Bu çalışma, ilişkilerde mutedil ve ılımlı olma kavramlarını ele almaktadır. “İşte böylece, siz insanlara şahit olasınız, peygamber de size şahit olsun diye size aşırılıklardan uzak bir ümmet yaptık.” (Bakara Suresi, 143. ayet) ayetinden de anlaşıldığı üzere ılımlı olmak emredilmiştir. İslam toplumu günümüzde ilişkilerinde sınırları Kur’ân’da belirlenen ılımlılık ve mutedil olma halinin doğru şeklinden hayli uzaklaşmıştır. Bu uzaklaşmanın sonucunda da grupsal ayrılığa yol açan ırkçı söylemler ortaya çıkmış, hem bireysel hem de toplumsal anlamda ayrışmalar oluşmuştur. Çalışma bu meseleye odaklanarak ayrışma sorununa çözüm üretmeyi amaçlamakta ve insanları ayetlerde belirtilen ilişkilerdeki mutedil ve ılımlı tavrı takınmaya davet etmektedir. Ilımlılık, savaşta ve barışta, dosta veya düşmana karşı hayatın her aşamasında mutedil bir toplum olmayı gerektirir. Bu konudaki Kur’ânî emirler herhangi bir zümreyle kayıtlanmayıp umum şekilde herkesi kapsamaktadır. Mutedilliğin ve ılımlılığın gözetilmesine en çok ihtiyaç duyulan durum diğerleriyle yaşanan ikili ilişkilerdir. Günümüzde İslami hitabın yerini tefrika ve gruplaşmayı tetikleyen ırkçı söyleme bıraktığı görülmektedir. Kur’ân’ın kendi üslubu ile davet ettiği hitap şekli insanlar arasında sevgiyi ve merhameti, karşıdakini kucaklamayı, uzaklaşmamayı ve nefret etmemeyi hedefleyenbir davettir. Bütün insanları tek bir çizgide birleştirir. Bu çalışma Kur’ân’ın söz konusu davetini incelemektedir.

This study aims to consolidate the true concept of moderation and moderation, because the heavenly message came with clear features, namely, the saying of God Almighty: “And thus We made you a middle nation” [Al-Baqarah: 143]. Islam today has moved away from the right path in the true Islamic discourse defined by the Holy Qur’an in dealing with people, and because of this distance, the phenomenon of convulsive racist discourse has appeared, which carries sectarian dimensions, so differences emerged between individuals and groups, and this study focused and through the Holy Qur’an To address this kind of strict discourse, and to call people to return to the origin of the moderate Islamic Qur’anic discourse, whether it is among Muslims or with others. Moderation necessitates that we be a moderate nation in all the details of our lives, whether in peace or war, with a friend or with the enemy. The Qur’an’s call for moderation is a general matter that the Lord of Glory has not restricted to a specific thing, but rather emphasized by Islamic Sharia. The Islamic discourse today, as witnessed by the Islamic world and others, is a discourse that has been reflected from the path of truth, so we hear calls for discrimination, sectarianism and racism from everywhere, under the pretext of preserving the constants of the Islamic religion, forgetting the call of the Holy Qur’an for moderation and moderation. The call of the Noble Qur’an for the new Islamic discourse is nothing but a call to love, compassion and acceptance of the other, as emphasized by the Shariah values and principles. Humanity today is in need of a discourse that brings together and does not differentiate, brings closer and does not separate, preaches and does not alienate, invites everyone to an equal word, and it is okay for it to be There is a difference in viewpoints and orientations, provided that this difference does not reflect on affection and love, as it was said (Difference in opinion does not spoil friendship is an issue), and this study will show how the Holy Qur’an was a caller and supporter of the renewal of Islamic discourse.