BİR MEDENİYET LİSANI OLARAK İSTANBUL TÜRKÇESİ

15. yüzyılın ikinci yarısında fethedilen İstanbul, Doğu Roma’daki payitahtlık mevkisini Osmanlı’ya da tevarüs ettirerek her bakımdan önemli bir şehir hâline gelmiştir. Dersaadet, sadece siyasi bakımdan değil, iktisadi ve kültürel bakımdan da imparatorluğun en gözde ve güzide şehri olmuştur. Klasik edebiyatımızın da hayat bulduğu bir kent olan İstanbul, 16. yüzyıl itibarıyla birçok Şark diyarını da geçerek edebiyat alanında ilk sırada yer aldığı gibi Türkçenin en nazenin hâlini yansıttığı İstanbul Türkçesi ile de Tebriz ağzına galebe çalarak, Batı Oğuzcası’nın bir bakıma “resmî yazı dili” olmuştur. Bunda elbette, devletin güç ve kudretinin de yadsınamaz bir payı vardır. Daha sonraki süreçlerde de daima kıymettar ve seçkin bir yazı dili olarak kalan İstanbul Türkçesi, Türklerin en kadim ülküsü olan Turan mefkuresi çerçevesinde “ortak dil” olarak gösterilmiştir

BİR MEDENİYET LİSANI OLARAK İSTANBUL TÜRKÇESİ