Muhammet Mutlu, Hü Dost, 2019

Ana gövdesini sözlü kültürün oluşturduğu Alevi ve Bektaşi inanç sisteminin özellikle 20. yüzyılın ikinci yarısında yoğun olarak başlayan şehirleşme, modernleşme ve göç gibi olgulardan olumsuz olarak etkilendiği bir gerçektir. Bu dönemde Alevi kimliği diğer kapalı toplumlar gibi kriz ve dönüşüm yoluna girmiştir. Modernizmin ve şehirleşmenin dayatmaları karşısında geleneksel inanç ve kültür unsurlarını muhafaza etmekte ya da bu unsurları modern hayata uyarlamakta zorlanan Aleviler, ilk dönemlerde çeşitli nedenlerle kimliklerini gizleme yoluna gitseler de yüzyılın sonlarına doğru özellikle 1980’li yıllardan itibaren yerel aidiyetlere dönmeye başlamışlardır (Yıldırım, 2018, 23). Alevi ve Bektaşi inanç sisteminin dini ve sosyal yapısını muhafaza etmeye çalışsa da gerek çevresel faktörler, gerek şehirleşme gerek de çeşitli baskılar sebebiyle aktarım esnasında bazı kayıplara ve değişimlere uğradığı muhakkaktır. Söz konusu aktarım sürecinin günümüzde dahi en az hasarla tamamlanabilmesini sağlayan başat unsur halk arasında dedeler, zâkirler ya da muhipler tarafından tutulan defterlerdir. Bu defterler inancın, ritüellerin ve bunlar etrafında oluşan geleneğin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli pay sahibidir. Bu anlamda Bulgaristan yöresinde Alevi ve Bektaşi kültürünün aktarımında katkısı olan Muhammet Mutlu’nun Hü Dost adlı bu çalışması önemli bir paya sahiptir.
Anahtar Kelimeler:

Muhammet Mutlu, Hü Dost, 2019