İNSANCIL HUKUKTA MARTENS KAYDI

Martens kaydı, işgalci güçlere karşı silaha sarılan direnişçi sivillerin hukuki statüsüne ilişkin bir mesele hakkında ortaya çıkan diplomatik çıkmazı aşmak için 1899 tarihli II no'lu La Haye Sözleşmesinin girişine eklenmiştir. Buradaki beyan, savaş hukuku kuralları tam olarak tedvin edilene kadar, sivil ve muhariplerin yerleşmiş uygulamalar, insaniyet ilkeleri ve kamu vicdanın emirlerinden çıkartılabilecek uluslararası hukuk prensiplerinin koruması altında kalacağını ifade eder. Martens kaydı daha sonra insancıl hukuku andlaşmalarında tekrar edilmiş, savaş suçlarına ilişkin uluslararası yargı kararlarında zikredilmiş ve giderek artan bir şekilde uluslararası hukuk öğretisinde inceleme ve yorum konusu olmaya başlamıştır. Martens kaydı ve içerdiği unsurlar dar ve geniş anlamda çeşitli yorumlara tabi kılınmıştır. Daraltıcı yorum, akdi bir düzenlemeye rağmen uluslararası teamül hukukunun uygulanabilirliğinin devam edeceğini hatırlatır. Buna karşılık geniş anlamda, hukukta boşluk doldurma işlevi gören serbest maddi hukuk normlarını teşkil eder. Azami genişletici yorum ise, uluslararası insancıl hukukun farklı ve bağımsız kaynakları olarak bir norm yaratma işlevini atfeder. Çalışma her bir durumda bu tür genişletici yorumların uluslararası teamül hukukunun oluşumuna ilişkin yerleşmiş usul ve süreçlerle bağdaştırılması mümkün olmadığı gibi, rızaya dayanan niteliği ile de uyumlu olmadığını göstermeyi amaçlar.

Mantens Kaydı, Uluslararası Hukuk, İnsancıl Hukuk

The Martens clause was inserted into the preamble to the 1899 Hague Convention (II) to overcome a diplomatic impasse in reaching an agreement on the issue of the status of resistent fighters who took up arms against an occupying force. It reads that until a more complete code of the laws of war is issued, populations and belligerents remain under the protection and empire of the principles of international law, derived from the establised uses, from the laws of humanity, and from the dictates of public conscience. It was subsequently reiterated in a number of treaties, cited in judicial decisions on war crimes, and ever so often, examined and interpreted by the international legal scholarship. It is thus subject to various interpretations, both narrow as a reminder of the continued applicability of customary international law and expansive ranging from being a judicial interpretative tool, to being substantive free standing legal norms to function as a gap-filler, and at its broadest interpretation, to being new distinct and independent sources of international humanitarian law with the norm-creating function. In either way, the study aims to show that such expansive interpretations of the clause are at variance with the well-established procedures and processes of customary formation of international law and remain incompatible with its consensual nature.

___