Kentsel Çevre Yönetimine Entegre Yaklaşım

20 yüzyılda karşımıza çıkan en önemli değişimlerden biri hiç şüphe yok ki dünya genelinde kentli nüfusun artışıdır. Bu artışta özellikle kırsal alandaki alt yapı ve hizmetlerin eksikliği, tarımda makineleşme ve işsizlik önemli bir itici güç konumundadır. 2020 yılına kadar 4.4 milyar insanın yaklaşık dünya nüfusunun % 60’ının şehirlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir. Bu hızlı ve plansız kentleşme süreci kentlilerin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkilemesinin yanında doğal kaynakların da tahrip olmasına sebep olmaktadır. Yeraltı suyunun tüketilmesi, toprak, hava, su kirliliği ve ekolojik açıdan önemli ekosistemlerin fauna ve flora değerleriyle beraber yok olması kent kaynaklı çevresel baskılar arasındadır. Makale kentleşmenin çevresel etkilerini, sürdürülebilir kent ve kentsel çevre yönetimi konseptlerini tartışmaya açmaktadır. Kentsel resmi ve sivil aktörlerin rollerini ve işlevlerini vurgulayan çalışma; geleneksel kent yönetimi anlayışından entegre bir yaklaşıma doğru bir geçişi savunarak sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan sürdürülebilir kentsel yerleşimler yaratma yolunda öneriler getirmektedir.

One of the most significant changes in 20th century has been the dramatic increase in urban population with such various push factors as increasing population growth, lack of infrastructure and public services in rural areas, agricultural mechanization, and rural unemployment. By 2020, about 4.4 billion people will live in cities, nearly 60 % of world population. Furthermore rapid and unplanned urbanization has been causing degradation and depletion of natural resources as well as threatening physical and mental health of urban residents. Urban-induced serious environmental pressures include depletion of ground water, pollution of soil, water and air, and losses of ecologically significant and sensitive lands and their flora and fauna. Urban environmental problems adversely affect both urban-industrial ecosystems and rural ecosystems, and hence, necessitate the development of sustainability-oriented policies. This paper discusses especially environmental consequences of urbanization and the significance of sustainable urban development and environmental management. The roles of stakeholders in the process of urban management are briefly identified and evaluated in order to compare conventional and participatory approaches for urban planning and management. Some basic measures and recommendations are discussed towards how to create sustainable urban settlements in terms of environmental, social and economical aspects.