İkinci Yabancı Dil Olarak Almancanın Öğrenilmesinde İngilizcenin ve Karşılaştırmalı Dilbilgisinin Rolü

Bu çalışmanın amacı, ikinci yabancı dil olarak Almanca öğrenirken anadilden kaynaklanan olumsuz etkileri ortadan kaldırabilmek için İngilizceden olumlu aktarmalar yapılabileceğini örneklerle ortaya koymaktır. Bilindiği gibi anadilde bulunan birçok dilbilgisi yapısı yabancı dilde bulunmamakta ve yapılar birebir örtüşmemektedir. Yabancı dil öğrenmeyi etkileyen bu dilsel yapılardaki farklılıklar dil öğreniminde ve öğretiminde mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Anadilden yapılan aktarmaları bilinçli olarak yönlendirmek ancak karşılaştırmalı dilbilgisi analizleri ile mümkündür. Çalışmamızda Almancadaki edilgen yapı çıkış noktası alınarak üç dildeki edilgen yapı karşılaştırmalı yöntemle incelenmiş ve özellikle akraba olan dillerin yapılarının tanımlanmasının, akraba olmayanlara göre daha kolay olduğu görülmüştür. Farklılıkların ve benzerliklerin açıkça ortaya konabilmesi için dillerin tüm yapılarının aynı yöntem ile incelenip tanımlanması gerektiği anlaşılmaktadır. Sadece dilin belirli yapılarının karşılaştırmalı incelenmesi yeterli değildir.

THE ROLE OF ENGLISH AND COMPARATIVE GRAMMAR IN LEARNING GERMAN AS A SECOND FOREIGN LANGUAGE

The aim of this study is to demonstrate -with examples- the possibility of positive transfer from English in order to eliminate the negative effects of the mother tongue while learning German as a second foreign language. As it is known, many of the grammatical structures in a given language may not be inherent in another language and thus structures may not overlap. These kinds of differences in linguistic structures which affect learning a foreign language should be taken into consideration in both teaching and learning a language. To direct transfers from the mother tongue consciously is only achievable through the knowledge of comparative grammar analyses. In our study, the passive voice in German was taken as the starting point; the passive voices in the three languages were analyzed respectively with the comparative method and it is consequently inferred that, particularly, the description of the structures of related/kindred languages is much easier than that of non-related languages. In order to fully identify the differences and similarities, it is evident that the whole structures of languages should be described and analyzed using the same methods. The sole comparative analysis of certain structures of language is not sufficient.