Yasa Değişikliği Sonrasında Bozmadan Sonra Islah Kurumu

Davanın taraflarından birinin, karşı tarafın rızasına bağlı olmaksızın, tek taraflı irade beyanı ile, usule ilişkin işlemlerini kısmen ya da tamamen düzeltmeleri şeklinde tanımlanabilecek olan ıslah kurumu, gerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HMUK), gerekse de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (HMK) yer alan ve uygulamada sıklıkla kullanılmakta olan usul kavramlarımızdan birisidir. Taraflar, dava dilekçesi ve davaya cevap dilekçesi ile iddia ve savunmalarını temel olarak ortaya koyduktan sonra, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile iddia ve savunmalarını, herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve karşı tarafın rızasına gerek bulunmaksızın genişletebilirler. Bu aşamadan sonra, iddia ve savunma genişletilemez. Buna, kavramsal olarak, “iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı” adı verilmiştir. Bu kavram, bir hukuk yargılamasında, tarafların, iddia ve savunmalarını ve delillerini, yargılamanın belirli bir aşamasına kadar sunmaları gerektiği olarak kısaca özetlenebilecek olan ve usul hukunun temel ilkelerinden birisi olan, Teksif İlkesi’nin bir yansıması olarak kabul edilmektedir. ISLAH kurumu işte tam da bu noktada, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının, yasaca da tanımlanmış bir istisnası olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeri gelmişken, karşı tarafın açık muvafakati ile de iddia ve savunmanın genişletilebileceğini belirtmekte yarar vardır.