İslam Hukukunda Yükümlülüğün Şartı Olarak “Güç Yetirme (Kudret)” Sorununa Ehl-i Sünnet Usûlcülerinin Yaklaşımları -İslâm Düşüncesinde Tanrı’nın Mutlak Kudreti İle Dogmanın Makuliyeti Arasındaki Dengeye Bir Örnek-

Düşünce tarihinde, özellikle de dinî düşünce bağlamında Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengenin temel meselelerden olduğu bir gerçektir. İslâm dininin pratik boyutunu düzenleyen fıkıh ilminin felsefî arka planına ışık tutan fıkıh usûlü ilminde, Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengenin korunmaya çalışıldığı dikkati çeker. Zira kişinin, gücünün üzerinde bir şeyle yükümlü tutulabileceğini teorik planda kabul eden Eş’arîler bunun pratikte gerçekleşmediğini savunurlar. Mu’tezile kişinin gücünü aşan bir şeyle yükümlü tutulamamasını adâlete dayalı bir zorunluluk olarak görür. Maturidîlerse güç yetirebilmenin (kudret) yükümlülüğün şartı olmasını bir zorunluluk değil, Tanrı’nın ilim, hikmet, adâlet ve kemâline dayalı bir fazlı olduğunu savunmuşlardır. Keza Âmidî’nin bu bağlamda yaptığı “li aynihî-li gayrihî muhâl” ayrımı da konunun açıklanması bağlamında işlevsel olmuştur. den gründlichsten Themen in der Geschichte des Denken, besonders im religiosen Denken ist. In der Wissenschaft usulü’lFıqh, die auch das philosophische Fundament der Wissenschaft Fıqh erklärt, die das praktische Gebiet des Islams in Anordnung bringt, ist die Bemühung um die Bewahrung die Gleichgewicht zwischen der Allmacht des Gottes und der Verständlichkeit des Dogmas ist beachtlich. Während die Eschariten als theorisch für eine Belastung über die menschliche Leistungsfähigkeit sind, akzeptieren sie das als praktisch nicht. Und die Mutaziliten lehnen eine Belastung über die menschliche Leistungsfähigkeit, denn sie sehen eine solche Belastung gegensätzlich der Gerechtigkeit. Die Maturiden verstehen unter der Unmöglichkeit einer Belastung über die menschliche Leistungsfähigkeit nicht als eine Notwendigkeit. Nach ihrer Meinung ist eine solche Belastung nicht berechtigt, weil die Gnade des Gottes diese Belastung verhindert. Und auch die Teilung “li aynihî muhal” (Die Unmöglichkeit von sich) und “li gayrihî muhâl” (Die Unmöglichkeit ausser sich), die von Âmidî gemacht worden ist, gilt wirklich zur Aufklärung von diesem Thema sehr als funktionel

İslam Hukukunda Yükümlülüğün Şartı Olarak “Güç Yetirme (Kudret)” Sorununa Ehl-i Sünnet Usûlcülerinin Yaklaşımları -İslâm Düşüncesinde Tanrı’nın Mutlak Kudreti İle Dogmanın Makuliyeti Arasındaki Dengeye Bir Örnek-

-
Keywords:

-,