Hitit Tıbbının Ana Hatları

Birçoklarımız bilerek veya bilmeyerek eski medeniyetlere hayranlıkla bakıyor, bu medeniyetlerin yaratıcılarının birtakım konularda bugüne nazaran daha ileri olduklarına inanıyoruz. Hepimiz milattan 3 bin yıl önce eski Mısırlı hekimlerin beyin ameliyatı veya diş dolgusu yaptıkları gibi haberleri, popüler kitaplarda veya gazete sütunlarında oldukça sık okumuşuzdur. Ancak birinci elden kaynaklara inip, yazılı belgelerin ışığı altında o medeniyetlerin verilerini araştırdığımızda, bu tür savlardan birçoğunun, yanlış yorumlar sonucu ortaya çıktığını görüyoruz. Herkesin büyük ümitlerle baktığı, bir mucize beklediği ve sayıları 30 bini geçen Boğazköy Hitit arşivi tabletlerinden hareketle din, hukuk, bilim, teknik, edebiyat, güzel sanatlar, felsefe, matematik, ekonomi, coğrafya, tarih, astronomi, harp tekniği, sosyal ve ekonomik yaşam, tıp, doğa gözlemleri v.s, ve daha birçok konularda derinlemesine bir inceleme yapıldığında araştırıcı, yönelttiği ve metinlerden yanıtını beklediği sorunlardan bazı hallerde %70'in üzerinde bir oranın açık kaldığını görünce hayretler içinde kalıyor. Bu arşiv arasında örneğin, "falanca kral veya adam öldüğünde 65 yaşındaydı; askerlerin birçoğu harpte yaralandı ; bugün kar yağıyor; bay - bayan X kara saçlı, kara gözlü, güzel - çirkin bir kimseydi; x merdivenleri inerken ayağı kaydı ve düştü; deprem oldu" v.s, ve daha bunun gibi binlerce, insanın dış ve ruh dünyası ile ilgili birçok şeylerin hiç ifade edilmemiş olduğunu görüyoruz. Bu durum tabiatıyle bu arşivin bir kraliyet arşivi olması, yalnız kral ve kraliyet ailesiyle ilgili konuları kapsaması, halkla ilgili hemen hiçbir konuya yer vermemesinin bir sonucudur. Hitit ve genel olarak eski doğu insanının dünyaya bakış şekli de elbette büyük rol oynamıştır. Ion doğa düşünürlerine kadar, kim ne derse desin, bu konuda fazla bir ilerleme yoktur.

Some Early Bronze Age Objects from the District of Çorum

We have carried out a study of the Early Bronze Age metal objects which have been found either by chance or by illicit excavations in the Çorum - Amasya - Tokat region and its vicinity. Published in this article are the metal objects known with certainty to be from this area and which are presently on exhibit at the İstanbul and Çorum Archaeological Museums. I would like to extend my gratitude both to the former curator of the İstanbul Archaeological Museum, my colleague Mr. Necati Dolunay, and to the Director of the Çorum Museum, Mr. A. Ertekin, for permitting me to publish these finds. Certain very important problems exist for the archaeology of early Anatolia. As our country modernizes its methods of agriculture, much of the farm work is now being done by machinery and of other developments brought about by industrialization, we can quote the construction of highways, hydro-electric dams, factories and various highly technical installations. All of these have contributed toward the problem of accidental destruction of early sites in the Çorum - Amasya - Tokat region. Added to this is the existence of organized looters who plunder exposed sites in search of saleable antiquities. The Early Bronze Age objects from the cemeteries of Oymaağaç and Göller came to light under such unfortunate circumstances and before any properly controlled excavations could be carried out at these sites.