Osmanlılar ve Afrika Talanı: Sahra’dan Hicaz’a İmparatorluk ve Diplomasi

Osmanlı İmparatorluğu’nun kıtalara yayılan idaresi ve etkisinin niteliği hakkında bugün hazır bulunan Türk literatürünün doyurucu olmadığı hatta tatmin dahi etmediği uluslararası yayınların incelenmesiyle ortaya çıkıyor. Türk tarihçiliğinin içine kapanık yapısı -son yıllardaki çalışmalar istisna- ve tarihi Türkiye merkezli okuma geleneği, geçmişi aynı kısırlıkta yaratmayla sonuçlanan bir döngü içerisine sokuyor. Bir cihan imparatorluğu olarak Osmanlı’yı nasıl okumalıyız retoriğinin duygusal merkezli cevaplarında anakronizme takılarak kalıpları kıramamak ve birkaç milli söylemden öteye gitmeme hali var. Konu edindiğimiz kitabın başlığı, Batı literatüründe kullanılan Scramble for Africa, Türkçesi Afrika Talanı bu sebeple çok kışkırtıcı bir başlık olarak gözüküyor. 19. Yüzyıl sonunda büyük devletlerin Afrika’da toprak yayılmacılığı çatışmasında bu adı alan ve Batı’da bir kavram haline gelen deyim içinde gezinmeden önce Türkiye’de emperyalizm ve sömürge kavramlarının kışkırtıcılığı hakkında yorum yapabilirsek ne söyleyebiliriz?