Arap Edebiyatında Edebi Bir Tür Olarak Destan

Edebi türlerin en eskilerinden birisi olan ve Arapçadaki “melhame” sözcüğünün karşılığı olan destan kelimesi, “l-h-m” kökünden türemiş ismi mekândır. Sözlükte; “ölümlü, kanlı savaş, savaş yeri, savaşın en şiddetli hali, her taraftan ceset ve giysi parçaları saçılan, insanın kaçamayacağı derecede şiddetli bir savaş hali” gibi anlamlara gelmektedir. Spesifik anlamda ise, tarih öncesi dönemden günümüze kadar değişerek gelmiş, yazarı belli olmayan, kulaktan kulağa yayılan ve toplumun hayal gücüyle biçim değiştiren; insan ve insanüstü varlıklarla ilgili hayalî veya alegorik bir anlatımı olan halk hikâyeleridir. Klasik dönem Arap edebiyatında, Cahiliye-Emevi-Abbasi dönemi şairlerinin bazı şiirleri kahramanlık, savaş manzaraları içerse de bu tür şiirlerin tam bir destan olduğu söylenemez. Buna karşın Arap edebiyatında bulunan ve sîret şeklinde isimlendirilen halk hikâyeleri tarzındaki edebi tür, bazı edebiyatçılar tarafından destana eşdeğer olarak görülmüştür. Bu çalışmada, Arap edebiyatındaki destan anlayışı ortaya konmaya çalışılmıştır. Klasik ve modern dönem Arap edebiyatındaki destansı unsurlar ele alınmış, Arapların destan geleneğinden yoksun olmasının muhtemel sebepleri araştırılmıştır. Son olarak modern dönem Arap yapay destanlarından bazılarının kısa tanıtımı yapılmış ve bunlara ait bazı örnekler verilerek konunun daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir.

The Epic As a Literary Genre in Arabic Literature

The word epic, which is one of the oldest of literary genres and corresponds to the word “malhama” in Arabic; is a name derived from the root of “l-h-m”. In lexicon, it means “mortal, bloody war, war place, the most violent state of war, scattered corpses and clothes from all sides, oone of the most violent state of war that mankind cannot ran away”. However, specifically, they (epics) mean folk tales that have changed from prehistoric times to the present day, whose author is not known, traditionally spreading and transforming with the imagination of society and have an imaginary narrative about human and superhuman beings or have an allegorical narrative. Although it includes heroism and war scenes in some of the poems of the Jahiliyya-Umayyad-Abbasid period in classical Arabic literature, such poems cannot be said to be a complete epic. On the other hand, the literary genre in the style of folk tales, which is found in Arabic literature and named as sîrah (biography), has been seen as equivalent to epic by some writers. In this study, the understanding of epic in Arabic literature is tried to be put forward. Epic elements in classical and modern Arabic literature are discussed and possible reasons for the lack of the epic in Arab’s literature are investigated. Finally, a summary of some of the modern artificial Arab epics are introduced in an effort to make the article more comprehensible.

