ANADOLU’NUN ENDEMİK GÜZELLERİ

Anadolu coğrafyası endemik bitkiler açısından dünyanın önemli ülkelerinden birisidir. Avrupa'nın tamamında 2 bin 750'si endemik olmak üzere 12 bin bitki türü bulunmaktadır. En güncel verilere göre, Anadolu’nun üç kıta arasında doğal bir köprü olması, çeşitli coğrafi özellikleri ve coğrafi farklılığının oluşturduğu iklim çeşitliliği nedeniyle dünyada bir benzeri daha olmayan bir endemik çeşitliliğe sahiptir. Ülkemizde gördüğümüz üç bitkiden biri endemiktir ve ne yazık ki yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan pek çok bitki ve hayvan türümüz bulunmaktadır. Coğrafi konumu dolayısıyla yaklaşık 12 bin bitki çeşidine ev sahipliği yapan Türkiye'de 120 memeli, 400'den fazla kuş, 130 sürüngen ve 300 balık türü yaşıyor. Anadolu’da yetişen endemik türler tabiatta, aşırı hayvan baskısı, yangın, bilinçsiz kesim, söküm, ıslah çalışmaları, yapılaşma, şehirleşme ve herbisit kullanımı gibi çeşitli tehlikelerle karşı karşıyadır. Anadolu’nun binlerce yıldır koruyup kolladığı bu olağanüstü varsıl biyolojik çeşitliliğinin gelecek jenerasyonlara aktarılması büyük önem arz etmektedir. Bu insanlık görevinin yerine getirilmesinde güçlü farkındalıklar yaratarak güzergahımızın kalıcı olarak belirlenmesi gerekir.

ENDEMİC BEAUTY OF ANATOLİA

Anatolian geography is one of the important countries of the world in terms of endemic plants. There are 12 000 plant species in Europe, including 2,750 endemic species. According to the most up to date, Anatolia has an endemic diversity that is no different in the world due to its natural bridge between the three continents, its diverse geographical features and the diversity of its geographical diversity and one of the three plants we see in our country is endemic, and unfortunately there are many plant and animal species facing the danger of extinction. Due to its geographical location, Turkey hosts about 12 000 herbivores, 120 mammals, more than 400 birds, 130 reptiles and 300 fish species. Endemic species that grow in Anatolia are naturally exposed to various hazards such as extreme animal pressures, fire, unconscious cutting, dismantling, breeding work, settlement, urbanization and herbicide use. It is of utmost importance that this extraordinary wealthy biological diversity which Anatolia has preserved for thousands of years has been transferred to future generations. By creating strong awareness in the fulfillment of this humanitarian mission, our route must be permanently determined