demografik Özellikleri ve Birinci Basamak Sağlık Merkezlerinde Önlenebilir Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi

Amaç: Serebrovasküler hastalıklar dünyada ikinci sırada gelen ölüm nedeni, sakatlık ve işgücü kaybının ise birinci nedenidir. İnmenin etiyolojisini belirlemek hastaların risk faktörlerinin yönetiminde önem taşımaktadır. Bu çalışmada, inme nedeniyle hastaneye yatış yapılan hastalarda inme için bilinen risk faktörlerinin sıklığının ve bu faktörlerin yeterli olarak kontrol altına alınıp alınamadığının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Materyal ve Metot: Çalışmaya Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Ocak 2009-Mart 2012 tarihleri arasında inme tanısı ile yatırılarak tedavi alan toplam 657 hasta alınmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) grubunun çalışmaları ve Amerikan Kalp Cemiyeti/Amerikan İnme Cemiyeti tarafından yayınlanan inmede birincil koruma rehberinde belirlenmiş olan risk faktörleri açısından hasta dosyaları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Çalışmaya alınan 657 hastanın genel yaş ortancası 72,0 (ÇAG=21,5) idi. Hastaların 322'si (%49,0) erkek olup ortanca yaşları 67,5 (ÇAG=21.0); geri kalanı kadın olup ortanca yaşları 76,0 (ÇAG=20,0) idi. Hastaların %74,8'inde (n=491) iskemik inme, %16,7'sinde (n=110) intraserebral kanama ve %8,5'inde (n=56) subaraknoid kanama tespit edildi. 45 yaş altında inme insidansı %6,1'di. Kırk beş yaş altındaki hastaların %47,5'i iskemik inme, %52,5'i hemorajik inme geçirmişti. Çalışmaya dahil edilen 450 (%68,5) hastada hipertansiyon tanısı bulunmakta olup bunların 28'i (%4,3) hipertansiyon tanısını hastane yatışından sonra almıştı. Hipertansiyon tanısı olan hastaların %71,3'ü (n=321) ilacını düzenli olarak kullanırken, %19,3'ü (n=87) ilacını düzensiz kullanmakta ve %9,3'ü (n=42) ilaç kullanmamaktaydı. Çalışmamızda 147 (%22,4) hastada diyabetes mellitus (DM) tanısı bulunmakta olup 54 (%8,2) hasta DM tanısını hastane yatışından sonra almıştır. DM tanısı olan hastaların %82,6'sının, DM tanısı olmayan hastaların %71,3'ünün inme tipinin iskemik inme olduğu tespit edilmiştir. DM tanısı olan hastaların %5,4'ünün (n=8) ilacını düzensiz kullandığı %16,3'ünün (n=24) ilaç kullanmadığı tespit edilmiştir. Hastaların ortanca HbA1c düzeyi 7,50 g/dL'dir (ÇAG: 2,40). Serum HDL düzeyi 45 mg/dL'nin altında olan hastaların %86,8'i, serum HDL düzeyi 65 mg/dL ve üzerinde olan hastaların %68,2'sinde iskemik inme saptanmıştır. Serum HDL düzeyi ile iskemik inme ters ilişkili bulunmuştur (Z=2.889; p=0.004). Hastalar serum LDL >= 140 mg/dL ve < 80 mg/dL olanlar şeklinde gruplandırıldığında, gruplar arasında inme tipi açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmamıştır ( ?2=0.314; p=0.575). Hastaların yatış sırasındaki elektrokardiyografi bulguları değerlendirildiğinde %88,3'ünde sinüs ritmi, %11,6'sında atriyal fibrilasyon (AF), %1,0'inde pacemaker ritmi tespit edilmiştir. Ritmi AF olan hastaların %57,1'inin antikoagülan ve/veya antiagregan tedavi almadığı, %23,4'ünün asetilsalisilik asit (ASA), %9,1'inin varfarin, %2,6'sının klopidogrel, %5,2'sinin ASA + varfarin, %2,6'sının ASA + klopidogrel kullandığı görülmüştür. Hemorajik inme sonrası mortalite %34,1 ve iskemik inme sonrası mortalite %13,3 bulunmuştur. Sonuç: İnmede risk faktörlerinin en aza indirilmesi ile inme gelişimi ve inmeye bağlı sakatlık oranları azaltılabilir. Yaşla birlikte DM, HT, hiperlipidemi, kardiyovasküler hastalıklar, sedanter yaşam gibi diğer risk faktörlerinin sıklığı da artmaktadır ve damarsal yapılarda olan hasarlar ve aterosklerotik değişiklikler inme oluşumunda etken rol oynamaktadır. Uygun tedavi ve takip ile inme gelişimi en aza indirilebilir. Aile hekimlerinin inmeyi önlemede koruyucu hekimlik açısından rolü büyüktür.

