Amaç:            Mesane kanseri sık görülen kanserler arasındadır. Mesane kanseri evresine ve hastanın tercihine göre tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Kasa invaze mesane kanserinde altın standart tedavi radikal sistektomidir. Uygulanan tedavi hastaların sağlığını etkilediği kadar, yaşam kalitesini de etkilemektedir. Yaşam kalitesini etkileyen en önemli parametrenin de uygulanan üriner diversiyon olduğu düşünülmektedir. Bizde kliniğimizde takipli hastalarda üriner diversiyonun yaşam kalitesi üzerine etkilerini saptamayı  amaçladık.   Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza 2007-2015 yılları arasında radikal sistektomi operasyonu geçiren 107 hastadan, en az 1 yıllık takibi bulunan ve çalışamaya katılmayı kabul eden (grup 1) 32 ileal loop üriner diversiyon ve (grup 2) 21 kontinan üriner diversiyon uygulan toplam 53 hasta alındı. Hastaların demografik ve klinik verileri Retrospektif olarak elde edildi. Yaşam kalitesi verileri için yüz yüze anket uygulaması ile Türkçe validasyonları yapılmış Short Form-36 (SF-36), Avrupa Kanser Araştırma ve Tedavi Merkezi tarafından geliştirilen EORTC QLQ-C30 ve Beck Depresyon Ölçeği uygulandı.   Bulgular: Çalışmaya katılan hastalara operasyon kararı alırken onkolojik prensiplerden taviz vermeden preoperatif böbrek dilatasyonu olan hastalara daha çok ileal loop üriner diversiyon uygulandığı, vücut kitle indeksi düşük olanlara da kontinan üriner diversiyon uygulandığı saptanmıştır. Gruplar arasında SF-36 ve EORTC QLQ-C30 yaşam analizi değerlendirmesinde fark olmadığı, Beck depresyon ölçeğinin ise grup 1’ de (7.8±6.1) grup 2’ ye (4.7±5.2) (p<0,05)  göre daha yüksek olarak bulundu.    Sonuç: Tedavide hangi diversiyon türü seçilirse seçilsin onkolojik prensiplerden taviz verilmemesi gerektiği esestır. Bu prensip hastaya anlatılmalıdır. hastanın diversiyon türlerine yönelik bilgilendirilmesi ve özellikle ileal loop seçimi ön planda ise depresyona yatkınlığının preoperatif olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

purposeBladder cancer is one of the common cancers. There are different alternatives in treatment based on the stage of the cancer and patient’s own decision. Gold standard treatment for muscle invasive bladder cancer is radical cystectomy. Treatment affects the health of patients as well as affects the quality of life. The most important parameter affecting the quality of life is the applied urinary diversion. We aimed to determine the effects of urinary diversion on quality of life in patients followed in our clinic. Materials and Methods:A total of 53 patients who underwent radical cystectomy between 2007 and 2015 with 32 ileal loop urinary diversion and 21 continent urinary diversion who had at least 1 year follow-up and agreed to participate in the study. Demographic and clinical data of the patients were obtained retrospectively. We performed the Turkish version of Short Form-36 (SF-36), EORTC QLQ-C30 and Beck Depression Scale with face-to-face questionnaire for the Qualty of life data,  Results:Operational decisions taken without compromising oncological principles for patients participating in the study; preoperative renal dilatation was performed with ileal loop urinary diversion, whereas those with low body mass index had continent urinary diversion. SF-36 and EORTC QLQ-C30 were not significantly different between the two groups, whereas Beck Depression Scale was significantly higher in group 1 than group 2 (p<0.05). Conclusion: Whichever type of diversion is chosen in treatment, it should not be compromised from oncological principles. This principle should be explained to the patient. We suggest that the patient should be informed about the types of diversion and the predisposition to depression should be evaluated preoperatively.