UŞAK ÇEŞMELERİNİN KORUNMA DURUMLARI, TARİHİ KİMLİKLERİNİ KORUMA BAĞLAMINDA DÜŞÜNCELER

Su mimarisinin en dikkat çekici yapılarından biri olan çeşmeler, Uşak'ta tarihi kent dokusu içerisinde özel bir yere sahiptir. Yapılar, kentteki tarihsel mimari mirasın bütünlüğünde öncülük etmektedir. 2015 yılında, Uşak Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Birimi Koordinatörlüğü tarafından kabul edilen "Uşak'taki Su Mimarisi" adlı proje çalışması kapsamında Uşak İl merkezi, il merkezine bağlı köyler ile merkez ilçelerde çalışmalar başlamıştır. 2015 yılı çalışmalarının ilk bölümünde merkezde yer alan 33 çeşme tespit edilmiştir. Üç yılda tamamlanması düşünülen proje kapsamında diğer ilçe ve köylerdeki çeşmelerin de tespit edilerek çalışmaya eklenmesi hedeflenmektedir. Çalışmamızda merkezde tespit ettiğimiz çeşmelerin korunma durumlarına değinilmiştir. 2015 yılı çalışmalarının ilk bölümü olan Uşak merkezdeki çeşmeler incelenmiş ve elde ettiğimiz verilerle yapıların korunma durumlarına yönelik bir ön çalışma hazırlanmıştır. Tüm çeşmelerin tespiti sonrasında elde edilecek verilerle birlikte hazırlanacak çalışmada ise, Uşak'taki çeşmelerin Anadolu Türk çeşme mimarisi içerisindeki yeri plan, mimari ve süsleme programı açısından incelenip derlenecektir. Uşak merkezde tespit ettiğimiz çeşmelerin çoğu bir konut, cami, bahçe ya da hazire duvarına bağımlı şekilde tasarlanmıştır. Çeşmelerin çoğunun bitişik oldukları yapılarla birlikte ya da yapılardan önce inşa edilmiştir. Uşak'taki 33 çeşmeden 28'i tek cepheli, 4'ü çift cepheli, 1'i üç cephelidir. Çeşmelerde ana nişlerden 12'si bir sivri kemer ile 7'si yuvarlak kemer, 2'si gemi teknesi kemer, 3'ü basık kemer, 1'i dilimli kemer, 1'i düz atkı taşı ile örtülüdür. Çeşmelerden 5'inde ise kemer formu yapılan onarımlarla bozulmuştur. Çeşmelerin gövde biçimleri ise yoğunlukla dikey dikdörtgen formdadır. Çeşmelerin 28'inde gövde dikey dikdörtgen formda, 2'sinde yatay dikdörtgen formda, 3'ünde de kare prizmadır. Çeşmelerin su haznelerine baktığımızda ise ya yapının arkasına bitişik ya da ortasına yerleştirilmiş şekilde tasarlandığı görülmektedir. Uşak merkezde yer alan çeşmelerde inşa malzemesi olarak yoğunlukla kesme taş malzeme kullanılmıştır. Az da olsa moloz taş ve kaba yonu taş ile mermer ve devşirme malzeme de çeşmelerde kullanılan malzemeler arasındadır. Roma ve Bizans dönemi mimari plastikleri, ana nişte yoğunlukla ayna taşı olarak ya da ana nişi iki yandan sınırlandıran plasterler şeklinde kullanılmıştır. Çeşmelerle ilgili en vahim durum yarısının bugün işlevsiz olmasıdır. Merkezde yer alan çeşmelerden 16'i işlevine devam etmekteyken, 17'si işlevsizdir. Uşak çeşmeleriyle ilgili bir diğer durum çoğunda bugün kitabesinin olmamasıdır. Uşak merkezde yer çeşmelerden 8'inde kitabe bulunurken, 25'inde bugün kitabe yoktur. Uşak'ta yer alan çeşmelerin büyük çoğunluğu bugün işlevsizdir. Çeşmeler, zamanın, doğanın ve en acısı insanların verdiği tahribatla lokal kayıplara ve deformasyonlara maruz kalmıştır. Çeşmelerin çoğu ayakta olduğu için, yapılan müdahaleler gözlenebilmektedir. Çeşmeler, özgün mimari özelliklerini, kısmi müdahalelerle birlikte, büyük ölçüde koruyarak günümüze ulaşmıştır. Kentimizin kimliğini oluşturan yapılar içerisinde yer alan, Uşak'ta tarihi kent dokusu içerisinde özel bir yere sahip olan ve yukarıda kısaca tanıtımlarını yaptığımız ve korunma durumlarına değindiğimiz Uşak çeşmeleri, kentteki tarihsel mimari mirası korumasına ve bir bütünlük sağlanmasında öncüllük etmektedir. Bu yapıların korunması adına tanıtılması, işlev kazandırılması ve gerekli bakım ve onarımlarının ehil kişilerce yapılması elzemdir

