Tonsillektomi yapılan erişkin hastalarda dil basacağına bağlı ortaya çıkan dil ödeminin ultrasonografi ile değerlendirilmesi: Prospektif, paralel grup, klinik çalışma

Amaç: Tonsillektomi cerrahisi, Kulak Burun Boğaz (KBB) pratiğinde en sık yapılan cerrahi işlemlerden biridir. Ameliyat sırasında cerrahın görüş alanını arttırmak için kullanılan ağız açacağı ve dil basacağı, hastanın dil dokusuna yüksek basınç uygulayarak çeşitli komplikasyonlara neden olabilir. Bu çalışmanın amacı, tonsillektomi yapılan erişkin hastalarda, cerrahi esnasında kullanılan dil basacağının dil üzerinde oluşturduğu basınca bağlı olarak gelişmesi muhtemel dil ödeminin, ultrasonografi (USG) ile araştırılmasıdır. Gereç ve yöntem: Çalışmaya 18-40 yaş arası hastalar dahil edildi ve iki gruba ayrıldı. Çalışma grubu (n = 31), KBB kliniğinde tonsillektomi yapılan hastalardan oluşmakta iken kontrol grubu (n = 30), genel anestezi altında tonsillektomi dışında başka bir cerrahi yapılan, dil dokusuna herhangi bir baskı uygulanmayan ve genel anestezi süresi, tonsillektomi cerrahisinin süresine yakın olan hastalardan oluşturuldu. Her hastanın, submental koronal plan Ultrasonografi (USG) ile dil kesit alanı (TA) iki defa ölçüldü. Çalışma grubunda ilk ölçüm (TA1) endotrakeal entübasyondan hemen sonra, ancak ağız açacağı ve dil basacağı takılmadan önce yapıldı. İkinci ölçüm, (TA2) tonsillektomi cerrahisinin sonunda, dil basacağı çıkartıldıktan sonra ancak ekstübasyondan hemen önce yapıldı. Kontrol grubunda, ilk ölçüm (TA1) endotrakeal entübasyondan hemen sonra, ikinci ölçüm (TA2) ise, cerrahi bitiminde ancak ekstübasyondan hemen önce yapıldı. Dil ödemi, dil kesit alanları farkı (TA2 - TA1) olarak tanımlandı. Gruplar dil kesit alanları açısından ve dil ödemi açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Gruplar arasında, demografik açıdan ve genel anestezi süreleri açısından fark yoktu. TA1 değerleri bakımından, tonsillektomi (3.93 ± 1.29 cm2) ve kontrol grupları (3.80 ± 1.20 cm2) arasında anlamlı bir fark bulunmadı (p = 0.212). TA2 değerleri bakımından, tonsillektomi grubu (4.63 ± 0.28 cm2) ile kontrol grubu (3.91 ± 0.23 cm2) arasında anlamlı fark bulundu (p = 0.000). Tonsillektomi grubu dil ödemi değerleri (0.90 ± 0.26 cm2), kontrol grubu değerlerine (0.11 ± 0.07 cm2) göre yüksek bulundu (p = 0.000). Sonuç: Çalışmamız ile, erişkin hastalarda gerçekleştirilen tonsillektomi cerrahisinde kullanılan ağız açacağı ve dil basacağının dil üzerinde oluşturduğu yüksek basınca bağlı olarak dil ödemi gelişmiş ve dil ödemi USG ile tespit edilmiştir.

Evaluation of postoperative tongue edema with ultrasonography due to tongue depressor in adult patients undergoing tonsillectomy: A prospective, parallel-group, clinical study