___

  • ‘Abdulhakîm, Ş.(1982). Mevsûʻatu’l-folklor ve’l- esâtîri’l-ʻArabiyye. Beyrut: Dâru’l-ʻavde.
  • ‘Abdulmu‘îd Hân, M. (1937). el-Esâtîru’l- ῾Arabiyye kable’l-İslâm. Kahire: Matbaʻatu lecneti’t-telif ve’t-terceme
  • el-Antakî, A. (1991). Melhametu’l-İmâm ‘Alî (el-Kasîdetu’l-‘aleviyyeti’l-mübâreke). Beyrut: Müessesetü’l-‘alemî li’l-matbû‘ât.
  • Boratav, P. N. (2014). Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği. Ankara: Tarih Vakfı Yayınları.
  • Dayf, Ş. (2000). Târihu’l-edebi’l-‘Arabî-‘Asru’l-câhilî. (22. Baskı). Kahire: Dâru’l-ma‘ârif.
  • Demirayak, K. (2012). Cahiliye Dönemi. (2.Baskı). Erzurum: Fenomen Yay.
  • Develioğlu, F. (2017). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat. (33.Baskı). Ankara: Aydın Kitabevi.
  • Enîs, İ. (2004). el-Mu‘cemu’l-vasît. Kahire: Mektebu’ş-şurûki’l-devliyye.
  • el-Ezherî, A. (1967). Tehzîbu’l-luga. Kahire: ed-Dâru’l-Mısriyye li’t-te’lîf ve’t-terceme.
  • el-Fâhûrî, H. (2005). el-Câm‘i fî târihi’l-edebi’l-‘Arabî-el-edebu’l-kadîm. Beyrut: Dâru’l-cîl.
  • Fayda, M. (2009). “sîret”. İslam Ansiklopedisi. ( XXXVII/319). Ankara: TDV Yay.
  • el-Ferâhidi, H. A. (2003). Kitâbu’l-‛ayn. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye.
  • Feyruzâbâdî, M. Y. (2005). el-Kâmûsu’l-muhît Beyrut: Müessesetu’r-risâle.
  • Ğarrîb, C. (trs). eş-Şi῾ru’l-melhamî, târihuhû ve a῾lâmuhû: Beyrut, Dâru’s-sekâfe.
  • Heyet, (2011). Türkçe Sözlük, (11. Baskı). Ankara: TDK Yayınları.
  • Heyet,(2005). el-Ustûra, tevsîk hadârî. Bahreyn: Cemʻiyyetu’t-tecdîdi’s-sekâfiyyeti’l-ictimâiyye,
  • Hüseyn, T. (1987). Min târihi’l-edebi’l-‘Arabî. Beyrut: Dâru’l-ilmi li’l-melâyîn.
  • İbn Dureyd, E. B. (1987). Cemheretu’l-luga. Beyrut: Dâru’l-ilmi li’l-melâyîn.
  • İbn Manzûr, C. M. (trs.). Lisânu’l-‘Arab. Beyrut: Dâru Sâdır.
  • el-İskender, A. (2004). el-Mufassal fî târihi’l-edebi’l-‘Arabî. Beyrut: Dâru ihyâi’l-‘ulum.
  • Ma῾lûf, F. (2012).῾Alâ bisâtı’r-rîh. Kahire: Müessesetü’l-Hindâvî.
  • Maʻlûf, Ş. (1936).ʻAbkar. Beyrut: Matbaʻatu mecelleti’ş-şark.
  • Muharrem, A. (1963). Melhametu mecdi’l-İslâm (el-İlyâdatu’l-İslâmiyye), Kahire: Dâru’l-‘urûbe li’n-neşr.
  • er-Râfi‘î, M. S. (2009). Târihu’l-âdâbi’l-‘Arab. Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye.
  • Selâme, P. (1999). ‘İydu’l-Gadîr. Beyrut: eş-Şirketu’l-‘âlemiyye li’l-kitâb.
  • eş-Şâbbî, E. K.(2013). el-Hayâlu’ş-şiʽrî inde’l-ʽArab. Kahire: Kelimât ʽArabiyye li’t-terceme ve’n-neşr.
  • Şevkî, A. (2012). Şevkiyyât, Kahire: Müessesetü’l-Hindâvî.
  • Tevfîk, M. Y. (1955). el-Mu‘allakatu’l-İslâmiyye fî târîhi’l-Ka‘beti ve’l-Mescidi’l-Harâm, Kahire: Matba‘atu’s-sa‘âde.
  • et-Tuncî, M. (2001). el-Mu‘cemu’l-mufassal fî ‘ulûmi’l-luga, Beyrut: Dâru’l-kutubi’l-‘ilmiyye,
  • Usta, İ. (2015). İslam Öncesi Arap Mitolojisi. Ankara: Ankara Okulu Yay.
  • Yetiş, K. (1994) “destan”. İslam Ansiklopedisi. (IX/2002). Ankara: TDV Yay.
  • ez-Zebîdî, M. M. (1967). Tâcu’l-‘arûs, Kuveyt: Matba‘atu hukûmeti’l-Kuveyt.
  • Zekeriyyâ, M. (1987). İlyâda el-Cezâir. Cezâir: Müessesetü’l-vataniyye li’l-kitâb.
  • ez-Zeyyâd, A. H. (2004). Târihu’l-edebi’l-‘Arabî, Beyrut: Dâru’l-ma‘rife.