19. Yüzyılda Batı Asya’da Nakşibendîliğin Yayılması

Tasavvufun kurumsal yapıları olan tarikatlar, Miladî 12. yüzyıldan itibaren Müslümanlar arasında yayılmaya başlamıştır. Bu tarikatlardan bazıları belli bir bölgede faaliyet yürütürken, diğer bir kısmı İslam dünyasının hemen her yerinde yayılmıştır. Bu yaygın tarikatlardan biri de Nakşibendîliktir. Adını Muhammed Bahâeddin Nakşibend’den alan tarikat, Orta Asya’da Türklerin yoğun yaşadığı Buhara ve Maverâünnehir bölgelerinden sonra Afganistan ve İran’da etkili olmuştur. Şeyh Ubeydullah-ı Ahrâr döneminde Anadolu’da faaliyet yürütmeye başlamıştır. 17. yüzyılın başından itibaren Şeyh Ahmed Sirhindî döneminde Müceddidiyye adıyla Hint alt kıtasında ciddi bir varlık göstermiştir. Dinî, siyasî ve toplumsal alanlarda Doğu Asya’da ağırlığını hissettirmiştir. Bu dönemde bazı Müceddidî şeyhlerinin faaliyetleriyle Batı Asya’da da tanınmaya başlasa da Hint alt kıtasındaki gibi güçlü bir etkiye sahip olamamıştır. Nakşibendîliğin Batı Asya’da güçlü bir toplumsal zemine kavuşması 19. yüzyılın ilk çeyreğinde Şehrezorlu Mevlânâ Hâlid döneminde gerçekleşmiştir. Mevlânâ Hâlid, Hindistan’da bulunan Şah Abdullah Dihlevî’nin yanında tasavvufî eğitim aldıktan sonra onun tam yetkili halifesi olarak Batı Asya’da görevlendirilmiştir. Nakşibendîlik Mevlânâ Hâlid döneminde Hâlidiyye adıyla anılmaya başlanmıştır. Irak’ta ortaya çıkan Hâlidîlik, Batı Asya’nın bütün bölgelerinde etkili olmayı başarmıştır. Nakşibendîliğin Batı Asya’daki bu başarısının temelinde Mevlânâ Hâlid eş-Şehrezorî’nin karizmatik kişiliğinden, Batı Asya toplumlarının siyasî ve toplumsal durumlarına, Hâlidîliğin dinamik ve ihyâcı bir hareket olarak ortaya çıkmasından, Hâlidî şeyhlerinin dinî, siyasî ve toplumsal liderler olarak yaşadıkları bölgelerde itibar kazanmalarına kadar pek çok faktör bulunmaktadır. Bu çalışmada günümüze kadar etkileri devam eden bu tarikatın Batı Asya’daki bu başarısının irdelenmesi ve bu alanda yapılacak araştırmalar için temel bazı bilgilerin sunulması amaçlanmıştır.

The Spreading of Naqshbandiyya in Western Asia in The 19th Century

The Sufi orders, which are the institutional structures of Sufism, started to spread among Muslims from the 12th century with the current era. While some of these Sufi orders operated in a certain region, others spread almost all over the Islamic world. One of these common Sufi orders is Naqshbandiyya. The Sufi order, named after Muhammed Bahaeddin Naksibend, became effective in Afghanistan and Iran after the Bukhara and Transoxiana regions in Central Asia where Turks lived intensely. It began to operate in Anatolia during the period of Sheikh Ubeydullah-i Ahrar. From the beginning of the 17th century, during the reign of Sheikh Ahmed Sirhindi, it had a serious presence in the Indian subcontinent under the name of Mujaddidiyye. It became influential in East Asia in religious, political and social fields. In this period, although it started to be recognized in Western Asia with the activities of some Mujaddid Sheikhs, it did not have a strong influence as in the Indian subcontinent. Naqshbandi's attainment of a strong social ground in Western Asia took place in the first quarter of the 19th century, during the reign of Mawlana Khalid from Shahrazor. Mawlana Khalid was appointed to Western Asia as his plenipotentiary caliph after receiving religious mystic education under Shah Abdullah Dihlevi in India. Naqshbandiyyah started to be called as Khalidiyya in the period of Mawlana Khalid. Khalidism, which emerged in Iraq, succeeded in being effective in all regions of Western Asia. On the basis of the success of Naqshbandi in Western Asia, the charismatic personality of Mawlana Khalid al-Shahrazori, political and social situations of West Asian societies, the emergence of Khâlidism as a dynamic and refreshing movement and then there are many factors, from the Khalidi Sheikhs gaining prestige in the regions where they live as religious, political and social leaders. In this study, it is aimed to examine the success of this Sufi order in West Asia, whose effects continue until today, and to present some basic information for researchers to be done in this field.

