İNSAN VE MEDENİYETİN GELECEĞİ: İSLAMİ BİR PERSPEKTİF

İnsanoğlu içinde yaşadığı hayata anlam veren bir varlıktır. O, sürekli olarak çevresini ve içinde bulunduğu evreni anlamaya ve anlamlandırmaya çalışmaktadır. Onun bu çabası bilim ve teknolojinin üretilmesini sağlamıştır. Elde ettiği bilim ve teknoloji ile hem hayatı ve varlığı doğru anladığını düşünür hem de mutluluğa ulaşacağı umudunu taşır. Fakat bu hedeflerine ulaşamayınca bir takım hayal kırıklıkları yaşar ve ümitsizliğe düşer. Dolayısıyla gittikçe eş, dost, akraba ve insanlığın ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalır ve bencilleşir. Diğer taraftan insanoğlu maddi refah ve teknolojik güçlere rağmen, kendisinin oluşturduğu müreffeh medeniyetin de ciddi birtakım krizler içinde olduğu görülmektedir. Medeniyetin yükselişine öncülük eden güçler etkinliğini kaybediyor. Medeniyet gemisinin güvenliğini sağlayan şamandıralar çöküyor ve insanları bir arada tutan değerler yok oluyor. Bu problem sadece birkaç kişi ve bölgeye münhasır olmayıp yaşamın bütün suyunu kirletmiş durumdadır. Medeniyetin çağdaş krizine dair yapılan analizler, insanoğlunun kritik bir noktada olduğunu gösteriyor. Analizlerin çoğu hastalık için birer reçetedir. Hayatın devamlılığı yeni bir başlangıca bağlıdır. Yani insanoğlunun ahlaki şamandıralarının yeniden keşfine ihtiyaç vardır. Dünya, insanoğlu ve insanın kaderi, hem insan hem de toplumun kabul ettiği yeni bir vizyona bağlıdır. Bu vizyon için insanlar "Allah Kelimesi"'nin keşfine ihtiyaç duyar. Bu kelime, insanlara Yaratıcı'sını, yaratılış amaçlarını ve onlara 'yaratılmışların en iyisi' olarak kendi konumlarını bildirir. Yani insanlara hayatta yapmaları gereken ve yaptıklarına karşılık alacakları ödülleri elde etmeleri için kılavuzluk eder.Onlara ahireti anlatır ve insani değerleri öğretir. Ayrıca, bu kelime her şey için doğruluk ve adalet kriterini esas alır. Dolayısıyla insanların hem birbirileriyle hem de tüm evren ve Yaratıcı'yla barış içinde olmalarını sağlar. Gerek insanın mutluluğu gerekse de medeniyetin doğru bir yöne evrilerek devamlılığı bu prensiplere bağlıdır.

THE FUTURE OF HUMANITY AND CIVILIATION: AN ISLAMIC PERSPECTIVE

Human being is an entity that gives meaning to life. He constantly tries to understand and give meaning to his surrounding and the universe. Science and technology have been produced thanks to this effort. By supplying science and technology he both believes that he can perceive life and entity correctly and carries hope to reach the happiness. But when he can not reach his goals, he gets diappointed and becomes sad. And then in time he becomes indifferent to his belove's, in general humanity's needs. Namely, he becomes "selfish". Also in spite of wealtiess and tecnological power, human beings face big crises in civilization that he has created. The powers leading the rise of civilization are loosing their effectiveness. The buoys that provide the safety of the ship of civilation are crumbling and values that hold people together disappear. İt is seen that this problem is not exclusive to both only a few people and the region but also has dirtied all the source of life. The analyses about the contemporary crisis of civilization shows that the critical point is mankind. Most of analyses are a recipe fort he problem. Continuity of the life depends on a new beginning. There is a need to rediscover the buoys of the moral of human beings. World, the human being and the fate of the human beings depends on a new vision that is accepted both by human and society. This vision for the people needs discovery of "the word", Allah. This word tells people about their Creator, the objectives of the creation and give them their position as ' best ' creation. İt guides people in response to what people should do to acquirre rewards in their lives. İt tells them about the hereafter and teaches them human values. In addition, it is based on the criterion of truth and justice for everything. In short, it provides that people are in peace with each other, all the universe and Creator. In this case, both mankind and continuity of the civilization through evolving it to the right direction depend on this principles.

___

  • Arnold Tonybee, (1934) A Study of History (Tarih Üzerine Bir Çalışma), (Oxford: Oxford Üniversitesi Baskısı, Uluslararası Sorunların Kraliyet Enstitüsü himayesinde yapılan bir basım.
  • Alexander King and Bertrand Schneider, (1991) The First Global Revulation (İlk Küresel Devrim), Roma Klup Konseyinin raporu (Londra: Simon ve Schuster).
  • Josepy A. Camilleri, (1976) Civilization in Crisis: Human Prospects in a Changing World (Krizdeki Medeniyet: Değişen Dünyada İnsanların Beklentileri), Camprice: Camprige Universitesi Basımı.
  • Khurshid Ahmed, (1981) Family Life in Islam (İslam'da Aile Hayatı), Leicester: İslami Kurum.
  • _____________, (1994) Islamic Approach to Development (İslam'ın Gelişmeye Yaklaşımı), İslamabad: Politika Çalışmaları Enstitüsü.
  • Oswald Spengler, (1922) The Decline of The West (Batı'nın Çöküşü), Charles Atkinton tarafından notlarla beraber yapılan etkin bir tercüme, Londra: G. Allen.
  • Pitirim Sorokin, (1937) Social and Cultural Dynamic (Toplumsal ve Kültürel Dinamikler), (New York: Amerikan Kitap Evi.
  • _____________, (1946) The Crisis of Our Age: İts Social and Cultural Outlook (Çağımızın Krizi: Onun Sosyal ve Kültürel Görünüşü), New York: E.P. Dutton.