Michel Foucault, çok çeşitli sosyal-tarihsel, felsefi-epistemolojik, kültürel-antropolojik konuları içeren çok sayıda eseri aracılığıyla postmodernizmin en tanınmış figürlerinden biridir. Foucault'nun eserlerinde zengin ve çok renkli konu yelpazesi vardır: psikoloji ve deliliğe olan eski ilgi alanlarından başlayıp, modern tıbbın ve beşeri bilimlerin doğrultusunda, cinsellik tarihinin disiplin biçimlerinin analizine kadar uzar. Modern görüşlere karşı çıkarak, Marksizm ve psikanaliz gibi teorilerin daha kolay yerel araştırma araçları yarattığını kabul etse de, küresel ve totaliter teorilere hem teorik, hem de politik düzeyde itici etkisine kıyasla bireysel, süreksiz ve yerel eleştirinin kendine özgü etkililiğini değerlendirir. Yine de, uygulamada indirgemeci ve empoze edici olduklarına ve bu teorilerin çok sayıda bilgi ve mikroanaliz biçimiyle değiştirilmeleri gerektiğine inanıyordu. Soy ağacı, onun felsesindeki temel kavramlardan biridir ve günlük hayatımızın gerçeğini sorunsallaştırmayı amaçlamıştır. Bunlar: bedenlerimiz (cinsellik), sosyal kurumlarımız (hapishaneler, okullar, hastaneler, aileler) ve bilimsel kuramlar (normallik, delilik, sağlık ve hastalıklar) aslında tarihsel olarak değişken güç ilişkilerinde üretilen nesnelerdir. Foucault tarafından önerilen şecere analizi, doğal deneyimlerimizi iyi bilinen yanlarını ezberbozarak iyi bilinen bilgi birliğini yok etmeyi, aynı zamanda böyle bir siyasi iradenin teoride yaratılmadığını, ancak eyleme ve faaliyet gösterecek insanlara ihtiyaç duyulduğunun farkındalığını amaçlamaktadır. Bu makalenin amacı, şecereyi Foucault’un düşünce penceresinden açıklamayı ve hakimiyet’le olan ilişkisi üzerinden incele yapmayı hedefler.

Michel Foucault is one of the most emblematic figures of postmodernism, who included a wide range of social-historical, philosophical-epistemological, cultural-anthropological issues through his numerous works. There is a rich assortment of matters in the works of Foucault: from his early interests in psychology and madness, through the birth of modern medicine and humanities, to the analysis of disciplining forms of the history of sexuality. By opposing modern views, he valorizes the peculiar effectiveness of the individual, discontinuous, and local critique compared to the driving effect of global and totalitarian theories, both on the theoretical and political level, although he acknowledges that theories such as Marxism and psychoanalysis created easier tools for local research, however he believed that they are reductionist and imposing in practice, and should be replaced by a plurality of forms of knowledge and microanalysis. Genealogy is one of the key notions in his philosophy, through which he aimed at problematizing the truth of our everydayness: our bodies (sexuality), our social institutions (prisons, schools, hospitals, families) and scientific norms (normality, madness, health and diseases) which are in fact objects produced in historically changeable relations of power. The genealogical analysis suggested by Foucault aims to destroy the unity of the well-known and natural objects of our experience, at the same time being aware that such a political will is not created in theory but it needs action and people who would operate in such a way. The purpose of this paper is to examine genealogy through the prism of Foucault’s thought and its relation to power.