İki dünya savaşı arası dönemde ortaya çıkan ve olağanüstü bir rejim olan Faşizm, yalnızca kendi dönemini etkisi altına almakla kalmayıp, günümüzde de hala tartışılıp konuşulmaya devam etmektedir. Hitler’in başa geçişiyle Nazi Almanya’sında ortaya çıkan Faşizm, Yahudiler, çingeneler ve akıl hastaları gibi grupları Almanya için bir tehdit olarak görmüştür. Bu grupları ortadan kaldırmak için Almanya ve çevresinde “toplama kampları” inşa edilmiştir. Yahudiler, çingeneler ve akıl hastaları insani olmayan şartlarda bu kamplarda çalışmaya zorlanmıştır. Sonrasında, bu insanlar gaz odalarında “duş” adı altında öldürülmüştür. Bu “insanlık ayıbı” nı kendisi de bir Yahudi olan ve tam da olayların yaşanmış olduğu dönemde yaşayan Hannah Arendt “totalitarizm, kötülüğün sıradanlığı ve şiddet” olguları çerçevesinde değerlendirmiştir. Hannah Arendt’in görüşleri konuyla ilgili çok fazla araştırmaya öncülük etmiştir. Bu çalışmada, Hannah Arendt’in kendi döneminde tartıştığı ve sonrasında, Fatmagül Berktay’ın Arendt’i günümüz Türkiye’sinde tekrar yorumlarken ortaya koymuş olduğu Kötülüğün sıradanlığı, totalitarizm ve şiddet olgularının iki dünya savaşı arası dönemde olağanüstü bir rejim olan Faşizm kapsamında dönem değerlendirmesi yapılmıştır. Bu bağlamda bütün bu olgular Hannah Arendt ve The Reader filmleri kapsamında incelenmiştir.