Tebriz Rehabilitasyon Merkezlerinde Engelli Çocukların Hareket ve Davranışsal Özellikleriyle Salya Akımının Görülme Sıklığı ve İlişkisi

Amaç: Bu çalışmanın amacı, Tebriz’de engelli çocuklarda salya akmasının önemini, istatistiksel yaygınlık özelliklerini ve kas tonusu ve sosyal olgunluk arasındaki korelasyonu belirlemektir. Gereç ve yöntem: Tebriz rehabilitasyon merkezlerinden 176 çocuk rastgele seçildi. Salya akmasının oranı ve şiddeti, kas tonusu ve sosyal olgunluk değerlendirildi. Sosyal Olgunluk için standart Vineland Sosyal Olgunluk Ölçeği, kas tonusu için Ashworth sistemi ve Thomas-Stonell ve Greenberg anketiyle de salya akımının oranı ve şiddeti değerlendirildi. Sonuçlar: Salya akması yaygınlığı örneklemin % 79,35’i olarak tespit edilmiştir. Sosyal Olgunluk ve salya akması arasında (p <0.01) ve anormal kas tonusu ve salya akması arasında(p <0.01) anlamlı ilişki olduğu görüldü. Tartışma: Engelli çocuklarda salya akmasının sıkça rastlanan bir problem olması müdahale programlarında bu soruna yönelik tedavi yöntemlerinin uygulanması gerekliliğini göstermektedir. Ortaya çıkan salya akmasıyla, sosyal etkileşim ve kas tonusu arasındaki ilişki, tedavi, rehabilitasyon ve bağımsızlık ve yaşam kalitesini artırmada önemli role sahip olabileceği düşünülmektedir

Prevalence and Relationship of Drooling Severity with Movement and Behavioral Characteristics of Handicapped Children in Rehabilitation Centers of Tabriz

Purpose: The aim of this study is to determine the prevalence and statistical significance of the issue in children with disabilities in Tabriz and correlation of it with muscle tone and social maturity. Material and Methods: The population was selected randomly out of the children in rehabilitation centers in Tabriz (176 subjects). Rate and severity of drooling and muscle tone were evaluated besides the social Maturity of the aforementioned children. Social Maturity was assessed by the standard Vineland Social Maturity Scale, intensity and rate of drooling by Tomas-Stonell and Greenberg questionnaire and muscle tone by using the Ashwroth Scale. Results: Prevalence of drooling was identified in 79.35% of the studied population and a significant relationship between social Maturity and drooling (p<0.01) and also between abnormal muscle tone and drooling (p <0.01) was gained as a result. Conclusion: The high prevalence of drooling in this group of children implicates the need for special management and treatment planning in this regard. The revealed relationship between drooling, social interaction and muscle tone shall emphasize their role in treatment, rehabilitation and enhancing independence and quality of life for these children.