EIN NEUER BELEG ZUM PHRYGISCHEN URSPRUNG DER ARCHITEKTONISCHEN TONPLATTEN

Ege dünyasının sevilerek uygulanan mimari süslemelerinden pişmiş toprak levhaların bilinen en erken örnekleri Frig başkenti Gordion’dandır. Geometrik bezekli olanların, Midas Çağı’na tarihlenen bir Yazılıkaya Kaya Tapınağı alnacında aynısıyla kabartma çerçeve biçiminde varlığı, bu yaratıcılığın ilk somut tanıtı olmalıdır; çünkü E. Akurgal’ın doğru saptamasıyla, kaya anıtlarında “okunan aynı bezeme diline, onlarla eşzaman Frig terrakotta frizleri de sahiptir”. Yine Yassıhöyük’te aynı megaronun alnacını bezeyen geyik avı ve beyboğaadam mücadelesi, Yenihitit orthostatları üzerinde vardır; yan yana dizili levhalar düzeninde bir önemli yapı cephesini süslemeleri de işlevde birbirlerinden farklı değildir. Kökenin Doğululuğu, avda gözlemlenen durağanlıkta ve bey gücünün öne çıkarılmasında da okunur ve bunlarla ulaşılan en geç M.Ö. 7. yüzyıl başları tarihi zaman biçemine de uyar; çünkü gelişim, izleyen M.Ö. 650-550 arası süreçte dört kümede irdelenebilen Pazarlı savaşçı levhalarıyla sürecektir. AnatSt 1991’de kapsamlı biçim ve biçem gelişimiyle ulaştığım bu sonuç, yakın geçmişte ele geçen ve Arkeoatlas 2006’da tanıtılan bir Gordion buluntusuyla doğrulanmaktadır. Küçük fildişi kakma üzerine işli bu savaşçı resminin K. DeVries tarafından iyi bir gözlemle varılan “M.Ö. 7. yüzyıl sonları” tarihi, Gordion ve Pazarlı pişmiş toprak yapı levhaları için öngördüğüm erken kronolojinin de belgesi niteliğindedir. Çünkü bu yeni Gordion savaşçı betisi, boğaadamla mücadele eden beyin biçemini aynı sanat merkezinde açık ara geliştiren ileri özellikler içerir ve bu özellikleriyle yerini Pazarlı savaşçıları arasında 1. kümeden 2. kümeye geçiş evresinde bulur. Ve sonuçta Hellenleştirilerek 150 yıl gibi geç bir zamana tarihlenen ve de “Theseus-Minotauros” olarak yorumlanan başkent ürünü bir Frig resminin, aslında Doğu’nun sevilen “Bey-Boğaadam” mücadelesini betimlediği ve de -tıpkı “HeraklesNemea Aslanı” kümesinde gözlemlendiği gibi- Hellen dünyasında bir tanınmış mitosa uyarlandığı gerçeği de anlaşılmış olur.

EIN NEUER BELEG ZUM PHRYGISCHEN URSPRUNG DER ARCHITEKTONISCHEN TONPLATTEN

-Ege dünyasının sevilerek uygulanan mimari süslemelerinden pişmiş toprak levhaların bilinen en erken örnekleri Frig başkenti Gordion’dandır. Geometrik bezekli olanların, Midas Çağı’na tarihlenen bir Yazılıkaya Kaya Tapınağı alnacında aynısıyla kabartma çerçeve biçiminde varlığı, bu yaratıcılığın ilk somut tanıtı olmalıdır; çünkü E. Akurgal’ın doğru saptamasıyla, kaya anıtlarında “okunan aynı bezeme diline, onlarla eşzaman Frig terrakotta frizleri de sahiptir”. Yine Yassıhöyük’te aynı megaronun alnacını bezeyen geyik avı ve beyboğaadam mücadelesi, Yenihitit orthostatları üzerinde vardır; yan yana dizili levhalar düzeninde bir önemli yapı cephesini süslemeleri de işlevde birbirlerinden farklı değildir. Kökenin Doğululuğu, avda gözlemlenen durağanlıkta ve bey gücünün öne çıkarılmasında da okunur ve bunlarla ulaşılan en geç M.Ö. 7. yüzyıl başları tarihi zaman biçemine de uyar; çünkü gelişim, izleyen M.Ö. 650-550 arası süreçte dört kümede irdelenebilen Pazarlı savaşçı levhalarıyla sürecektir. AnatSt 1991’de kapsamlı biçim ve biçem gelişimiyle ulaştığım bu sonuç, yakın geçmişte ele geçen ve Arkeoatlas 2006’da tanıtılan bir Gordion buluntusuyla doğrulanmaktadır. Küçük fildişi kakma üzerine işli bu savaşçı resminin K. DeVries tarafından iyi bir gözlemle varılan “M.Ö. 7. yüzyıl sonları” tarihi, Gordion ve Pazarlı pişmiş toprak yapı levhaları için öngördüğüm erken kronolojinin de belgesi niteliğindedir. Çünkü bu yeni Gordion savaşçı betisi, boğaadamla mücadele eden beyin biçemini aynı sanat merkezinde açık ara geliştiren ileri özellikler içerir ve bu özellikleriyle yerini Pazarlı savaşçıları arasında 1. kümeden 2. kümeye geçiş evresinde bulur. Ve sonuçta Hellenleştirilerek 150 yıl gibi geç bir zamana tarihlenen ve de “Theseus-Minotauros” olarak yorumlanan başkent ürünü bir Frig resminin, aslında Doğu’nun sevilen “Bey-Boğaadam” mücadelesini betimlediği ve de -tıpkı “HeraklesNemea Aslanı” kümesinde gözlemlendiği gibi- Hellen dünyasında bir tanınmış mitosa uyarlandığı gerçeği de anlaşılmış olur.