In diagnostic systems such as DSM-IV and ICD-10, symptom recognition is assumed to be unproblematic and diagnosis is based on sets of criteria. However in clinical practice clinicians meet challenges in elaborating on various forms of a symptom. Hallucination taken as an example is defined in various forms in literature such as pseudo-hallucination, conversive-hallucination, dissociative-hallucination, and "flasbulh" memories. There is no clear criteria of hallucinations in the current classification systems, which leads to misdiagnosis of patients with dissociative hallucinations, and leads to wrong treatments. In this case report we discussed different descriptive, etiological, and phenomenological aspects of hallucination by elaborating on tha symptoms of a case who survived long years of incestous traumas in her childhood. Literature about the relationship between traumatic experiences and 'hallucinations are reviewed. Hallucinations resulting from traumatic experiences are better named as dissociative hallucinations. Suspicions about clinical history of incest, is probably result of incest's being emotionally unacceptable for the clinicians, as much as it is for patients and family members. "> DSM-IV ve ICD-10 sınıflandırma sistemlerinde belirti tanımının sorunsuz kabul edilmesi ve daha çok belirti kümeleri üzerinde durulmasına karşın, klinisyenler belirtilerin farklı görünümleriyle karşılaşmakta ve belirti tanımlanmasında zorluklar yaşamaktadır. Örneğin literatüre göz atıldığında varsanılar, psödo-varsanı, konversif varsanı, disosiyatif varsanı, "flashbulb" hatıralar gibi farklı şekillerde tanımlanmıştır. Sınıflandırma sistemlerinde varsanılarla ilgili yeterli yönergelerin bulunmaması, dissosiyatif varsanıları olan hastalara yanlış tanı konulması ve yanlış tedavi uygulanmasına neden olmaktadır. Bu yazıda, çocukluğunda uzun yıllar boyunca ensest travmasına maruz kalmış bir olgu vesilesiyle, varsanıların farklı tanımları, etiolojik ve fenomenolojik özellikleri üzerinde durulmuştur. Travma ve varsanılar arasındaki ilişkiye dair literatür gözden geçirilmiştir. Travmatik yaşantıların sonucu olarak gelişen varsanıların, dissosiyatif varsanı olarak isimlendirilmesinin uygun olduğu kadar yakınları ve hatta hekimler için de duygusal olarak kabul edilmesi zor bir yaşantı olmasına bağlı olabileceği belirtilmiştir. "> DSM-IV ve ICD-10 sınıflandırma sistemlerinde belirti tanımının sorunsuz kabul edilmesi ve daha çok belirti kümeleri üzerinde durulmasına karşın, klinisyenler belirtilerin farklı görünümleriyle karşılaşmakta ve belirti tanımlanmasında zorluklar yaşamaktadır. Örneğin literatüre göz atıldığında varsanılar, psödo-varsanı, konversif varsanı, disosiyatif varsanı, "flashbulb" hatıralar gibi farklı şekillerde tanımlanmıştır. Sınıflandırma sistemlerinde varsanılarla ilgili yeterli yönergelerin bulunmaması, dissosiyatif varsanıları olan hastalara yanlış tanı konulması ve yanlış tedavi uygulanmasına neden olmaktadır. Bu yazıda, çocukluğunda uzun yıllar boyunca ensest travmasına maruz kalmış bir olgu vesilesiyle, varsanıların farklı tanımları, etiolojik ve fenomenolojik özellikleri üzerinde durulmuştur. Travma ve varsanılar arasındaki ilişkiye dair literatür gözden geçirilmiştir. Travmatik yaşantıların sonucu olarak gelişen varsanıların, dissosiyatif varsanı olarak isimlendirilmesinin uygun olduğu kadar yakınları ve hatta hekimler için de duygusal olarak kabul edilmesi zor bir yaşantı olmasına bağlı olabileceği belirtilmiştir.