PROTECTION OF UŞAK FOUNTAINS, IDEAS ON PROTECTION OF HISTORICAL IDENTITY OF THE FOUNTAINS

A most striking section of aqua architecture, fountains occupy a special place in the historical urban fabric of Uşak. These buildings lead the totality of architectural legacy the city possesses. In the scope of the project work “Aqua Architecture in Uşak” accepted by the Scientific Research Project (BAP) Unit Coordinatorship of Uşak University, studies were started in Uşak’s city center, and the villages connected to city’s center, along with other central districts. In the scope of this project, estimated to be complete in three years, the main objective is to detect and include the fountains revealed in other districts and villages. In this stage of our study the objective is to draw attention on the state of protection these fountains located in the central region of the province receive. As the first stage of the 2015 study, fountains located in the city center of Uşak were scrutinized and a pre-study was prepared as to the protection conditions of the buildings according to the gathered data. And, in the study to be prepared when the data gathered from the entire province is complete, the place of Uşak’s fountains in Anatolian Turkish fountain architecture will be examined and a review will be compiled with respect to planning, architecture and ornamentation programs. Most of the fountains detected in Uşak’s city center were designed to maintain an attachment to walls of a residence, mosque, garden or cemetery (hazire). Most of the fountains were built either simultaneously with or before the construction of the buildings to which they are adjacent. Of the 33 fountains Uşak province hosts, 28 have a single front, 4 have double fronts and 1 has triple. Of the main niches 12 were lancet arches, 7 were round arches, 2 had arches resembling the bottom of a ship, 3 were drop arches, 1 was cusped and 1 was covered with flat lintel stone. In most examples shape of the body part is in the form of a vertical rectangle. 28 of these fountains have their body in vertical rectangle form, while 2 have horizontal rectangles, and 3 have the form of a tetragonal prism. When the water tanks are reviewed, it is apparent that they were placed either adjacently to the back of the structure or in the middle of it. In city-center located fountains of Uşak face stones were commonly employed as construction material. Though in fewer quantities, rubble stone and pitch-faced stone along with marble and unneeded material collected from older structures are amongst the material used in construction of fountains. Architectural plastics of Roman and Byzantine Eras were generally used as ornamental slabs or plasters limiting the main niche from both sides. The most unfortunate circumstance these fountains present is that half of them are out of use. Whilst 16 of the city-center fountains maintain their function, 17 remains dysfunctional. Another unfortunate instance is that most of these Uşak’s fountains do not have epigraphs. Of all the fountains located in Uşak’s city center 8 possess epigraphs while 25 have none. Most of the fountains located in Uşak are dysfunctional. These fountains were exposed, with damage caused by time, nature and most bitter of all by humans, local losses and deformation. Because most of the fountains still stand the interventions performed can be observed. The fountains, with partial interventions, reached today, protecting most of their original architectural qualities. Among the structures that form the identity of our city, holding a special place within Uşak’s historical urban fabric, Uşak’s fountain, which were briefly described and evaluated by their protection status, lead the way in protection of city’s historical architectural legacy and obtaining a sense of integrity. It is crucial that for purposes of protection, these structures must be presented, functioned and required maintenance be completed by experienced personnel

