LABOR PAINS OF THE FINAL GAINS: GLOCAL INTEGRATEDGOVERNANCE AT ALL LEVELS OF MULTI-POLAR GAMES

Makalede, küresel düzenin sırasıyla önce iki kutuplu sistemden geçici tek kutuplu sisteme ve daha sonra da mevcut çok kutuplu sisteme doğru evrimleşme sürecinin analizi hedeflenmiştir. Bu nedenle, çalışma öncelikle "uluslararası sistemin güç ilişkileri bağlamında çok kutuplu bir sisteme evrilip evrilmediği" ve daha sonra da "bu dönüşüm sürecinin tamamlanıp tamamlanmadığı" soruları üzerine odaklanmayı amaçlamıştır. Betimsel bir metodoloji ile halen özellikle Ortadoğu bölgesinde devam etmekte olan ve Türkiye'yi yakından etkileyen ulus içi ve uluslararası çatışmalar, güç dengelerinin evrimine ve savaş ve çatışmaların değişen doğasına dayalı bir perspektiften incelenmiştir. Analiz sonucunda bölgede devam eden çatışmaların asimetrik savaş ortamını yeni ve "asimetrik ötesi" bir tipe doğru değiştirdiği ve bu yeni çatışma tipinin "asi-matris savaş" olarak ortaya çıktığı değerlendirilmiştir. İncelemenin devamında, son dönemde gerek uluslararası siyaset gerekse akademik alanda çokça tartışıldığı üzere, mevcut yönetişim düzeninin ve kurumlarının hem küresel, hem ulusal hem de yerel düzeydeki dengeyi sağlamakta ve ihtiyaçlara cevap vermekte yetersiz kaldığı faraziyesinden hareketle tartışma derinleştirilmiştir. Bu faraziyeye dayalı olarak "çok kutuplu, çok boyutlu ve çok katmanlı" küresel ve bölgesel denge düzeninin ihtiyaçlarına cevap verebilecek muhtemel bir "küreyerel bütünleşik (entegre) yönetişim sisteminin" asgari temel gereklilikleri tartışılmıştır. Sonuç olarak, çalışmanın küresel ve bölgesel sürdürülebilir bir barış ortamını mümkün kılacak daha iyi bir yönetişim sistemine ilişkin tartışmaları tetikleyerek akademik yazına katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. İnceleme neticesinde, entegre/bütünleşik küreyerel/küreyel bir yönetişim sisteminin, kültürel farklılıklara her yönüyle saygı esasına dayanan ve onları koruyan, yukarıdan aşağı tek tip ve yoksul bir kültür oluşturmaya dönük zorlayıcı bir yapı yerine, gerçek çok katlı ve zengin kültür kompozisyonlarını destekleyen bir mekanizma üzerine kurulu olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla bütünleşik yönetişim modeli tektiplik yerine uyum üzerine inşa edilmelidr.

___