Tarihçilik, her geçen gün farklı boyutlarda ilerlemeye devam ediyor. Daha önce çalışılmayan konuların ilgi uyandırması, bununla beraber geçmişte öyle ya da böyle çalışılmış bazı konuların tekrar gün yüzüne çıkmasıyla tarihçiliğin her dönemde tekrardan yazılması gerektiği ve nitelikli işler verildiği takdirde daha önce hiç görülmeyen açılardan da ele alınan konuların karşımızda durduğu gerçeği akademinin de ihtiyacı olan bir durumdur. Zaman zaman toplumun merakına göre zaman zaman da akademinin dünya sorunlarına kafa yordukları meselelerine paralel ilerleyen tarihyazımından tarihçiliğimiz de epey nasipleniyor. Bazen devletlerin siyasi tarihi bazen büyük/kudretli şahsiyetlerin monografileri bazen ise duyguların tarihi karşımıza çıkıyor. Fakat bir diğer yükselen husus, coğrafyaya bağlı olarak inşa edilen tarihçiliktir ki; ele aldığımız kitap da coğrafyanın bütüncül okunmasına hizmet ediyor. Bu bütüncül okuma sayesinde okur, eserin muhteviyatını kafasında daha derinlemesine oturtuyor.