Temyiz yolunda davaya katılma

Davaya katılma, mağdur, suçtan zarar gören ve malen sorumlu olanlara, açılan ceza davasında bulunmalarına imkan sağlayan bir haktır. Bir suçun mağduru veya suçtan zarar göreni olmak, kişiye otomatik olarak katılan sıfatını vermemektedir. Bu kişilerin katılan sıfatını alabilmeleri için, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye şikayetçi olduklarını bildirerek talepte bulunmaları ve bu talebin mahkeme tarafından kabul edilmesi gerekir. Şikayetin ne anlama geldiğini idrak edebilen her suç mağduru veya zarar gören şikayet hakkını kendisi kullanabilir. Bunun için reşit olmaya gerek yoktur. Bu nedenle kendisine karşı işlenen suçtan dolayı şikayetçi olduğunu belirttiğinde, ister seçilmiş ister atanmış olsun vekili onun adına katılma talebinde bulunabilecektir. Buna karşılık mağdur küçüğün şikayetçi olmadığı veya şikayetinden vazgeçtiği hallerde ister seçilmiş ister atanmış olsun vekilin katılma davası açması mümkün değildir. Suçtan zarar görenin ceza mahkemelerinde avukatlığını üstlenen vekilin, suçtan zarar gören adına davaya katılma talebinde bulunması mümkündür. Vekilin böyle bir talepte bulunması için vekaletnamesinde ayrıca bir açıklığın bulunması gerekmez. Fakat vekil edenle vekil olanın iradeleri çatıştığında hiç kuşkusuz vekil edenin iradesine üstünlük tanımak gerekir. Bu konuda CMK’nın 266. Maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen hükmün zorunlu vekil bakımından kıyasen uygulanması da mümkün değildir. Zira sınırlayıcı ve istisnai hükümlerde kıyas yapılamaz. Yargıtay’ın aksine içtihatlarına katılma imkanı bulunmamaktadır. Kanun yolu muhakemesinde kamu da‐ vasına katılmanın üç durumda mümkün olduğu görülmektedir. Buna göre ilk derece mahkemesinde katılma talebinde bulunmuş olmakla birlikte bu talebi reddedilenler ile bu isteği ilk derece mahkemesinde karara bağlanmamış olanların katılma istekleri kanun yolu başvurusunda incelenip karara bağlanacaktır. Buna ilave olarak katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar da kanun yoluna başvurma hakkına ve dolayısıyla davaya katılma yetkisine sahiptirler. Bu kişiler suçtan zarar görmelerine rağmen ilk derece mahkemesinde görülmekte olan davadan haberdar ol‐ mamış kişilerdir.

Joinder within the appeal process

Joining a case is a right given to victims, those who suffered damages because of crime and those who is responsible as to property for them to be in the criminal action.A person would not become ipso jure the joiner by being the victim or sufferer of the crime. These persons to be the joiner they should make a request for complaint to the court which initiated the public action; and the court to accept such request. For this reason, a person who would could able to know what the complaint does constitute, could use the right to complain as a person. Such person does not have to be major. Thus, a representative of such person, be it appointed or selected, could request the joinder. If the victim who is a minor does not make a complaint for the crime, the representative could not make a joinder request. Lawyer who represents the victim could make a request on behalf of the victim to join. There is no necessity for the lawyer to have a specific power in that regard. However, should there be any conflict between the will of the victim and the declaration of the lawyer, the will of the victim should be preferred. To this end, Article 266 of the Criminal Procedure Code regarding imposed representative could not be applicable by analogy. That is because analogy is not accepted on rules with restrictive and impositive nature. We could not agree with the decisions of the Court of Appeal on the contrary to that rule. It is indicated that there are three ways of joinder in appeal procedure. The requests of joinder made before the court of first instance but denied or not taken into consideration could be adjudicated and resolved at the appeal level. In addition, person who suffered damages could make an application to appeal and could join to the criminal case. These persons were suffered from the crime bot were not aware of the criminal action.

___

  • Centel, Nur/Zafer, Hamide, Ceza Muhakemesi Hukuku, 6. Bası, Kasım 2008.
  • Koca, Mahmut/Üzülmez, İlhan, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 6. Baskı, Ankara, Ağustos 2013.
  • Kunter, Nurullah /Yenisey, Feridun/Nuhoğlu, Ayşe, Muhakeme Hukuku Dalı olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, 16. Bası, İstanbul, 2008.
  • Özbek, Veli Özer / Kanbur, Mehmet Nihat /Doğan, Koray /Bacaksız, Pınar/Tepe, İlker, Ceza Muhakemesi Hukuku, 3. Baskı, Ankara, Eylül 2012.
  • Özgenç, İzzet, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 9. Bası, Ankara, Eylül 2013.
  • Öztürk, Bahri /Tezcan, Durmuş/Erdem, Mustafa Ruhan/Sırma, Özge/ Saygılar Kırıt, Yasemin F./Özaydın, Özdem/Alan Akcan, Esra/Erdem, Efser, (Editör: Bahri Öztürk), Nazari ve Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Ders Kitabı, 4. Baskı, Ekim 2012.
  • Şahin, Cumhur, Ceza Muhakemesi Hukuku I, 3. Baskı, Ankara, Eylül 2012.
  • Şahin, Cumhur/Göktürk,Neslihan, Ceza Muhakemesi Hukuku II, 2. Baskı, Ocak 2013.
  • Ünver, Yener/Hakeri, Hakan, Ceza Muhakemesi Hukuku, 5. Baskı, Ocak 2012.
  • Yurtcan, Erdener, CMK Şerhi, İstanbul, 2005.