E. CaUot'nun fransızca bu ilk sosyoloji kitabından önce almanca bazı eserleri çıkmış bulunuyor (1949, 1950). Müşahedeci ve araştırıcı olmaktan ziyade sistemci ve spekülatif bir zekaya sahip olan Callot asrımızdaki sosyoloji cereyanlcırına nüfuz ederek aralcırında oldukça etraflı bir sentez yapmaya çalışmaktadır. Bu mufassal kitabın büyük bir kısmı doktrinlerin münakaşası ve mefhumların tahlili ile geçiyor. Bununla beraber burada çok alışmış olduğumuz compilateur sosyoloğların bayide tekrarlariyl~ karşılaşmıyoruz. Müellif biLdiğLıniz fikirlere yeni bir görüşle nüfuz etmekte ve sağlavn bir muhakeme yürütmektedir .. Fakat daha !başlarken her türlü doktrin taassubundan kaçınan Callot, sonunda if>-ber istemez bir nevi. eklektizm'e ulaşıyor. Ona göre bugünün sosyolojileri arasında Alman mektebi sırf spekülatif ve felsefi karakteriyle, Fransız mektebi ise müşahedelerle istidlaH birleştiren terkipci vasfiyle göze çarpmaktadır. Buna mukabil Amerikan sosyolojisi sistem inşasından ve felsefi spekülasyondan uzak bir zeminde, sırf tecrübi bir sahada çalışıyor. Bugün artık ufuk daha çok bu istikamette genişlemektedir. Bununla beraber Callot mizac itibariyle Amerikan sosyo1oğlarına bir türlü yak~ laşmıyor; ve eserine daha başlarken «içtimai dünya» nın fenomenolojik bir tahlilini yapıyor. 

E. CaUot'nun fransızca bu ilk sosyoloji kitabından önce almanca bazı eserleri çıkmış bulunuyor (1949, 1950). Müşahedeci ve araştırıcı olmaktan ziyade sistemci ve spekülatif bir zekaya sahip olan Callot asrımızdaki sosyoloji cereyanlcırına nüfuz ederek aralcırında oldukça etraflı bir sentez yapmaya çalışmaktadır. Bu mufassal kitabın büyük bir kısmı doktrinlerin münakaşası ve mefhumların tahlili ile geçiyor. Bununla beraber burada çok alışmış olduğumuz compilateur sosyoloğların bayide tekrarlariyl~ karşılaşmıyoruz. Müellif biLdiğLıniz fikirlere yeni bir görüşle nüfuz etmekte ve sağlavn bir muhakeme yürütmektedir .. Fakat daha !başlarken her türlü doktrin taassubundan kaçınan Callot, sonunda if>-ber istemez bir nevi. eklektizm'e ulaşıyor. Ona göre bugünün sosyolojileri arasında Alman mektebi sırf spekülatif ve felsefi karakteriyle, Fransız mektebi ise müşahedelerle istidlaH birleştiren terkipci vasfiyle göze çarpmaktadır. Buna mukabil Amerikan sosyolojisi sistem inşasından ve felsefi spekülasyondan uzak bir zeminde, sırf tecrübi bir sahada çalışıyor. Bugün artık ufuk daha çok bu istikamette genişlemektedir. Bununla beraber Callot mizac itibariyle Amerikan sosyo1oğlarına bir türlü yak~ laşmıyor; ve eserine daha başlarken «içtimai dünya» nın fenomenolojik bir tahlilini yapıyor.