Peride Celal'in Kurgusal Yenilikleriyle Öne Çıkan Polisiye Romanı: "Sahildeki Ceset"

Yazarlığa, kaleme aldığı popüler romanlarla (1938-1954) adım atan Peride Celal, 1950'li yıllardan itibaren 'kurgu'nun önem kazandığı daha gerçekçi romanlar yazarak, bu alandaki kariyerini geliştirmiştir. Peride Celal'in eserlerine bir bütün olarak baktığımızda, yazarın polisiye türüne ilgisinin bir merak ve düşkünlüğün çok ötesinde bir tutku boyutunda olduğunu fark ederiz. Polisiye kurgular, Peride Celal'in, büyük bir kısmı tefrika olan, ilk dönem eserlerinde amaçladığı gerilim duygusunu kuvvetlendirmeye katkı sağlarlar. Bu eserler arasında yer alan Kızıl Vazo (1941) ve aynı yıl basılan Ben Vurmadım, temelde ihtiraslı aşkı konu almalarına rağmen bir cinayet etrafında gelişen 'gizem' duygusunu içermeleri bakımından polisiye roman sınıfına dahil edilmişlerdir. Bir muamma üzerine kurulmuş Yıldız Tepe (1945) romanını da gotik edebiyata yakın duran yapısıyla bu eserler arasında düşünebiliriz. Yazarın ikici dönem romanlarında polisiye kurgular, yerini polisiye yazarlara ve eserlere bırakır. Peride Celal'in neredeyse her eserinde, polisiye romanlara düşkün roman kişileri karşımıza çıkar. Yazarın ilk dönem eserlerinden Sahildeki Ceset (1949) romanı ise yukarıda saydığımız eserlerde eksik olan 'dedektif' dahil, polisiye edebiyatın bütün unsurlarını barındıran bir eser olması yönüyle öne çıkar. Eser, "Aşk ve Macera Romanı" adı altında takdim edildiği ve kitap olarak basılmadığı için bugüne kadar ilgi görmemiştir. Klasik dedektif romanlarının "katil kim?" (whodunit) formatında yazılan Sahildeki Ceset, her romanında yeni bir kurgusal denemeye girişen Peride Celal'in, bu çabasının cevap bulduğu bir romandır. Peride Celal, Batı edebiyatında Agatha Christie'nin örneklerini verdiği 'katil anlatıcı' tekniğini bu romanında başarıyla uygular. Bir Ada polisiyesi olan Sahildeki Ceset, hem mekân hem kurgu bakımından A. Christie'nin Ölüm Oyunu (1941) adlı romanından geniş ölçüde etkilenmiştir. Gerçek ve kurgu arasındaki ilişkiyi Sahildeki Ceset romanında da sorgulamaya devam eden Peride Celal, bu romanıyla polisiye türde üstkurmaca tekniğinin de bir örneğini vermiştir.

Peride Celal's Detective Novel That Stands Out With Its Fictional İnnovations "Sahildeki Ceset"

Having started her career as a writer with popular novels (1938-1954), Peride Celal developed her career in this field by writing more realistic novels in which 'fiction' gained importance from the 1950s onwards. When we look at Peride Celal's works as a whole, we realise that the author's interest in the detective fiction genre goes far beyond curiosity and fondness. Detective fiction contributes to strengthening the sense of suspense that Peride Celal aimed for in her early works, most of which were serialised. Among these works, Kızıl Vazo (1941) and Ben Vurmadım , published in the same year, are classified as detective novels because they contain a sense of 'enigma' that develops around a murder, although they are basically about passionate love. The novel Yıldız Tepe (1945), which is based on an enigma, can also be considered among these works with its structure close to gothic literature. In the author's second period novels, detective fiction is replaced by detective writers and works. In almost all of Peride Celal's works, we encounter novelists who are fond of detective novels. One of the author's early works, Sahildeki Ceset (1949), stands out as a work that contains all the elements of detective fiction, including the 'detective', which is missing in the works mentioned above. Since the work was presented under the title of "Aşk ve Macera” Novel and was not published as a book, it has not attracted attention until today. Written in the "whodunit" format of classical detective novels, Sahildeki Ceset is a novel in which Peride Celal, who attempts a new fictional experiment in every novel, finds an answer to this endeavour. Peride Celal successfully applies the 'killer narrator' technique, exemplified in Western literature by Agatha Christie, in this novel. An island detective story, Sahildeki Ceset is heavily influenced by A. Christie's “Evil under the Sun” (1941) in terms of both setting and fiction. Peride Celal, who continues to question the relationship between reality and fiction in Sahildeki Ceset, has also given an example of the metafiction technique in the detective genre with this novel.

___

  • Aytaç, G. (2003). Peride Celal'in kadın yazarları. Karşılaştırmalı edebiyat bilimi. Say Yayınları, 181-192.