PAN-TURANISTS’ EFFORT FOR ALLIANCE WITH NAZI GERMANY AND NAZI GERMANY’S PAN-TURANISM POLICIES

2 Ağustos 1914'teki Türk-Alman ittifak antlaşmasından sonra Almanya Enver Paşa'nın öncülüğünü yaptığı Panturan faaliyetlerini desteklemişse de Enver Paşa'nın Bakü petrollerini de kapsayan Kafkasya'daki faaliyetleri Alman çıkarlarıyla çatışmış ve Almanya Enver Paşa'nın faaliyetlerini Bolşevik Rusya ve Gürcistan ile işbirliği halinde engellemeye çalışmıştır. 2. Dünya Savaşı döneminde, 18 Haziran 1941'de imzalanan Türk-Alman Dostluk Antlaşması'nı Hitler Almanyası Türkiye'yi Almanya safında ezeli düşmanı Rusya'ya karşı savaşa sokmak için bir fırsat olarak görmüştür. Türk Hükümeti bu savaşta savaşa girmeyi reddedip denge politikasını sürdürmeyi tercih ederken Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa ve General Hüsnü Emir Erkilet gibi Türkiye'deki Panturancı ileri gelenler bu dostluk antlaşmasını ve Almanya'nın Sovyetlerle askeri çatışmasını Panturancı ideallerini gerçekleştirmek için bir fırsat olarak görmüşlerdir. Ancak, Türk kökenli halkların da yaşadığı Sovyet coğrafyasını "Alman Hayat Alanı" olarak gören Hitler Almanyası Sovyet coğrafyasında yaşayan Türk halklarının etnik, sosyal, siyasi ve ekonomik yapıları üzerine detaylı araştırmalar yapmış ve bu konuda, bu bölgeden gelen göçmen uzmanların olduğu kadar bu bölge üzerine çalışmış Alman bilim insanlarının da görüşlerine başvurmuştur. Bu araştırmalar ışığında; Kafkasya'nın salt Türk halklarından oluşmadığını, Türk kökenli halklar arasında Ruslar'a karşı askeri ve siyasi olarak harekete geçirecek ölçülerde Panturan bilincinin olmadığını, bu bilincin sadece göçmen olarak yaşayan eğitimli küçük bir kesimde bulunduğunu, hatta her bir Türk halkının ileri gelenleri ve Türkiye'deki Panturancılar arasında nihai amaca yönelik fikir ve gönül birliği olmadığınıtespit etmiştir. Buna ek olarak, Alman Büyükelçi Franz von Papen'in desteğiyle Nuri Paşa'nın Alman makamlarıyla yaptığı görüşmelerde aktardığı yayılmacı nitelikteki Panturancılık anlayışı 1918'de II. Willhelm Almanyası'nda olduğu gibi Bakü petrollerine kayıtsızşartsız sahip olmak isteyen Hitler Almanyası'nın çıkarlarıyla bağdaşmadığından ve Türk Hükümetini de Ruslar'a karşı harekete geçirecek bir politika değişikliğine yanaşmamasından ötürü bu görüşmeler sonuçsuz kalmıştır. Ancak Almanya, Türk Hükümetinden ve Türkiye'deki Panturancılar'dan bağımsız bir şekilde Türkçü politikaları çıkarları doğrultusunda kullanmaya devam etmiş, bir yandan göçmen Türk kökenlilerden danışman olarak yararlanırken diğer yandan Sovyet ordusundan esir aldığı Türk kökenli askerlerden lejyonlar oluşturmuştur

PANTURANCILAR’IN NAZİ ALMANYASI İLE İTTİFAK ÇABALARI VE NAZİ ALMANYASI’NIN PANTURANCILIK POLİTİKALARI

Following the Turkish-German alliance on August 2, 1914, although Germany supported the PanTuran activities led by Enver Pasha, Enver Pasha’s activities also in Caucasia covering Baku oils conflicted with German interests, and Germany tried to prevent Enver Pasha’s activities in cooperation with Bolshevik Russia and Georgia. During the period of World War II, Hitler Germany considered the Turkish-German Friendship Treaty signed on June 18, 1941 as an opportunity to plunge Turkey into the war on Germany’s side against their sworn enemy, Russia. While Turkish Government preferred to maintain a balance policy by refusing to enter this war, leading Pan-Turanists in Turkey such as Enver Pasha’s brother Nuri Pasha and General Hüsnü Emir Erkilet considered this friendship treaty and Germany’s military clash with the Soviets as an opportunity to realize their Pan-Turanist ideals. However, considering Soviet Geography in which Turkish origin peoples also live as “German Life Space”, Nazi Germany made detailed studies on Turkish peoples’ ethnic, social, political and economic structures, also consulted opinions of Germany scientists who had worked on this region and on immigrants coming from that region. In light of these studies; it was determined that Caucasia did not consist of only Turkish peoples, Turkish peoples did not have Pan-Turanism awareness in a way to prompt them against Russian in a military and political way, even leaders of each Turkish people and Pan-Turanists in Turkey did not have union of ideas and hearts towards the ultimate goal. Whereas, since expansionist Pan-Turnasim conception stated during Nuri Pasha’s conversations with German authorities thanks to support by German Ambassador Franz von Papen did not comply with interests of Nazi Germany that wanted to own Baku petrols unconditionally as in Germany under the reign of Willhelm II in 1918, and since Nazi Germany did not intend to change policy that would prompt Turkish Government against Russians, these talks did not yield any results. However, Germany continued to use Turkist policies in accordance with their interests independent from Turkish Government and Pan-Turanists in Turkey, while making use of Turkish origin immigrants as consultants on the one hand and establishing legions from Turkish origin soldiers taken prisoner from the Soviet army

___

  • ADAP (Akten Zur Deutschen Auswaertigen Amtes) 1918-1945: Serie D:Band XIII.1, Sechster Band–Erster Halbband; 23. Juni bis 14. September 1941,Vandenhoeck & Ruprecht, Göttingen, 1970
  • ADAP: Serie D: 1937 – 1941, Band XIII. 2, Die Kriegsjahre, Sechster Band – Zweiter Halbband, 15. September bis 11. Dezmeber 1941, Vadenhoeck & Ruprecht, Göttingen, 1970
  • ADAP: Serie E: 1941-1945, Band I, 12. Dezember 1941 – 28. Februar 1942, Vandenhoeck & Ruprecht, Göttingen, 1969
  • ADAP: Seri E: 1941 – 1945, Band II, 1. Maerz bis 15. Juni 1942, Vadenhoeck & Ruprecht in Göttingen, 1972
  • ADAP: Serie:E, 1941-1945, Band III, 16. Juni bis 30. September, Vandenhoeck & Ruprecht, Göttingen, 1974
  • BArch BA, Film 44645
  • BArch BA, NS 43/40
  • PA AA, R 261174
  • PA AA, R 261175
  • PA AA, R 29900
  • PA AA, R 28876
Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi-Cover
  • ISSN: 2146-1961
  • Yayın Aralığı: Yılda 4 Sayı
  • Başlangıç: 2010
  • Yayıncı: Prof. Dr. Kadir ULUSOY