Objective: Tonsillectomy is one of the most common surgical procedures performed in Ear Nose Throat (ENT) practice. The tongue depressor, which is routinely used during tonsillectomy surgeries, may cause various complications by applying high pressure to the patient's tongue. In this study, we aimed to investigate the tongue edema caused by the pressure applied by the tongue depressor using ultrasonography (USG) in adult patients who underwent tonsillectomy. Material and Methods: Our study consisted of two groups, including patients between the ages of 18-40. The patients in the study group (n = 31) were composed of patients who underwent tonsillectomy surgeries in the ENT clinic. The patients in the control group (n = 30) were composed of patients who were operated on for a reason other than tonsillectomy under general anesthesia, no pressure was applied on the tongue during surgery, and the duration of general anesthesia was close to the duration of tonsillectomy surgeries. Submental coronal plane USG examination of the tongue area (TA) was performed twice for each patient. The first tongue area examination (TA1) was performed immediately after intubation but before inserting the tongue depressor in the tonsillectomy group. The second tongue area examination (TA2) was performed at the end of the tonsillectomy surgery, after removal of the tongue depressor just before extubation. In the control group, the first tongue area examination (TA1) was performed immediately after intubation, and the second tongue area examination (TA2) was performed at the end of the operation just before extubation. Tongue edema, which is thought to occur due to the high pressure applied by the tongue depressor during tonsillectomy surgeries, was calculated by the difference in tongue areas (i.e., TA2 - TA1). Results: The groups were similar in terms of demographic data and general anesthesia duration. When the mean TA1 values were taken into account between the tonsillectomy (3.93 ± 1.29 cm2) and control (3.80 ± 1.20 cm2) groups, no significant difference was found (p = 0.212). The mean TA2 value of the tonsillectomy group (4.63 ± 0.28 cm2) was greater than the control group’s TA2 value (3.91 ± 0.23 cm2) and was significantly different (p = 0.000). In addition, the mean tongue edema value of the tonsillectomy group (0.90 ± 0.26 cm2) was greater than the control group (0.11 ± 0.07 cm2) and was significantly different (p = 0.000). Conclusion: The tongue depressor used caused tongue edema in tonsillectomy surgeries in adult patients. This tongue edema appears to be the result of the pressure exerted by the tongue depressor. This study is the first to show the possible role of USG in determining tongue edema due to tongue depressor in adult patients undergoing tonsillectomy.

___

  • 2. Onal M, Colpan B, Elsurer C, Bozkurt MK, Onal O, Turan A. Is it possible that direct rigid laryngoscope-related ischemia-reperfusion injury occurs in the tongue during suspension laryngoscopy as detected by ultrasonography: a prospective controlled study. Acta Otolaryngol. 2020;140(7):583-588. doi:10.1080/00016489.2020.1743353
Genel Tıp Dergisi-Cover
  • ISSN: 2602-3741
  • Yayın Aralığı: Yılda 6 Sayı
  • Başlangıç: 1997
  • Yayıncı: SELÇUK ÜNİVERSİTESİ > TIP FAKÜLTESİ
Sayıdaki Diğer Makaleler

Adrenal Kortikal Karsinom’da Bilgisayarlı Tomografi Görüntüleme Bulguları

Emre Altınmakas

Nötrofil-Lenfosit Oranlarının, Platelet Belirteçlerinin ve Sodyum Düzeyinin Febril Nöbetler ile İlişkisi

Sinem Sarı Gökay, Habibe Koç Uçar, Esra Sarıgeçili

Türkiye’nin farklı bölgelerinde otizmli çocuğu olan ailelerin aşılar hakkındaki bilgi düzeylerinin, aşı reddinin sıklığının, ve nedenlerinin araştırılması.

Recep Keşli, Esra Zeynep Yücesan, Yasin Dünya, Abdulmanoor Zaheer, Danyal Rezazadeh Roudkoli, Rukiye Gün, Mehmet Bardak, Muhammed Rasim Demirayak, Fadime Özge Dilcioğlu, Fatma Beyza Öztürk, Bayram Şener, Mesut Turhan, Emek Can Özkan, Fatih Hilmi Çetin, Yüksel Terzi

Bipolar Bozukluk Tanısı ile İzlenen Hastalarda İşlevsellik ve Kişilik Özelliklerinin Koruyucu Tedavi Üzerine Olan Etkisinin İncelenmesi

Çiçek Hocaoğlu, Çağdaş Hünkar Yeloğlu1, Bülent Bahçeci

Doğumda Algılanan Destekleyici Bakım ve Memnuniyet Düzeyi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi

Serap Ejder Apay, Mina Oveysi

Yeni Nesil Cep Telefonu Frekansları ve Biyolojik Etkileri

Yusuf Küçükbağrıaçık, Elçin Özgür Büyükatalay

Bir Devlet Hastanesi Acil Servisinden Göğüs Hastalıkları Servisine İstenen Konsültasyonların Değerlendirilmesi

Sait Karakurt, Fatih Üzer, Begüm Üzer

Tüm barsaklar sana emanet: Truncus coeliacamesenterica

Alaaddin Nayman, Zeliha Fazlıoğulları, Ahmet Kağan Karabulut, Büşra Pirinç

Akut Apandisit Hastalarında Ghrelin Hormon Düzeyi Bakılması ve Ghrelin Hormon Düzeyinin C-Reaktif Protein ve Beyaz Kan Hücre Düzeyleri İle Karşılaştırılması

Mehmet İlhan Yıldırgan, Seda Aşkın, Engin Şebin, Rıfat Peksöz, Esra Dişçi, Yavuz Albayrak

Memenin Benign Lezyonlarından Fibromatozis

A.Yılmaz, B.Badak, A.Şahin, S.Işıksoy