Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Işığında Türk Hukukunda Azami Tutukluluk Süresinin Hesaplanmasına İlişkin Değerlendirmeler
AİHM temyiz aşamasını, AİHS m. 5(1)(a) kapsamında yani hükümlülük olarak değerlendirmektedir. Oysa Türk hukukunda temyiz aşamasında tutuklu olan sanığı hükümlü olarak kabul etmek mümkün değildir. AİHM’nin “hüküm” kavramına verdiği anlam ile Ceza Muhakemesi Kanununda bu kavrama verilen anlam tam olarak örtüşmemektedir. Öte yandan AİHM, temyiz aşamasında tutuklu geçirilen süreyi hem “tutuklama ve tutuklamanın devamı kararları için geçerli gerekçelerin olup olmadığının” belirlenmesi bakımından hem de “makul sürede yargılama ilkesi”nin ihlal edilip edilmediğinin belirlenmesi bakımından dikkate almaktadır. Tutuklulukta azami sürelerin hesabında temyiz aşamasında geçen süreyi hesaba katmamak açıkça Kanuna aykırıdır
Evaluations Regarding the Estimation of the Upper Limit
of Arrest Under Turkish Law in the Light of Case-Laws
of European Court of Human Rights
ECHR considers the phase of appeal in the scope of Article 5(1)(a) of the convention, in other words as conviction. However, in Turkish law, during the appeal, the accused arrested cannot be regarded as a convict. In this manner, the meanings attributed to “conviction” by ECHR and Criminal Procedure Code do not overlap. On the other hand, ECHR keeps count of being arrested during appeal in manners of both determining “whether legal grounds for giving a decision not to release or to re-detain exist” and “whether the principle of trial within a reasonable time” is violated or not. Excluding the time spent during appeal when estimating the upper time limits for arrest is obviously contrary to law