Kuanşi im Pusar’da isim tamlamalarına dair bir değerlendirme

Türk dili tarihselden moderne herhangi bir kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar gelmiştir. Türk dilinin kesinti evresi geçirmeden günümüze kadar ulaşması Türk dilinin konuşulduğu, yazıldığı coğrafyalarda yazı dili, devlet dili olarak kullanımının olağan bir sonucudur. Eski Uygur Türkçesi, Köktürk Kağanlığı döneminde yazılı dil, edebî dil statüsünde bulunmaktadır ancak Köktürk Kağanlığının dağılmasının ardından ortak yazı dili statüsünü kazanmıştır. Eski Uygur Türkçesinin Köktürkçeden farkı Uygur Türklerinin girdikleri farklı sosyo-kültürel çevreler neticesinde çok sayıda sözcük türetmeleri dolayısıyla söz varlığı noktasındadır. Uygur Türklerinin farklı sosyo-kültürel çevrelere girmeleri bu dönemde çeviri faaliyetlerinin yoğun bir şekilde karşımıza çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Girilen farklı sosyo-kültürel çevrelerle beraber yeni kavram alanlarına dair ihtiyaç artmış ve bu dönemde Türkçenin yapısına aykırı olmamak üzere çok sayıda sözcük türetilmiştir. Bunun yanı sıra Türkçenin yapım ve çekim ekleri de bu dönemde etkin ve işlek bir biçimde kullanılmıştır. Yapım eklerinin yanı sıra çekim eklerinin de kullanımındaki itina Türk dilinin yapısal herhangi bir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmasında önemli rol oynamıştır. Bu çalışmada Buddhist çevre Eski Uygur Türkçesi metinlerinden “Kuanşi im Pusar” adlı eser esas alınarak ilgili eserdeki isim tamlamaları tespit edilmiş, elde edilen isim tamlamaları tasniflenerek isim tamlamalarının, diğer bir ifade ile iyelik gruplarının tarihsel süreç içerisinde yapısal bir değişikliğe uğramadığı örneklerle ortaya konulmuş ve elde edilen isim tamlamaları yapısal tasnife tâbi tutulmuştur. Bu çerçevede Türk dilinin yapısal bir değişikliğe uğramadığı, isim tamlamalarının yapısının değişmediği, tamlayan ve tamlanan eklerinin işlek bir şekilde kullanıldığı ispatlanmıştır.

An evaluation of noun phrases in Kuanşi im Pusar

The Turkish language has survived to the present day without any interruption in historical periods. The Turkish language has reached the present day without going through a phase of interruption is a natural result of using Turkic language as official in geographies where the Turkic language is spoken and written. Old Uighur Turkic, which had a status of written language during the period of Kokturk Khaganate, was a common written language after the collapse of the Kokturk Khaganate. The most important aspect that dintinguishes Old Uighur Turkic from Kokturkisch is that the different socio-cultural enviroments that Uighur Turks have entered contain a large number of word derivations and collactive vocabulary. The entry of Uighur Turks into different socio-cultural circles resulted in the intense appearance of translated works in this period. With the different socio-cultural enviroments entered, the need for new conceptual fields increased and many words were derived in this period, not contary to the structure of Turkish. In additon, the construction and inflectional suffixes of Turkish were used effectively and extensively in this period. The care in the use of inflectional suffixes as well as inflectional suffixes played an important role in the Turkish language’s survival without any structural changes. In this study, the noun phrases in the related work were determined based on the work called “Kuanşi im Pusar” from the Old Uighur Turkish texts of the Buddhist enviroment, the obtained noun phrases were classified and it was revealed with examples that the noun phrases, in other words, the possessive groups did not undergo a structural change in the historical process. The given noun phrases were subjected to structural classification. In this context, it has been proven that the Turkish language has not undergone a structural change, the structure of noun phrases has not changed, the determinatum and determinative affixes are used extensively.

___

  • Barutçu Özönder, F. S. (2002). Eski Türklerde Dil ve Edebiyat. Türkler (Cilt 3, s. 481-501). içinde Ankara: Yeni Türkiye.
  • Çelik, N. (2012). Buddhist Çevre Eski Uygur Türkçesi Metinlerinde Tabâbet. Yüksek Lisans tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi.
  • Çelik, N. (2019). Buddhist Çevre Eski Uygur Türkçesi Metinlerinde Yabancı Kökenli Sözcükler Üzerine Bir Değerlendirme. Türkiyat Mecmuası 29, (2), 391-402
  • Çelik, N. (2022). Buddhist Çevre Eski Uygur Türkçesi Metinlerinde Tabâbet İle İlgili Sözcük Türetme Faaliyetleri. Türk Diline Artzamanlı ve Eşzamanlı Bakışlar. içinde Çanakkale: Paradigma.
  • Eraslan, K. (2001). Mecâlisü’n-Nefâyis. Ankara: TDK.
  • Eraslan, K. (2012). Eski Uygur Türkçesi Grameri, Ankara: TDK.
  • Ercilasun, A. B. (2017). Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili Tarihi (18 b). Ankara: Akçağ.
  • Ercilasun, A. B., Akkoyunlu, Z. (2014). Divânu Lugâti’t-Türk. Ankara: TDK.
  • Ergin, M. (2011). Orhun Abideleri (45 b). İstanbul: Boğaziçi.
  • Ergin, M. (2013). Türk Dil Bilgisi. İstanbul: Bayrak Basım/Yayım/Tanıtım.
  • Gabain, A. Von (1988). Eski Türkçenin Grameri. (M. Akalın, Çev.) Ankara: TDK.
  • Grönbech, K. (2011). Türkçenin Yapısı. (M. Akalın, Çev.) Ankara: TDK.
  • Hamilton, J. R. (2011). İyi ve Kötü Prens Öyküsü. (V. Köken, Çev.) Ankara: TDK.
  • Kafesoğlu, İ. (1997). Türk Millî Kültürü (16 b.). İstanbul: Ötüken.
  • Korkmaz, Z. (2009). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi. Ankara: TDK.
  • Tekin, Ş. (1993). Uygurca Metinler I: Kuanşi im Pusar. Ankara: TDK.
  • Togan, Z. V. (1981). Umumî Türk Tarihine Giriş, 2 cilt. İstanbul: Enderun.