___

  • ALTUN A., (1981-1982). Kütahya’nın Türk Devri Mimarisi, Atatürk’ün Doğumunun 100. Yılına Armağan Kütahya, İstanbul.
  • AREL A., (1975). Onsekizinci Yüzyıl İstanbul Mimarisinde Batılılaşma Süreci, İstanbul.
  • ASLANAPA, O., (1949). Edirne’de Osmanlı Devri Abideleri, İstanbul.
  • AYDOĞDU, G., (2010). Afyonkarahisar İli Sandıklı İlçesi Çeşme ve Kitabeleri, Salihli.
  • ÇEÇEN K., (1988). Mimar Sinan ve Kırkçeşme Tesisleri, İstanbul.
  • DEMİREL Ö., (1992). Sivas Çeşmeleri, OTAM (Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi), Sayı: 3, s. 169-178.
  • DENKTAŞ M., (2000a) Kayseri’deki Tarihi Su Yapıları (Çeşmeler, Hamamlar), Kayseri.
  • DENKTAŞ, M., (2000b). Karaman Çeşmeleri, Kayseri.
  • DEVELLİOĞLU F., (1988). Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, 15. Baskı, Aydın Kitâbevi Yayınları.
  • EYİCE S., (2002). Batı Sanat Akımlarının Değiştirdiği Osmanlı Dönemi Türk Sanatı, Türkler, C.15, Ankara, s. 284-309.
  • EYİCE S., (1993). Çeşme, İslam Ansiklopedisi, C.VIII, İstanbul, s. 277-286.
  • GEYİK G., (2007). İzmir Su yapıları, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı (yayınlanmamış) Yüksek lisans Tezi, Erzurum.
  • HASOL D., (2008). Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, 10. Baskı, YEM Yayınları, İstanbul.
  • IŞIKDOĞAN A., (2013). Balıkesir Çeşmeleri, (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi), Van.
  • İNCE K., (2014). Uşak/Ulubey’deki Osmanlı Mimarisine Dair, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 9/10
  • Fall 2014, p. 667-696, ISSN: 1308-2140, www.turkishstudies.net, DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.7151, ANKARA-TURKEY. İNCE K., (2004). Uşak’ta Türk Mimarisi, Isparta.
  • KARASU, G., (2006). Afyon Çeşmeleri, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Anabilim Dalı (Yayınlanmamış ) Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
  • KUBAN D., (1994). “Barok Mimarisi”, Dünden Bugüne İslam Ansiklopedisi, C: 2, İstanbul. KUBAN D., (2007). Osmanlı Mimarisi, İstanbul.
  • KUYULU İ., (1992). “XIX. yüzyıl Osmanlı Mimarîsinin Gelişimine Genel Bir Bakış” Tanzimat’ın 150. Yıldönümü Sempozyumu - Bildiriler, İzmir, 47-62.
  • KÜRKÇÜOĞLU A. C., (1997). Şanlıurfa Mimari Eserleri, Ankara.
  • ÖDEKAN A., (1992). “Kentiçi Çeşme Tasarımında Tipolojik Çözümleme” Semavi Eyice Armağanı/İstanbul Yazıları, İstanbul, s. 281-298.
  • ÖNGE Y., (1991). “Fıskıyeli Türk Çeşmeleri”, Vakıflar Dergisi, S.XXII, Ankara, 99-101.
  • ÖNGE Y., (1997). Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Su Yapıları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara.
  • ÖNER, S., (2004). İstanbul Meydan Çeşmeleri, İlgi, S.107, İstanbul, s. 3-9.
  • ÖZDENİZ, Y., (1997). Türk Mimarisinde Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde Su Yapıları, Ankara.
  • ÖZDENİZ, E., (1995). İstanbul’daki Kaptan-ı Derya Çeşmelerive Sebilleri, İstanbul.
  • PİLEHVARİAN N K., URFALIOĞLU N., YAZICIOĞLU L., (2000). Osmanlı Başkenti İstanbul’da Çeşmeler, İstanbul.
  • RENDA G., (2002). “Yenileşme Döneminde Kültür ve Sanat”, Türkler Ansiklopedisi, C: 15, Ankara, s. 265-283.
  • SÖZEN M.–TANYELİ U., (2011). Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul.
  • TALİ Ş., (2010). “İstanbul Su Mimarîsinde Fatih Sebillerinin Önemi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Ordu, C:3, S.10 , s. 558-571.
  • TANIŞIK H., (1943). İstanbul Çeşmeleri 1, İstanbul.
  • TÜMER H., (1971). Uşak Tarihi, İstanbul.
  • Uşak Kültürel Değerler Yapı Envanteri (2007). T.C. Uşak Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları, İzmir.
  • YILDIRIM, M.Z., (2011). Bazı Uşak Çeşmeleri ile İlgili Tespitler, CIEPO Uluslararası Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Tarihi Araştırmaları 6. Ara Dönem Sempozyum Bildirileri (14-16 Nisan 2011 Uşak), C.II, İzmir, s. 1313-1334.
  • YURTTAŞ H.-ÖZKAN H., (2002). Tarihi Erzurum Çeşmeleri ve Su Yolları, Erzurum.