___

  • Algar, H. (2013). Nakşibendîlik, İstanbul: İnsan Yayınları.
  • Azzâvî, A. (t.s.). ‘Aşâiru’l-Irak, Beyrût: Mektebetu’l-Hadârât.
  • Bağdâdî, M.b.S. (1310). el-Hadîkatü’n-nediyye fî âdâbbi’t-tarîkati’n-Nakşbendiyye ve’l-behçeti’l-Hâlidiyye, Mısır: el-Matbaatü’l-‘İlmiyye.
  • Bağdâdî, M. H. İcâzetnâme, İstanbul Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, H. Hayri, H. Abdullah Bölümü, no: 56, vr. 85a.
  • Bervârî, M. Z. (2009). el-Kurd ve’d-Devletu’l-Osmâniyye, Dimaşk: Dâru’z-Zaman.
  • Gündüz, İ. (1984). Gümüşhanevî Ahmed Ziyâüddin Hayatı- Eserleri-Tarîkat Anlayışı ve Hâlidiyye Tarîkatı, İstanbul: Seha Neşriyat.
  • Hakan, S. (2001). Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kürtler ve Kürt Direnişleri, İstanbul: Doz Yayınları.
  • Hânî, A. (2009). el-Hadâikü’l-verdiyye fî hakâiki ecillâi’n-Nakşibendiyye, Erbil: Matbaatu Ârâs.
  • Haydarî, İ. F. (1292). el-Mecdu’t-tâlid fî menâkıbi’ş-Şeyh Hâlid, İstanbul: Matbaatu’l-‘Âmire.
  • Hurşid Paşa. (2009). Rihletü’l-hudûd beyne’d-Devleti’l-Osmâniyye ve İran. çev. Mustafa Zehrân, haz. es-Safsâfî Ahmed Kutûrî, Kahire: el-Merkezü’l-Kavmî Li’t-Tercüme.
  • Karadâğî, A. (2003). Süleymanî Zemîney Peresendin ve Milmilaneyi Tesevvuf, Süleymaniye.
  • Kavak, A. (2016). Mevlânâ Hâlid-i Nakşibendî ve Hâlidîlik, İstanbul: Nizamiye Akademi Yayınları.
  • Memiş, A. (2000). Hâlidi Bağdâdî ve Anadolu’da Hâlidîlik, İstanbul: Kitabevi.
  • Müderris, A. (2011). Yâd-ı Merdân, Hevlêr: Çaphâne-i Ârâs.
  • Nâimâ M. E. (1969). Nâimâ Tarihi. çev. Zuhurî Danışman, İstanbul: Zuhurî Danışman Yayınevi.
  • Necdî, O. b. S. (1310). Asfa’l-mevârid min silsâli ahvâli’l-imam Hâlid, Mısır: el-Matbaatü’l-‘İlmiyye.
  • Nevvâr, A. S. (1968). Târîhu’l-Iraki’l-hadis, Kahire: Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî.
  • Peçevî İ. E. (1992). Peçevî Tarihi. haz. Bekir Sıtkı Baykal, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
  • Şimşek, H. İ. (2008). 18. Yüzyıl Osmanlı Toplumunda Nakşbendî-Müceddidî Hareket, Çorum: Hititkitap Yayınevi.
  • Uzunçarşılı, İ. H. (2011). Osmanlı Tarihi, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.