Demographic Characteristics of Patients with Cerebrovascular Disease and Evaluation of Preventable Risk Factors in Primary Care Centers

Objectives: Cerebrovascular Disease (CVD) is the second leading cause of death and the primary cause of disability and loss of labor around the world. Finding the etiology of stroke is important for the management of risk factors. This study aims to determine the frequency of known risk factors for stroke and to assess whether these factors are adequately controlled or not among patients hospitalized due to stroke. Materials and Methods: The study included a total of 657 patients hospitalized and treated with the diagnosis of stroke in Ankara Atatürk Training and Research Hospital between January 2009 and March 2012. Medical records of the patients are retrospectively reviewed for the risk factors defined in the results of the study by the works of World Health Organization and primary prevention guidelines published by the American Heart Association/American Stroke Association. Results: The median age of 657 patents was 72.0 (IQR = 21.5) years. Three hundred and twenty two patients (%49.0) were male and their median age was 67.5 (IQR = 21.0) years. The rest consisted of female patients with a median age of 76.0 (IQR = 20.0) years. Ischemic stroke was present in 74.8% (n=491) of the included patients, whereas intracerebral bleeding was present in 16.7% (n=110) and subarachnoid bleeding in 8.5% (n=56). The incidence of stroke under the age of 45 was 6.1%. Ischemic stroke was diagnosed in 47.5% of the patients under the age of forty five whereas the rate of hemorrhagic stroke was found as 52.5%. The diagnosis of hypertension was present in 450 (68.5%) patients, 28 (4.3%) of whom were diagnosed with hypertension after the hospital admission. Among patients with the diagnosis of hypertension, medication compliance was full in 71.3% (n=321), poor in 19.3% (n=87), while 9.3% (n=42) were non-compliant. The diagnosis of diabetes mellitus (DM) was present in 147 (22.4%) patients, 54 (8.2%) of whom were diagnosed with DM after the hospital admission. Ischemic stroke was present in 82.6% of the diabetic patients, compared with 71.3% of non-diabetics. Among diabetic patients 5.4% (n=8) had a poor medication compliance, while 16.3% (n=24) were non-compliant. Median HbA1c level was 7.5 g/dL (IQR: 2.40). Ischemic stroke was present in 86.8% of patients having a serum HDL level below 45 mg/dL, whereas 68.2% of patients having a serum HDL level of 65 mg/dL and above had ischemic stroke. There was a negative association between serum HDL levels and ischemic stroke (Z=2.889; p=0.004). When the patients were grouped as having a serum LDL >= 140 mg/dL and < 80 mg/dL, a statistically significant difference was not present between these groups in view of the type of stroke (?2=0.314; p=0.575). Electrocardiographic findings on hospital admission showed sinus rhytm in 88.3%, atrial fibrillation (AF) in 11.6% and pacemaker rhytm in 1.0% of the patients. Among patients having AF rhytm 57.1% were not on any anti-coagulant and/or anti-aggregant therapy, 23.4% were on acetylsalycilic acid (ASA), 9.1% on warfarin, 2.6% on clopidogrel, 5.2% on ASA + warfarin, 2.6% on ASA + clopidogrel. Mortality after hemorrhagic stroke was 34.1%, whereas 13.3% was after ischemic stroke. Conclusion: Occurrence of stroke and disability rates due to stroke can be reduced by minimizing the risk factors of stroke. The frequency of other risk factors, such as diabetes mellitus, hypertension, hyperlipidemia, cardiovascular disease, sedentary lifestyle are increasing by age and the damage of vascular structure and atherosclerotic changes play an important role in the pathogenesis of stroke. Stroke development can be minimized by appropriate treatment and follow-ups. In view of preventive medicine, family physicians have an important role in the prevention of stroke.

___

Ankara Medical Journal-Cover
  • Başlangıç: 2014
  • Yayıncı: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi
Sayıdaki Diğer Makaleler

Serebrovasküler Hastalık Geçiren Hastaların Demografik Özellikleri ve Birinci Basamak Sağlık Merkezlerinde Önlenebilir Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi

Dilek ÖZTAŞ, Yusuf ÜSTÜ, Derya IŞIK, İrep Karataş ERAY, Ayşe DEMİRCİ ŞAHİN, Mehmet UĞURLU

Tip 2 Diyabetik Erkeklerde Klinik ve Biyokimyasal Olarak Hipogonadizmin Değerlendirilmesi

Mehmet SARGIN, Sakin TEKİN, Mehmet Ali USTAOĞLU, Mustafa TEKÇE, Asuman ORÇUN, Şule TEMİZKAN, Buket Tekin VATANSEVER, Berfu ÇINKIT, Tülay KARABAYRAKTAR

Obezite ve Kadınlarda Stres Üriner İnkontinans

Tümay İPEKÇİ, Hakan GÜLMEZ, Erhan ATEŞ, Yiğit AKIN, Adil Emrah SONBAHAR, Mehmet Oğur YILMAZ

Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Yaşlılarda Akılcı İlaç Kullanımı

Ali Ramazan BENLİ

Hekimlerde Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Yaşam Kalitesi: Tıp Fakültesi Tabanlı Kesitsel Bir Çalışma

Birgül PİYAL, Mustafa ÇAKIR, Sefer AYCAN

Sağlık Hizmet Sunumunda İdarenin Kusur Sorumluluğu

Yasemin KILIÇ ÖZTÜRK

The Effects of Low-Dose Weekly Folate Supplementation Versus High-Dose Daily Folate

Aslı GENCAY CAN, Özlem ASLAN, Feride Nur GÖĞÜŞ, Zafer GÜNENDİ, Gönen MENGİ

Bir Analiz: Aile Hekimliği Ülkemizde Etkin Kullanılıyor mu?

Yusuf ÜSTÜ, Mehmet UĞURLU

Aile Hekimliği Polikliniğinde Saptanan Bir Epikardiyal Yağ Dokusu Olgusu

İzzet FİDANCI, Mehmet Onat ÇAKIT, Şükrü Ümit EREN, Oğuz TEKİN, İsmail ARSLAN

Talasemi Konusunda Verilen Eğitimlerin Talasemi Taşıyıcılarının Bilgi Düzeyi Üzerine Etkisinin Belirlenmesi

Hamit Sırrı KETEN, Medine ÇİTİL, Yeşim Can ÇELİK, Oğuz IŞIK